Ö'

1.2K 235 169
                                    

"Şaka?" Seungmin iç çekerek yanında duran robota bakarken Chan ensesini kaşımıştı. 

"Anlatacaklarım var." dediğinde Seungmin eliyle içeriyi gösterip burnunu çekti. Jeongin arkalarından kapıyı kapatırken üç genç ve robot salona geçmişti. Seungmin hızla koltuktaki peçete ve diğer şeyleri toparlarken Chan koltuğa oturmuş, Minho ise ayakta dikiliyordu.

"Bir şey içer misin hyung?" dedi Jeongin. Evde en aklı başında olan oydu nihayetinde.

"Su alsam güzel olur. Bence Seungmin'e de bir bardak getirsen çok iyi olur." dediğinde Seungmin kaşlarını çatmıştı.

Dikkatle robotu incelerken onun Minho'su olup olmadığını anlamaya çalışıyordu ki tanıdık tondaki kahkahayla dudak büzdü. "Minho?"

"Seungmin, ağlama artık." dedi Minho gülerek. Seungmin dizlerini kendine çekip çenesini dizlerine yaslarken Jeongin suları bırakıp oturmuştu.

"Gerçekten Minho musun?"

"Sadece benim bilebileceğim bir şey sor bakalım." dedi Minho. Seungmin onun tanıdık tavrına dudaklarını dilemiş ve iç çekmişti. Gözlerini kapatıp Flash bellekte olmayan bir şey düşünmeye çalıştı. İnternetten öğrenemeyeceği, bilmesinin gerçekten zor olduğu...

"Kameran bozulduğunda," dedi Seungmin. "Sürekli fotoğraf çekiyordun ve sorunu çözemiyorduk." dediğinde Minho gülümsemişti.

"Çieçkli pijamalarınla çektiğim fotoğrafları silmezsem beni sıfırlamakla tehdit ettiğin günü mü diyorsun?" dediğinde Seungmin şok olmuştu.

Eliyle robotu işaret ederken Chan güldü. "Nasıl? Yani, bu, imkansız." dedi Seungmin. "Sıfırlamıştım. Ben yapmıştım. O son görüntüler bile Flash'ta var. Gözlerinin içine bakıyorum, ağlarken sıfırlıyorum." dediğinde Chan iç çekti.

"Bir yudum su al, Seungmin."

"Chan, bu saçmalık."

"Değil." dedi Chan. "Felix," diyip iç çekmişti. "Bak, biz zaten bir gün onu sıfırlamamız gerektiğini biliyorduk. Felix bunun için güçlü bir sürücü yapmaya çalışıyordu." dediğinde Seungmin elindeki bardaktan su içerken onayladı.

"Bir türlü olmuyordu. O gün sana çok bağırdı çünkü artık sürücü oluşturacak vakti kalmamıştı." dedikten sonra Minho'yu işaret etti.

"Lk98-"

"Lee Minho." diye düzeltti Minho onu. Chan gülerek devam etmişti. "Minho seninle olan anılarını yedekledikten sonra yaptığın tuş hareketi onu sıfırlamak değilmiş." dediğinde Seungmin kaşlarını çattı.

"Siktir git Chan, robotun komutlarını bilmiyor olamazsın. Benimle iyi eğlendiniz mi?" dediğinde Chan ellerini kaldırdı.

"Sakin ol, gerçekten haberim yoktu." dedi Chan ellerini indirip. "Felix ve Minho üzerine çalışıyormuş, dosyaların tümü sıkıştırma komutuymuş." dediğinde Seungmin elindeki bardağı sertçe sehpaya bıraktı.

"Şaka mı yapıyorsun? Üç aydır burada bir-," deyip derin nefes aldı. "Bir intihar etmediğim kaldı! Minho'nun tamamen yok olduğunu düşünürken ne kadar mahvoldum haberin var mı?" diye bağırdığında Minho ona dönmüş ve elindeki telefonun içine sızmıştı. Telefon aniden çalarken Seungmin ekrana baktı.

Baktığı gibi tüm siniri yok olmuştu.

Minho ve onu temsilen bir robot ve bir beyaz önlüklü insan kutlama yaparken robot insana çiçek buketi uzatıyordu oyun grafiği gibi olan videoda.

"Minho, sakinleştirme beni sinirli olmak istiyorum." dedi gülmemeye çalışarak.

"Tansiyonun düşer, sakin sakin konuşun." dediğinde Seungmin başını diğer tarafa çevirip gülmüştü. "Güldün!" dedi Minho heyecanla.

not human // 2minHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin