III. Bölüm | Bir Varmış Bir Yokmuş

1.9K 109 8
                                    

Şöyle olsa daha iyiydi dediğiniz yerleri ve fikirlerinizi belirtmeyi unutmayın lütfen. Yıldızı da doldurursanız çok sevinirim güzellerim.

Bir de diğer bölüm hangi karakterin fotoğrafını koymamı istersiniz? Kim daha çok istenirse önceliği ona vereceğim.

İyi okumalar bebişlerim 💖

🌸

Bir varmış bir yokmuş ile başlar tüm masallar. İnsan da böyle değil miydi? Bir bakmışsın vardı, bir bakmışsın yok olmuş. Benim hikayem de böyle başlıyordu, çünkü bir baktığımda etrafım ailem tarafından çevrilmişken saniyeler sonra yapayalnız bir bebek olarak kalmıştım. Bir bakmış ailemi bulmuşken bir bakmış bir hastanede ölümle savaşmıştım.

Kendimi bir masala hapsolmuş gibi hissetmem normal miydi? Oysa ben hayatın gerçekleri ile çok erken yaşta yüzleşmiştim. Benim masalım mutlu biter miydi? Her masal mutlu biterdi neticesinde, ama benimki ne olur bilinmezdi.

Gözlerimi hastane odasında açtığımda neler olduğunu anlamlandıramamıştım. Lakin bu çok uzun sürmedi, ailemin olmayışından daha yaralayıcı ne yaşayabilirim derken başıma gelen yeni olayı anımsadım. Ruhum çekilmiş gibi hissediyordum kendimi. Ruhum bedenimden çekilmiş ve kapkara bir kavanozun içine konulmuş gibi.

Konuşmak ve birine seslenmek istedim o an ağzımdaki entübasyon borusunu farketmiştim. Panik bedenime dalga dalga yayılırken acil durum butonuna zorlukla yetişip bastım. Boğazımdan aşağıya doğru uzanan bu borudan bir an önce kurtulmak istiyordum. Durumumun bu kadar ağır olduğunun farkına o anın adrenali ile varamamıştım. Bedenimde ki değişimleri fark etmek adına ayaklanıp kendime bakmam gerekiyordu.

Kapıdan peşisıra giren hemşire arkadaşlarım Esma ve Lale ile gözlerimden yaşlar boşalmaya başladı. Tanıdık bir yüz görmek beni rahatlatmıştı, ardından odaya giren çalıştığım hastanenin iki kadın doktoru ise beni kontrol etmeye başlamıştı. Cihaz kapatılıp entübasyon borusu çıkarıldığında ciğerlerimde bir acıyla birlikte rahatlama hissettim. Kendi başıma aldığım bir kaç solukla nefesim düzene girmiş oldu.

"Lavin, hoş geldin güzelim benim." Esma saçlarımı okşayarak konuştu. Gözleri dolduğu için parlıyordu. Adeta bir çöl gibi kuruyan boğazım konuşmama engel oluyordu. Ağzımı araladım ama konuşmak zor geldi, halimi anlayan Esma bana hemen biraz su içirmişti.

"Esma," adının devamında bir cümle kuramadım sarılıp birlikte ağlamaya başladık. Kontrollerim bitmiş ve herkes çıkıp en yakın arkadaşım Esma ile beni yalnız bırakmıştı.

"Geçti canım arkadaşım, geçti. Birlikte üstesinden geleceğiz."

"Esma, ben kurtaramadım kendimi. Onu öldürmek istedim defalarca sapladım cam parçasını vücuduna ama geç kalmıştım işte," ağlamalarım arasında zorlukla kurduğum cümleyle Esma aramıza mesafe koydu, göz yaşlarımı sildi.

"Öldü o pislik, bir tek halası varmış kadın yaptığını öğrenince cenazesini bile almadı atın köpeklerin önüne dedi."

Bu bilgi beni hem rahatlatmış hemde kendimi korumak için katil olduğumu yüzüme vurmuştu. Donuklaştım, üstümden örtüyü çektim. Buradan kaçıp uzaklaşmak istedim, hiç olmak hiçliğe karışmak istedim. Hamlemi yarım bırakan şey vücudumda hissettiğim değişim ve elimin altına gelen hafif şişmiş olan göbeğimdi.

"Esma bu ne? Ben ne zamandır uyuyorum?"

"Lavin, sakin ol. Ben her şeyi anlatacağım sana hadi uzan."

LavinyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin