I. Bölüm | Lavinya (düzenlendi)

3.3K 149 23
                                    

Merhaba merhaba merhabaaa... Kısa bir ilk bölümle karşınızdayım, eğer buralarda bir yerdeyseniz ve kitabı okuyorsanız lütfen destek olmayı ihmal etmeyin.

Satır arası yorumlarınızı ve küçük yıldızı doldurmanızı sabırsızlıkla bekliyorum.

Keyifli okumalar 💖

🌸

Güneş yavaşça gökyüzünde gözüküp gün aydığında 24 saatlik nöbetimin son saatindeydim. Acil gece çok yoğundu ve ben 24 saattir yarım saatlik bir kaç şekerleme ile duruyordum. Bedenim artık iflas bayrağını çekmek üzereydi.

Sakin geçen bir saatin sonunda üzerimdeki lila üniformadan kurtulup yıkamak için eve getirmek adına çantama koydum. Crocslarımla geldiğim için değiştirme gereği duymadan hastaneden çıktım.

Sabah serinliğinin yüzüme vurması ile biraz açılmıştım. Yavaş adımlarla bir arka sokaktaki küçük 1+1 evime yürüdüm. Mahalleden girdiğimde her zaman ekmek aldığım fırıncı Selda ablaya selam verdim.

"Fıstığım yine nöbette miydin?"

"Nöbetteydim ablam, bana oradan 2 poğaça verir misin sana zahmet ?"

Selda abla otuzlu yaşlarında genç bir kadındı, aramız hep çok iyi olmuştu. Bu mahalleye taşındığım günden beri bana çok yardımcı oldu. Alt katımda ailesi ile yaşıyordu.

"Sıcacık yeni çıktılar fırından, her zamankinden dimi?" başımı salladım usulca, poğaçayı alıp parasını ödedikten sonra iyi günler dileyerek karşıdaki binaya girdim. Asansörle son kata kadar çıkıp kalanını merdivenlerden çıktım. Çatı katında olan küçük dairem bana yetiyordu.

Anahtarları kapıya takıp kilidi çevirdiğim zaman kapının yanına sıkıştırılmış ve benim fark etmediğim zarf önüme düştü. Kaşlarım derin bir şekilde çatıldığında bunun iyi bir haber olmadığının bilincindeydim. Çünkü postaların hepsi girişteki posta kutularına bırakılırdı, kapıma bırakılması hayra alamet değildi.

Omuz silkip zarfı aldım ve salona girdim. Rastgele bir yere koyduğum zarfın bekleyebileceğini düşünerek kendimi hemen duşa attım. Terlemiştim, bir an önce vücudumdaki tuzlu tabakadan kurtulmam gerekiyordu. Ağdaya gitmeyi aklıma not edip koltuk altımı epilasyon aleti ile aldım. Kadın olmak gerçekten zordu, erkeklere imrenerek duştan çıktım.

Bornozuma sarılıp kirlileri makineye attım, mutfağa geçtim. Sallama çayla birlikte poğaçalarımı yiyip dişlerimi fırçaladım ve üstümü giyinmeye gerek duymadan kendimi yatağıma bıraktım. Uykuya dalmam saniyeler içinde gerçekleşti.

🌸

Gözlerimi yan binanın tadilat sesiyle açtığımda sinirle homurdandım. Bu saatte tadilat yapmakta neyin nesiydi? Yataktan kalkıp açılan bornozumu kapattım. Dolabımdan iç çamaşırları ve bir pijama takımı alarak üzerime geçirdim. Saçlarımı taradım ve ördüm.

Televizyonu açıp koltuğa oturduğumda altımda kalan şeyle kaşlarımı çattım. Elimi bacağımın altına sokup o şeyi aldığım zaman bunun sabahki zarf olduğunu fark ettim. Daha fazla beklemeye gerek duymadan zarfı yırttım. İçinden çıkan kağıdı okumaya başladım.

"Aileni bulmak ister misin?" sesli bir şekilde okuduğum yazı ile kaşlarımı kaldırdım.

İsterdim tabii ki, neden istemeyeyim ki? Ailemin beni terk etmediğine emindim. Çünkü bir çöp kutusunun yanında ölmek üzereyken bulunmuş, böbreği çalınmış bir bebektim. Büyük ihtimalle bir organ mafyası tarafından kaçırılmış ve sonrada bir köşede ölüme terk edilmiştim. İşte bu yüzden adım Lavinya konulmuştu. Lavinya, ölüm çiçeği.

LavinyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin