heyy!! yıldıza basmayı ve bollllca yorum yapmayı unutmayın. keyifli okumalar dilerim 🐦
"ne gibi bir şekilde canımı yakmayı düşünüyorsun mesela? hadi bebeğim anlat bana."
kızın ağzından laf almaya çalıştığının farkındaydı. hala akıllanmamış oluşunun da aynı şekilde, bazı şeylerin dönüşü olamıyordu. aybike'nin dediğini misliyle yapacağını da gayet iyi bildiğinden gelebilecek darbelere hazırlıklı olsa iyi olurdu.
sarmaş dolaş bir halde evine getirdiği kıza bir kahve yapıp bırakacaktı evine, en azından planı o yöndeydi. önce ayılması lazımdı.
"sen benim ağzımı mı arıyorsun ya? sarhoşum ama salak değilim berk, zorlama."
"biliyorum biliyorum. gayet iyi biliyorum."
kızı olduğu yere bırakıp kapının kilidini çevirişiyle içeri aldı sessizce onu. anneannesinin uyuduğunu düşünmüştü ama bahçede olabileceğini unutmuştu. kıvırcık kız, saçlarını kenara toplayıp kusmak için lavaboya koştuğunda da kapı kilidini çevirip lavabo kapısına gitti berk, korkuyordu bu kıza bir şey olmasından. neden korktuğunu ise bilmiyordu, zar zor denk gelen ince düşüncelilik halim diyerek geçti konuyu zihninde.
kıvırcık saçlarını ve yüzünü ıslatmış kız, bitkin bir halde yanına geldiğinde düşmemesi için tuttu onu. koltuğa oturtup bacaklarını uzatmasını sağladığında kızın bacaklarını tutuyor olma düşüncesi kızarmasını sağladığında sebepsizce heyecanlanmıştı, kahve yapmalıydı hemen. ortamdan uzaklaşmalıydı.
"beraber hiç içmediğimiz için kahveyi nasıl sevdiğin hakkında hiçbir fikrim yok tatlım, kafama göre yapıyorum o yüzden. ayılınca istediğini de yaparız."
"melisa'nın nasıl kahve içtiğini eminim ki biliyorsundur ama."
genç kızın mırıldanışıyla bakışlarının buğulandığını fark ettiğinde kaçırdı gözlerini, neden önemsiyordu ki bunu bu kadar? kahveyi yapıp içeri adımladığında cango'nun bağırışıyla girdi hemen. aybike, zavallı hayvanı kucağında sıkı sıkı tutmuş sarılırken gitmesine izin vermiyordu.
"aybike! ne yapıyorsun ya?"
hayvanı kızdan kurtardığında sırtını sevip bıraktı yere yavaşça. cango hemen oradan kaçıp kurtulduğunda da kahveyi getirmişti kıza berk.
"iç şunu, ayılman lazım."
"içmesem? sarhoş olmak çok güzel bence. istediğini yapabilirsin, babanı öldürmeye çalışmış çocuğun evine de gelirsin ama kimse seni bunun için yargılayamaz."
kızılın yüzü düştüğünde de kahveyi uzattı kıza. çenesinden tutup yavaş yavaş yardım da ederek içmesini sağladığında kalktı yanından, kahve bardağını mutfağa götürdü. bir süre sadece oturup beklediğinde biraz uyuklamış kız ayılmış bir şekilde uyanmıştı çocuğun dizinden.
"senin evinde ne işim var benim ya?"
"bilmem, kendine sor onu tatlım. ne işin varmış burada?"
"berk ciddiyim. neden senin evindeyim? hatırlamıyorum hiçbir şey. bu sefer ne yaptın pislik! daha ileri gidip yine mi fotoğrafımızı okula yaydın?"
"hop hop hop. sakin ol bir istersen." bir hışımla ayağa kalkmış kızın kollarını bir saniye gibi bir süreliğine tutabildiğinde genç kız geri çekilip ağrıyan başını ovuşturmuştu. "barda olduğunu öğrendim. başına bir iş gelmesin diye yanına geldim. deli gibi sarhoş olmuşsun, ilk kez içiyorsun muhtemelen, çarpmıştır. tek başına eve nasıl gidecektin acaba? ya da ben orada olmasam ne yapacaktın? kahramanın oldum farkında mısın?"
sinirli histerik bir kahkaha attığında durmaya çalıştı kız. "kahramanım oldun, öyle mi? peşimden gel diyen oldu mu peki sana? ya da gel berk, benim kahramanım ol diyen? senin yaptıklarından başka benim başıma daha kötü bir şey gelebilir mi? senden gerçekten aşırı nefret ediyorum ya."
aybike'nin ondan nefret ediyor olması içinde acı değişimlere sebep olurken de sırıttı bunu gizlemek isterce, dedikleri üzmüştü ama umursayamazdı.
"senden nefret..." işaret parmağını kızılın göğsüne bastırarak üstüne basa basa tekrarladığı şey, dışarıdan kapının anahtarının çevrilmesini duyduklarında berk'in eliyle ağzını kapatmasıyla yarıda kesilmişti.
"kahretsin ya anneannem geldi, odama çıkıyoruz çabuk ve sessizce."
fısıltıyla söylediğine karşı kızı kolundan asılıp yukarıya yönlendirirken genç kızın durmasıyla öfkelenmişti.
"niye çıkıyoruz? anneannen eve kız attığını görürse kızar mı yoksa sana, kuklacık?"
kızın hitabı öfkesini fazlasıyla diriltse de buna takılamazdı şuan. yeniden elini tutup çekerek merdivenleri çıktı onunla.
"kes sesini. seni ilgilendirmez neden olduğu. odaya gir hadi çabuk."
kızı odaya sokup kapısını mümkün olduğunca sessiz kapattığında, ışığını yakmamıştı.
"berk! uyudun mu oğlum?"
odanın yakınından gelen seslerle anneannesinin merdivenleri çıktığını fark ederek yine fısıltılı konuşmasını takındı berk. babası yüzünden yeterince saçma olan hayatlarını birilerinin görmesini istemediğinden berk'in arkadaşları bile pek gelmezdi bu eve.
"aybike."
"ne?"
"yatağa gir çabuk."
"senin yatağına?"
"başka fikrin?"
"hayatta girmem."
kızı kucağına alıp çığlık atmasına bile fırsat bırakmadan yatağına yatırdığında aynı şekilde kalkmasına da fırsat vermeden üzerine uzanmıştı hemen. üstlerindeki örtüyü de tepesine kadar çektiğinde kapının açılmasıyla gözlerini kapattı anında.
"anneanne uyuyorum görmüyor musun?"
uykulu bir tonda konuşmaya çalışmasına gülümsemeden edemeyen kız, berk'in tam üzerinde yatıyor olmasıyla heyecanlandığı için yine kızıyordu kendine. nefes sesini engellese iyi olurdu.
"hah uyudun mu oğlum, tamam ben de yatarım birazdan. baban zaten gelmedi her zamanki gibi fark etmişsindir. iyi geceler sana."
anneannesinin kapıyı kapatıp gidişiyle gözlerini kapatıp zor güç yutkunmasının ardından altındaki kızın onu göğsünden ittirmesiyle ağırlığını vermeyi bıraktı, derin bir nefes almıştı kız.
"kaç kilosun be sen canım çıktı burada!"
"etkilenebileceğin bir vücut yapısına sahip olduğum kesin ama değil mi bebeğim?"
parmaklarının üzeriyle kızın yüzünü sevip saçlarını düzelttiğinde aybike gözlerini devirerek kızılı ittirip kalkmıştı altından. berk'in yatağında saklanmak için duruyor olması bile o kadar yaşanandan sonra ailesine ihanet ettiğini düşündürürken ayaklandı hemen. kızılın sırıtışına karşı kaşlarını çattığında çekmecenin üzerinde bulduğu ilaç kutusunu aldı eline.
"bu ne?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
yenilgi | ayber
Teen Fiction"canını yakacağım berk. bir gün hiç beklemediğin bir yerden vuracağım seni. hepimizin zaafları vardır. sen benim aileme zarar verdin, ben de seni zaafından vuracağım. canın çok yanacak emin ol. bekle sadece."