dünkü bölüme yeniden gelmeye başlayan çok tatlı yorumlarla yeni bölümü hemen bugün yayınlamak istedim, oy verip yorum yapmayı ihmal etmeyin lütfen. keyifli okumalar 🪼
genç kız, sarp'ı gönderdikten sonra kapıyı kapatıp kapatmamak arasında büyük ikilemde kalmıştı. arkasına döndüğünde karşılaşacağı kişi belliydi çünkü. sorular soracaktı. o ise kaçmak istiyordu. konuşmaya, aralarındaki şeyle yüzleşmeye cesareti yoktu.
derin bir soluk içine çekip bıraktıktan sonra kapattı kapıyı. arkasına döndüğünde berk'e bir saniyeliğine bile bakmadan çekip gitmekti amacı ama yapamadı. berk tahmin ettiğinden de yakındı ona. kaçacak yeri kalmamıştı, kalbindeki tüm kapıları kilitlemişti berk. kaçamamaktan en çok korktuğu yerde kilitli kalmıştı.
"berk? ne oluyor, çekilsene."
sıradan bir şekilde gülümsemeye çalışmasıyla gözlerini uzak tutmaya çalışıyordu onun bakışlarından. başarılı olamıyordu yine. bir kez merakından baktığında o gözlere yine kaybetmişti kendini. yine ayrılamadı gözleri güzel çocuğun bakışlarından.
"konuşmamız lazım."
"bence değil."
gitmeyi deneyen kızın bileğinden tutup kendine çektiğinde genç kız bunu yapacağını biliyordu. sonucunu bildiği şeyi yine de denemek zorunda kalabiliyordu insan, berk'e aşık olurken de bunu yaşamıştı.
"neden? bunu öylesine sorulmuş bir soru olarak algılama. hayatımda ilk kez bir sorunun cevabını bu kadar merak ediyorum. aramızda bir sorunun olmadığını söyleyen sendin bugün, o halde ne diye konuşmuyoruz?"
"istemiyorum. yeterince net açıklayabildim mi çok önemli sorunun cevabını?"
"neyi istemiyorsun?"
"içinde sen geçen hiçbir şeyi."
birkaç saniye öylece durdu sadece kızıl çocuk. çok fazla anlam taşıyan kahve gözleri kırılmış görünüyordu.
"eğer sen beni istemeseydin, şimdiye kadar bin kere çıkarmıştın beni hayatından. seni tanıyorum aybike. canımı yakmaya çalışıyorsun. yak, daha çok yak canımı. gitmeyeceğim. ne kadar git dersen de, ne kadar kovarsan kov ben burada kalacağım."
elini genç kızın sol göğsünün üzerine koyup gülümsedi. "yuvamda kalacağım."
genç kız bir şey söyleyemiyordu. öylece bakıyordu sadece ama bir şey söylemesine gerek de yoktu. gözleri yapma diye yalvarıyordu. baş parmağını kızın yanağına koyup okşadığında da gözlerini kapattı aybike.
canını çok yakmıştı berk, güvenini her seferinde baştan kırmıştı. ama hala o dokunduğunda, yanında gözlerini kapattığında kendini güvende hissediyordu.
"berk, ben... uykum var da. yatacağım biraz."
bir adım gerileyip içeri doğru yöneldiğinde kızılın gitmesini istemiyordu. ama gitmesini istemek zorundaydı.
"ben koynumda bebekler gibi uyuturum seni."
hızla başını berk'e çevirdi. ela gözlerinde şaşkınlık ve acı bir arada barınıyordu. berk ise gülümsüyordu sadece tatlı tatlı. bir şey söylemeden koltuğa geçen kızın yanına attı adımlarını. köşesine oturup genç kızın elini tuttuğunda yavaşça çekti kendine.
kıvırcık kızın elini göğsüne koyup diğerini de boynuna sardığında başını göğsüne yasladı. burnu ise boynunun ancak bir santim uzağındaydı. onu uyutmasına izin verecekti çünkü hayır demeye gücü yoktu. çünkü buna ihtiyacı vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
yenilgi | ayber
Teen Fiction"canını yakacağım berk. bir gün hiç beklemediğin bir yerden vuracağım seni. hepimizin zaafları vardır. sen benim aileme zarar verdin, ben de seni zaafından vuracağım. canın çok yanacak emin ol. bekle sadece."