08.

257 36 13
                                    

marco.

o sarılmanın ardından, robert'ın üzgünce gitmesi, benim de üzülmemi sağlamıştı. ne kadar ona sinirli olsam da üzülmesini hiç istemiyordum.

bu yüzden kendimle savaşımı kazanarak ona mesaj attım.

-

marco: robert, nasılsın?

marco: bugün için üzgünüm, sadece bunu söylemek istiyorum.

robert: mats ile seni sarmaş dolaş gördükten sonra nasıl olmamı bekliyorsun? (gönderilmedi)

robert: iyiyim, sorun yok.

robert: vicdanını rahatlattığına göre eskisi gibi davranmaya devam edebilirsin.

marco: vicdanımı rahatlatmıyorum! seni gerçekten merak ettim.

robert: iyiyim demiştim, merak etmene hiç gerek yok.

robert: mats ile iyi vakit geçirirsin umarım.

marco: seninle olduğu kadar iyi olmayacak. (gönderilmedi)

marco: teşekkür ederim.

-

telefonumu bir kenara bırakarak yemeğime devam etmiştim, konuşmadan sadece yemeğimi yiyordum.

mats kafamı dağıtmam için bu gece beni yemeğe çıkarmıştı, ama kafam dağılmıyordu. daha doğrusu robert'ı düşünmekten başka hiçbir şey yapamıyordum.

robert.

marco ile mesajlaşmamızın ardından, almış olduğum bir şişe viskiyi açtım ve bardağıma doldurdum.

yavaş yavaş içmeye başladığımda, aklımdaki tek şey marco'ydu. her zaman öyleydi.

saatler geçmişti, ve birkaç bardağı devirmiştim. yaşadığım baş dönmesi ve mide bulantısıyla odama ilerlemiştim. bünyem alkole hiç alışkın değildi ve ben birkaç bardak içerek abartıya kaçmıştım.

yatağıma uzandım ve alkolün verdiği cesaretle beraber telefonumu elime aldım. bulanık görsem de marco'nun ismini bularak ara butonuna basmıştım.

birkaç kez çaldıktan sonra açılmıştı.

"efendim robert?"

"hâlâ o adamla mı berabersin.."

"kiminle, mats mı? ve bu arada sen sarhoş musun?"

"hayır değilim."

"yalancı."

gülmüştüm o sırada, ağzımdan ayık olsaydım asla söyleyemeyeceğim kelimeler dökülmüştü.

"seni özledim, o adamın yanında olmasına dayanamıyorum."

birkaç saniye ses gelmemişti, tekrardan konuştum.

"marco, orada mısın?"

"uyu robert, ayıldığında konuşuruz."

"marco, kapatma."

ama o kapatmıştı, oflayarak telefonu bir kenara attım. yastığıma sarılarak uyumaya çalıştım.

_____________

rolling in the deep dinleyerek yazdım çok üzücüydü. 🥲❤️‍🩹

we don't talk anymore, leweus.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin