marco.
yatağımda dönüp duruyordum, uykum olmasına rağmen asla uykuya dalamıyordum ve bu çok rahatsız ediciydi.
aklımda sadece robert vardı, şuan neredeydi, kiminleydi, ne yapıyordu..
hiçbir şey bilmiyordum, artık onun hayatının resmen dışında kalmıştım. belki de o beni asla hayatına almamıştı.
yatağımdan kalkarak, odamdaki balkona çıkmıştım. öylece gökyüzüne baktım, esen rüzgar tenime değdiğinde gülümsemiştim. severdim.
böyle havalar her zaman favorimdi.
düşüncelerimle boğulmuşken, telefonuma bildirim geldiğini belli eden sesi duymuştum, odama geri ilerleyerek aldım onu, daha sonra balkona dönüp en sevdiğim sandalyeme oturmuştum.
robert: uyudun mu?
mesajın kimden geldiğini gördüğümde, çocukca heyecanıma engel olamamıştım, yüzümde ise belli belirsiz bir sırıtış oluşmuştu.
onu seviyordum, ve özlüyordum. bunu artık kabul etmek benim için zor değildi.
marco: hayır, bir şey mi oldu?
robert: sadece, seninle konuşmak istedim. bu saatte rahatsız ettiysem üzgünüm.
marco: zaten uyuyamamıştım, sorun yok yani.
robert: ben de uyuyamadım, artık hiç uyuyamıyorum marco.
marco: belki de, yeni arkadaşların ile beraber gece hayatına başladığındandır?
robert: sadece iki gece çıktım, ve şans eseri magazine yakalandım, bu kadar.
marco: dortmund'u ve bizi ne çabuk unuttuğunu görmüş olduk, iyi ki oradalardı.
robert: saçmalıyorsun, dortmund'u unutmadım. ve seni de, diğerlerini unutmuş olabilirim. ama seni asla unutmadım, unutsaydım eğer şuan muhtemelen thomas ile falan mesajlaşırdım.
marco: yeni arkadaşın sonuçta, mesajlaşabilirsin de.. kim karışabilir ki?
robert: doğru, sen de mats ile mesajlaşırsın, görüşürsün.. değil mi?
marco: mats, bana iyi geliyor, destek oluyor.
robert: çıkıyor musunuz bari?
marco: hayır.
robert: bana hiç öyle gelmemişti, ama dediğine inanacağım.
marco: yalan borcum yok, lewandowski.
robert: ve ben de sana inanıyorum, reus.
marco o an duraksadı, ve düşündü. artık bir adım atmalıydı, bunu yapmalıydı.
marco: seni görmek istiyorum, robert.
robert: münih'e gelir misin, yoksa ben mi dortmund'a geleyim?
marco: sen gel, yine eskisi gibi bu şehirde olalım, ikimiz.
robert: izin günümde orada olacağım, bekle beni.
marco: bekleyeceğim :)
•
♡
•buna da birkac bölüme final yaparız gibi, yoksa hic bitiremeyecegim..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
we don't talk anymore, leweus.
Fanficcause only those i really love will ever really know me. [bxb] || tamamlandı.