"Kerem, Zeynepçiğim." Diyerek bize doğru geliyor Ateş. Lanet olsun aptalca şeyler olacak şimdi.
Ateş'e konumumu belli etmek istercesine biraz daha sokuluyorum Kerem'e va karşılığında Kerem'den kocaman bir gülümseme alıyorum.
"Zeynepçiğim ?" diyor Kerem Ateş'e sinirle bakıp alayla gülümseyerek. "Nereden senin Zeynepçiğin oluyor Ateş ?"
Ateş bir bana bir Kerem'e bir de ellerimize bakıp tepeden tepeden sırıtıyor. Şizofren mi ne tövbe yarebbi.
"Niye sinirlendin ki şimdi Kerem ?" diyor Allah biliyor ya şu an amacı sadece Kerem'i sinir etmek.
"Bak Ateş!" diyor Kerem bir eliyle burun kemerini sıkarak ve devam ediyor "Bu saatten sonra ne benimle ne de sevgilimle hiç bir şekilde işin olmasın."
"Bak Kerem!" diyor Ateş Kerem gibi ve devam ediyor "Soy ismin Sayer olabilir burada ki aptallar senden korkuyor olabilir ama ben öğrenci değilim buradakilere uyguladığın cezalardan korkmam, bunu sakın unutma !"
"Benim sınırlarımı zorlama Ateş." diyor Kerem ve Ateş'in omzuna omzuyla hafifçe sıyırıp elimi hafifçe sıkıp bizi Ateş'in yanından yedi sekiz adım kadar uzaklaştırıyor. Kat merdivenlerinin başına geldiğimizde Kerem arkasını dönüp Ateş'e baktığında ben de bakıyorum. "Buradakiler beni sinirlendirdiği zaman onlara öğrenci indirimi uyguluyorum." diyor ve elimi tutmadığı elinin işaret parmağını biraz uzağımızda ki Ateş' doğrultuyor. "Zeynep'e yaklaşırsan ağırlaştırılmış ceza alırsın."
Kerem'in son cümlesinden sonra önümüze dönüp merdivenleri hızla çıkıyoruz ve sınıfa giriyoruz. Sınıfa girdiğimiz de sınıfta kimsenin olmadığını fark ediyorum sanırım daha ders saatine zaman olmasından kaynaklanıyor.
"Ee Kerem Sayer." diyorum en cilveli ses tonumla ve Kerem'in bana dönmesini sağlıyorum. "Eğer seni sinir edersem benim cezam ne olacak ?" diyorum tek gözümü kırparken.
"Bi düşünelim bakalım." Elimi bırakıp ellerini yanaklarıma koyuyor Kerem "Bana şarkı söylemeni isteye bilirim galiba."
"Neden şarkı ?" diyorum kaşlarımı havaya kaldırıp. Kerem ise bana gülümsüyor ve konuşmaya başlıyor.
"Çünkü sen şarkı söylediğinde; ben dünyanın en mutlu insanı oluyorum." diyor ve alnıma bir öpücük kondurup devam ediyor "Sen şarkı söylediğinde; kalbim daha çok büyüyor." alnıma bir öpücük daha konduruyor "Sen şarkı söylediğinde; sesin bana ilahi bir dua gibi geliyor." alnıma bir öpücük daha konduruyor "Sen şarkı söylediğinde; ben yaşadığımı hissediyorum."
Gülümsüyorum, Kerem'de gülümseyerek alnını alnıma yaslıyor. Bu adamın bana olan aşkının mükemmelliği karşısında adeta dilim tutuluyor. İyi ki diyorum içimden iyi ki Kerem'i sevmişim. Sonunda dile geldiğimde "Sana şarkı söylememi ister misin ?" diye soruyorum Kerem'e o ise alnını alnımdan ayırıp gülümseyerek kafasını sallıyor ben de şarkıma başlıyorum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uzaktaki Hatıralar (ZEYKER)
Lãng mạnArkadaşlar ilk on iki bölüm baya kötü, daha sonrasında yazımı geliştirip kendi çapımda ilerlediğimi düşünüyorum. &