Bölüm 3 :Akselle Mutluluklar Arkadaşım.

1.1K 35 2
                                    

Odama vuran ışıkla gözlerimi açıyorum. 2 yıldır sadece seslerini duyduğum arkadaşlarımla bugün görüşeceğim. Yorganı tekmeleyerek kalkıyorum, yataktan kalkıp hızlı adımlarla  odamın banyosuna gidip kendimi izliyorum. Yorgun gözler, soluk bir ten , şişmiş dudaklar. Saçlarımı sorarsanız onlar kendi aleminde saldım artık onları kafalarına göre takılıyorlar. Şu an verdim kararımı kazıtacağım ben bunları, sen ne dersin iç ses ?  Yine boş konuştun Zeyno ne diye bilirim ki. İnanamıyorum iç sessim bile bana karşı, üstelik onu ben yarattım. Bi süre iç sesimle tartıştıktan sonra kendimi garip hissedip buna hemen son veriyorum. Kendimi rahatlatmak için duş almaya karar veriyorum. Üzerimdekilerden hızlı bir şekilde kurtulupılık suyu açıp içine giriyorum.

***

Duştan çıktıktan sonra hemen bornozumu giyip saçımada bir havlu doluyorum odamdaki boy aynasının karşısına geçip yansımama uzun süre bakıyorum. Ne kadar da zayıflamışım böyle, yanaklarım hafif içine çökmüş, bileklerim incelmiş biraz kilo almam gerektiğini fark ediyorum. Bi süre daha sessiz sessiz kendimi incelemeye karar veriyorum. Ama bu fazla uzun sürmüyor gözüm etejerin üstünde çalan telefona kayıyor. Ben bunu sessize almamış mıydım ? Neyse bunu da sonra sorgularım, arayana bakmamla gülümsemem bir oluyor. Telefonu açıp kulağıma götürüyorum ve konuşmaya başlıyorum ; 

Zeynep: Günaydın Cancağzım :)

Can: Günaydın Zeynep,  buluşuyoruz bugün unutmadın di mi ? 

Zeynep: Hiç unuturmuyum tatlım, kaçta ve nerede ? 

Can: İki saat sonra , Mavi'de, seni almaya gelmemi ister misin Zey ? 

Zeynep: Sağ ol ben gelirim Can, iki saat sonra görüşürüz :)

Telefonu elimden bırakmadan Akseli arıyorum. Çalıyor, çalıyor, çalıyor evet sonunda açtı

Aksel: Zeynep ne oldu diyor telaşlı ses tonuyla

Zeynep: Birşey olmadı Aksel seni merak ettim sadece ne bu telaş.

Aksel: Saat farkını unuttun her halde kızım uyuyodum birşey oldu sandım.

Zeynep: Hiiii kusura bakma kapatıyorum sen uyu Aksel, öptüm diyerek cevap vermesini beklemeden kapattım telefonu. Giyinmeden önce saçımı yapmaya karar verdim banyoya gidip güzelçe taradıktan sonra hiç nem kalmayacak şekilde kuruttum. Yavaşça odama geçip çekmeceden iç çamaşırlarımı alıp yatağın üstüne attım, dalabımı açıp kot şort ve şifon gömlek alıp onlarıda yatağın üstüne bıraktım. Çıkarttığım bornozu yatağın üstüne atıp giyinmeye başladım bugün yine dağınık  zeyno mode-on. Giyinme işlemini sonunda bitirdikten sonra makyaj masama oturum makyajımı yapmaya başladım , gayat sade ve doğal oldu. Yerimden kalkıp mavi çantamın içine cüzdanımı, telefonumu ve gerekli ıvır zıvırları doldurdum. Aynanın karşına geçip son bi kez kendime baktım ve üç tarzsınla odamdan uğurladım. Hızlı hızlı merdivenlerden inip kapıdan çıkacakken Songül'ün seslenmesiyle duraksadım

Songül: Zeynep Hanım 

Zeynep: Efendim Songül ? 

Songül: Babanız size vermem için bunu bıraktı diyip elindeki lacivert kadife kutuyu bana uzattı. Elinden kutuyu alıp onu yanımdan yollamamla hemem açmam bir oldu. İçinde bir araba anahtarıyla bir de küçük not vardı. 

Sen beklemeyide, bekletmeyide hiç sevmezsin. Güle güle kullan. Seni seviyorum.

Baban :)

Ya canım babam benim. Bekleme konuşunda haklısın ama bekletme ilgili pek bi problemim yok yani. Hemen çantamın içinden telefonumu çıkarıp babamı aradım

Uzaktaki Hatıralar (ZEYKER)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin