☛15☜

1.2K 129 25
                                    

Şaşalı gösterilerle sabah gördüğü ortamdan bambaşka bir enerji alırken fiyakalısından bir takım giymiş, saçları kısaltmış mis gibi de traş çekmişti.

İçeriye giren insanlara göz atıyor, kenarda duraklayarak etrafa göz gezdiriyordu.

Solist şarkısını söylerken insanlar sahneye para saçıyordu. Hem etrafta onunla kırıtan Berat yoktu. Kafası rahattı bir kere.

Girişte olan karmaşa ile oraya doğru giderken korumaların gencin birinin yakasından tuttuğunu görerek ilerledi.

"Ne oluyor burada? Sorun istemiyorum demedim mi?"

"Müdürüm." Diye söze başladı iri koruma, sanki fareyi kuyruğundan yakalamış gibi ensesinden tuttuğu çocuğu ona doğru ittirdi.

"Rezervasyonu yok! Fare gibi aradan kaynamaya çalıştı."

"Iyy hiç sevmem." Diyerek abartılıca söylenen gence göz attı. Kumral, mavi gözlü biriydi. Genç duruyordu.

"Bırakta derdi neymiş öğrenelim."

Gömleğinden bırakılır bırakılmaz koluna yapışan gençten kurtulmak için kolunu silkti. "Uzaktan söyle derdini paşam. Sırnaşma kedi gibi."

Mavi gözleri hevesle kısıldı ama dediğini yaparak iki adım geriledi.
Ellerini kıpırdatırken içeriye göz attı. "Babam içeride, annemi aldatıyor galiba. Annem geliyor buraya, uyarmaya geldim."

Gülmek istesede durdu. "Ee yakalansın da yesin dayağını işte."
Çocuk iri açtığı gözlerini olumsuzca salladı."Olmaz vallahi. Boşanırda başkalarından çocuk yaparlarsa miras bölünür, zaten üçe bölünecek. Daha fazla olmaz."

Herkes şaşkınca onu dinliyorken, adam gülmeden edemedi. "Ulan yazık değil mi anana" derken de gülmekten kendini alamıyordu. "Karıyı aldatıyor."

Çocuk umursamazca omuz silkti."Onunda kırığı var. Ikiside birbirinden beter."

"Müdürüm." Dedi korumalardan biri."Atalım dışarı." Elini olumsuzca sallarken gencin kolundan tutarak içeriye soktu.

Genç gülümseyerek ona yapışmıştı bile. "Çok sağ olun. Mirasımı koruduğunuz için."

"Eh mirasın bol kalırsa bende isterim ucundan." Alaya aldığı genç adam hevesle parmağıyla bir adamı gösteriyordu. "Bak işte babam o"

Görmek için gencin arkasından eğildiğinde bedeni onun kalçalarına sürtündü. Ani bir gerginlikle parmakla gösterilen yere baktığında "Hangisi?" Diye sormaya devam etti.
Genç önünden hiç çekilmeden devam etti."Şu turuncu iğrenç takımı giyen adam."

Gözleri şaşkınca oraya baktığında önündeki beden kendini daha çok ittirdi. Önüne yapılan baskı ve burnuna dolan temiz kokuyla yutkundu. "Patron?" Diyerek çocuğa şaşkınlıkla bakarken hissettiği dolgunlukla alt tarafında yıllar sonra bir kıpraşma hissetti.

"Patron." Diyerek onu tekrarladı genç adam, sanki hiç bir şey olmuyor gibi. "Ben buranın sahibinin küçük oğluyum."

"Ha?" Derken cidden şaşkındı.

Sergen GezenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin