2. Sezon 8. Bölüm - 46. Bölüm

147 17 45
                                    

'Önceki Bölümden'

"Umarım gece kâbus görmez."

"Umarım."

    Genç adamın uykusunun üstünden ortalama 5 veya 6 saat geçmişti. Bu zamana kadar genç adam birkaç defa nefes nefese uyanmıştı çünkü genç kızın, kendisini terk ettiği zamanı tekrar tekrar görüyordu ve hep sonucunda ya kıza bir şey oluyor ya da yavaş yavaş ortadan kayboluyordu.

    Genç adamın her kabustan sonra gözyaşları deli gibi akıyor ve sonra bir şekilde uyuyakalıyordu... 

-- YAZAR --

"Evet ama onun hakkında konuşmak bile istemiyorum hatta Adrien bu odaya girmesin Zoe."

"Eniştem neden bu odaya girmesin ki Gökyüzü?"

"İlişkimizi bitirdi ve bunu yapan bir adamı odada istemiyorum."

"Ne yani, ondan vaz mı geçeceksin?"

"O zaten çoktan benden vazgeçti, ben niye ondan vazgeçmeyeyim ki?.."  

"Ne yapacaksın, boşanacak mısın?"  

"Canım çok yanıyor Zoe, bunu ben de biliyorum ama bunu da atlatacağım ve kendime temiz bir sayfa açacağım. Hatta kim bilir, belki yeni sayfa açmak yerine doğrudan defteri değiştiririm..." 

**

"G-Güzelim..." 

"Şşş, konuşmak istemiyorum, sen de konuşma. Sadece notta istediğini yap."

Gözlerimiz kapanırken dudaklarımız buluştu. Yavaştık, hem de çok yavaştık çünkü ayrılacağımızı biliyor ve zamanın geçmesini istemiyorduk. Marinette'in birden benden ayrılmasıyla aramızdaki bağ kopmuştu ve birden gözden kaybolmuştu...

    Genç adam yine kâbus görüyordu. Çoktan sabah olmuştu ve genç adam kâbusu görürken sayıklıyordu. 

"Canım yanıyor, gitme. Canım yanıyor..."

"Mari gitme, gitme güzelim..."

    Genç adam nefes nefese gözlerini araladığında korkuyordu. Gördüğü kâbustan dolayı hiçbir şey yapamıyor sadece etkisinden çıkmaya çalışıyordu. Genç adam canı fazlasıyla yanarken gördüğü kâbuslar yüzünden sarıldığı, sevdiği kızın baş koyduğu yastığı yatağın bir kenarına atmıştı. 

    Genç adam attığı yastığı tekrar kollarının arasına aldı. Komodinin üstünde duran telefonunu ve kulaklığını aldı. Genç adam kulaklığını takarken ise telefonundan bir şarkı açtı.

    Genç adam yastığa burnunu gömdü, derince nefesler çekti içine. Ciğerlerini o çok sevdiği lavanta kokusuyla doldurdu. Şarkıyı açtığında ise şarkıya eşlik ederek mırıldanmaya başladı. 

Saçların ıslanır, ellerin bana bağlanır

Utanır söylemez, diz çöküp sana yalvarır

Dudakların bana nasıl da yakınken öyle

Bu rüyadan biri, biri beni uyandırır


Saatler geçmiyor, bu rüzgar artık esmiyor

Bana senden kalan hatıralar da yetmiyor

Kaçınılmaz Hata | Adrienette Hikayesi 2. SezonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin