B8

33 2 0
                                    

DEMİR
》》》》
Onu o kadar seviyordum ki elim ayağıma dolaşıyordu ne yapmam gerektiğine dair hiçbir fikrim yoktu.Ondan uzak durmalıydım madem aşıktım zarar gelmesinede izin veremezdim ama başaramıyordum tam uzaklaşıyorum derken yanımda bitiyordu ve salak gibi herşeyi soruyordu ve beni cevapsız bırakıyordu gerçekten bu kadar açık sözlü olması beni zor duruma sokuyordu.O gün yanımda ağladığında kendimden nefret etmiştim onu yarı yolda bırakıyordum her seferinde ama böyle olmalıydı yoksa kamp dışındaki yaşatımda bu kadar masum kalması imkansız.Uzak duracaktım kararlıydım.
"Oğlum nerelerdesin yaaa!"Mertin seslenmesiyle ona doğru dönerek "Uyuyodum oğlum nerde olucam dinlenmeyelim mi yani."diyerek düşüncelerimi anlamamasını sağlamıştım.
"Gel seninle konuşmam gerekiyor."diyerek elini boynuma atmış onunla birlikte yürümemi sağlamıştı.Kamp alanından yeterince uzaklaştığımızda ise durduk.Uflayıp pufluyor bir türlü diyeceği şeyi diyemiyordu."Söylesene lan artık romantizm olsun diye sessiz bir yere getirmedin heralde."dediğimde göz devirip konuya girmişti.
"Bak abi şu Defne var ya biliyorsun."
"Hı biliyorum evet geçen sene iddiaya girdiğiniz şu kız."
"Hah abi ben bu kıza çok aşığım."dediğinde bir an afallamıştım."Lan o zaman geçen sene sen ne halt yemek için öyle davrandın ne oluyor Mert kız seni kabul eder mi sanıyorsun ama ben anlamıştım uyarmıştım seni amaa.."diyip pis pis sırıtmaya başladım.Mertse sinirlenmise benziyordu ama haklı olduğumu bildiği için birsey diyemiyordu.
"Abi bırak dalga geçmeyi ben ciddiyim defalarca konuştum ama inanmıyor gel halledelim şu işi be."diyip gözlerime masum masum bakıyordu çok komikti demek ki cidden aşık olmuştu.
"Bakma şöyle kız gibi oğlum kendine gel tamam hallederiz."diyip ahhh diye iç geçirmiştim ki helal sana be diye üzerime atlayana kadar bu çocuk aşık olunca hiç çekilmiyormuş."Hadi gidelim dersi de kaçırdık bari yemeğe yetişelim diye kolundan tutup aynı hizaya gelmemizi sağlayınca yürümeye başladık.
Geldiğimizde gözlerim Eylülü arıyordu ama ortada yoktu Defne karşımda oturuyordu ama o yoktu nerdeydi başına yine birşey mi gelmişti yoksa yerimden aniden kalkıp Mertin "nereye abi?" demisini umursamadan hızla Defnenin yanına ilerledim.Kolundan tuttuğumda "ne yapıyorsun sen be"diye çığlık atmıştı bu da tüm dikkatleri üzerimize çekmişti."Eylül nerde?"gözlerine sertçe bakıyordum "Ne yapacaksın Eylülü?"diye sorduğunda sorumun cevabını alamadım diye bağırmıştım ürkmüş olacak ki "ç-çadırda."diye kekeleyerek cevap verdi.Yönümü Eylülün çadırına yönelttip yürümeye hatta koşmaya başladım.
"Eylül!" ses vermiyordu."Eylül bak cevap vermezsen içeri girerim dediğimde yine bir yanıt yoktu.Iceri girdim ama Eylül yoktu onu görememek beni sinirlendirmişti başına birşey gelmesinden korkuyordum etrafa bakındım ama yoktu ormanda gidilebilecek her yere bakmıştım ama yoktu tek bir yer kalmıştı sahil koşarak sahile indim.Ohh şükürler olsun! iskelede oturuyordu yanına doğru ilerlemeye başladım ama geldiğimi farketmiyordu yanına oturduğumda bile kafasını çevirip bakmamıştı.
"Eylül?" cevap bile vermiyordu içinde kaybolduğum o kahverengi gözlerini denize sabitlemiş bir put gibu sadece yanımda oturuyordu.
"Eylül neyin var neden konuşmuyorsun?"yine cevap yoktu.Sinirle ayağa kalkıp onuda kaldırdığımda yüz yüze gelmiştik ve o parlak kahverengi gözleriyle gözlerim sonunda buluşmuştu.
"Eylül!!" gözleri ağlamaktan olsa gerek kıpkırmızıydı göz altlarıda şişmişti böyle bile güzel olmayı başarabiliyordu.Benim yüzümden ağlamıştı kendimden nefret ediyordum uzak durmaya karar veriyordum ama yine kendimi yanında bulmuştum."Eylül neyin var neden ağladın?"diye sorduğumda elimle tuttuğum kolunu hızla çekmiş "Neyim var biliyor musun artık seni sevmiyorum."demişti ve bunu derken de gülmeye başlamıştı.Kalbim acımaya yanmaya başlamıştı beni sevmemesi istemiyormuydum zaten böylece uzak durabilecektim o zaman bu acı niyeydi istediğim olmuştu bencil olmamalıydım.Kahtetsin kalbim öyle acıyordu ki işlevini yerine getirmiyor dinlenmek için bir köşeye çekilmişti.Göz yaşlarım bizi serbest bırak artık seni bencil diye bağrıyordu.Kendimi toparlarken "sonunda kurtuldum senden desene neyineyse beni sevmek."diyebilmiştim kalbim artık paramparça olmuş yakılmış küllerinide süpürmüşler gibiydi.Bana daha da yaklaştığında nefesini hissediyordum ve kalbim varlığını yeniden hissettirmiş bir de üstüne midemde bende burdayım diyordu.Konuşmak için ağzını araladığında söylecekleri canımı yakacaktı öpmemek için direniyordum.
"Demir Ataoğlu bu dediğine kendinde inansan iyi edersin diyi dudaklarını yanağıma götürüken eli de elimi tutmuş kalbime götürüyordu öptüğünde kalbim öyle hızlı atıyordu ki nefes almamı dahada zorlaştırıyordu.Geri çekilip "Sen yalan söyleyebilirsin ama burası yalan söyleyemez sanırım."diyip elimi kalbime götürdüğü yeri işaret ediyordu.Bu kız beni deli ediyor beni kendi silahımla vurmuştu.Aptal!!
Arkasından sadece gidişini izliyordum hissizleşmiştim sanırım fazla acıdan böyle hiç birşey hissedemiyor hareket edemiyordum.Kendimi toparlamam gerekiyordu elimi yüzümü yıkayıp Mertin yanına gittiğimde ise müzik dinliyordu geldiğimi farkedince "düşündün mü abi ne yapalım Defneye?"diye sormuştu.Bu çocuk elimde kalacak ya Defneyi düşünecek halim var mı acaba.
"Halledicem ben onu rahat ol sen."diyip yapmacıktan bir gülümseme yerleştirdim suratıma.Mertte öpücük atıp müziğine geri dönmüştü.Cıvık lan bu çocuk...

DOSTLUK KÖPRÜSÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin