B4

44 3 0
                                    

DEFNE
****
Kampa doğru yola çıkmıştım bile komşumuz bırakıyordu kendim gidebileceğimi söylemiştim ama annem öyle istemiş.Ne ara beni düşünür olduysa ben çok küçükken babam bizi terkedip gitmişti annemse alkoliğin tekiydi ayık olduğu nadir zamanlardada beni düşünüyordu demek hah!
Geçen sene yaz okuluna gitmek için can atardım ama son olaylardan sonra kendimi bir ucube gibi hissetmeme neden oluyordu yinede şu lanet yerden uzaklaşmak için gidebileceğim tek yerdi orası.Mertle çok yakındık ama daha sonra ona karşı duygularımın olduğunu anlamıştım beni hep korur ve sahip çıkardı ondan hoşlanmamın sebebide bu olmalıydı her neyse işte duygularımı anlamış olmasına rağmen bana aynı davranıyor hatta benim davrandığım gibi davranıyordu bu da onunda benden hoslanması ihtimalini düşünmeme neden oluyordu.Bir gün akşam yanıma gelmiş ve arkadaşlarla her zaman toplandığımız yere gelmemi söylemişti başbaşa kalacağımızıda belirtip 15 dakika içinde orda olmamı söylemiş ve gitmişti.Heyecandan ölebilirdim hemen hazırlanıp ormanlık sayılabilecek alana doğru ilerlemiştim beni orda bekliyordu gülümseyerek hoşgeldin dedi ortamı süslemiş ve oldukça romantik hale getirmişti bunları gördüğümde kalbim daha da hızlı çarpmaya başlamıştı ben etrafı incelerken o ise gülümsüyordu yanağındaki gamzenin belirginleşmesi beni cezbediyor onu istememe sebep oluyordu bana iyice yaklaşıp
"Senden çok hoşlanıyorum Defne."demişti sesi fısıltı şeklinde çıkıyordu.
"B-bende senden."diyebilmiştim sadece tabi kekeleyerek Mertse çok rahattı iyice bana yaklaştığında öpeceğini hissetmistim ve engel olamıyordum onu öpmeyi çok istiyordum yumuşak dudakları dudaklarıma değdiğinde ise ona karşılık vermeye başlamıştım hızla geri çekilerek kahkahalar atmaya başlamıştı.Iddiayı kazandım beyler hadi çıkın artık diye bağırdığında gözlerim dolmuş yutkunamıyordum bir grup erkek sesinin oğlum ya kaybettik güzelim arabayı diye sızlanışlarını duyuyordum hareket bile edemiyor sadece ağlıyordum beni kullanmıştı bir iddia uğruna beni seviyormuş gibi yapmıştı kendimi toparlayıp gülümseyerek göz yaşlarımı çıktığı yere göndermiş yanına doğru ilerliyordum yeterince yaklaştığımda hepsi bana meraklı birazda ezikleyici gözlerle bakıyordu tüm gücümü toplayıp suratına tokatı basmıştım sendelemesine yol açmıştım ve kendimle gurur duydum bunu ödeyeceksin diyip oradan uzaklaşmıştım.
Şimdi onu görmeye hazırmıyım bilmiyorum çok kırılmıştım ve hala hesabını soramamıştım ama bu yaz bunu ödeyecekti tabi hala duygularıma engel olabiliyorsam.Kamp alanına geldiğimde arabadan inip Semih hocanın yanına gittim çadırımı öğrendikten sonra yanından ayrılarak yerleştim ve yemek alanına ilerledim yanıma bir kız ilerliyordu siyah uzun dalgalı saçları ve saçlarının uçlarındada kumrallıklar vardı kahverengi parlak gözleri,oldukça uzun kirpiklere sahipti etkileyiciydi.Yanıma oturduğunda çekingen tavırları hoşuma gitmişti hemen tanıştım ona yardımcı olmak istiyord birde burda cidden güvenebileceğim birini arıyordum konuştuğumuzda çok sevmiş ve çok eğlenmiştim.O sırada Mertin beni izlediğini farketmiştim ama umursamadan tekrar Eylüle dönmüştüm.
Kampın yine klasik partisi vardı ve çok güzel olmalıydım Merte geçen seneyi ödetmeliydim.Eylülle birlikte hazır olduktan sonra parti alanına ilerlemiştik güzel olduğumu düşünüyordum.Icecek almak için Eylül'ün yanından ayrıldığımda kulağıma çok hoşsun tıpkı geçen sene ki gibi.fısıltı geldi bu Mertti.Kalbim çarpmaya başlamıştı hala ondan hoşlanmıyordum ama kendimi toplayarak bir kaç kelime ettim.
"Bu sefer ne için iddiaya girdin de bunları söylüyorsun."dediğimde bozulmuş birazda sinirlenmişti.
"Bana hala aşıksın Defne."dediğinde ise o beni sinirlendirmisti.Birşey diyemeden Demirin seslenmesiyle bana göz kırparak Demirin yanına koşuyordu.Gerçekten aptal ukalanın tekiydi neden hoşlandığımı bile bilmiyorum.
Eylülün yanına gitmeye başladığımda o da beni arıyordu yüzü bembeyazdı birşeyler olduğu belliydi ama anlatmıyordu bende sıkıştırmak istemediğimden sormamıştım.Bu arada Demirin Eylülle konuşmasıda ayrı bir meseleydi bu kızdan kesin hoşlanıyordu onu çok iyi tanıyordum çok az arkadaşı vardı ve kimseyle konuşmazdı herkeste ondan korkardı ama tabi kızlarında bir numaralı erkeğiydi sanırım bu tipinden dolayı.Eylüle kolasını uzatıp dans edenleri izlemeye koyulduk.
****
Kahvaltıda Eylül yanıma gelip olanları anlattığında şok olmuştum ama tek düşündüğüm Mertin bana bakmasını onun bile farkettiğiydi demek ki gerçekten sürekli beni izliyordu içten içe kahkahalar atıp işte buu diyip zafer dansları yapıyordum ama tabi belli etmeden.
Derse girdiğimizde ise Mertten gelen not gözlerimin dolmasına sebep olmuştu.
Geçen sene ki gibi aynı yerde aynı saatte.
Tekrar aynı şeyleri mi yaşayacaktım ama hayır buna izin veremezdim ya duygularıma engel olamazsam o zaman ne yapacaktım okuyup Merte baktığımda bana cevabımı bekler gözlerle bakıyordu kafamı tamam gibi salladım.Ne yapıyordum ben tabi ki gitmeyecektim gitmemeliydim ama merak ediyor duygularıma yenik düşüyordum bu sefer canı acıyan o olacaktı evet kararlıydım asla duygularıma yenik düşmeyecektim.Eylüle akşam isim olduğunu söyleyip hazırlanmaya başladım çok endişeli gözüküyordu onun bu hali beni üzüyor benim için endiselenmemesini istiyordum o ise sürekli dikkatli ol uyarıları yapıyordu saatime baktığımda gitmem gerektiğini farkedip Eylülün alnına öpücük kondurup yanından ayrıldım.
Oraya doğru ilerlerken Mertin ağlamaklı olduğunu gördüm iyice yaklaştığımda gözlerinin dolduğunu anlayabiliyordum Mert ağlayacakmıydı ahh hayatta inanmam.Bir yanım onun bu haline üzülürken diğer yanım bu da oyununun bir parçasıdır diyordu.Ağzını konuşmak için araladığında kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu kalbimin sesinden onun sesini duyamıyordum.Mert bana birseyler anlatmaya çalışıyor ama toparlayamıyordu sesi ağlamaklıydı sadece "Özür dilerim."diyebilmişti.Gözlerim bilye gibi büyürken onun özürünü sindirmeye çalışıyordum.Güçlükle "ne icin?"diyebildim.
"Herşey için."dediğinde iyice yaklaşarak dudaklarını dudaklarıma yaklaştırıyordu bu sefer hayır izin veremezdim bu da bir oyunda bu sefer canını acıtan ben olacaktım.
Hızla geri çekilip kahlalar atmaya başladım o da şaşkına dönmüş beni izliyordu.
"Hayır Mert bu defa oyununu yutmuycam ne var biliyor musun o kadar aptalsın ki senden hala hoşlandığımı düşünüyorsun yazık senden nefret ediyorum hadii herkes çıksın bu sefer Mert oyunu kazanamadı ha Mert bu sefer neye girdin ne kaybettin üzgünüm bu sefer kullanamadın beni."diye bağırıyor göz yaşlarımı bastırmaya çalışıyordum uzaklaşmak üzere son bir kez Merte baktığımda ise dizlerinin üzerine çökmüş kafasına vuruyordu etrafta kimse yoktu yoksa gerçekmiydi bu sefer oyun değilmiydi ama inanmayacaktım tedbirli davranacaktım onu o halde bıraktığım için canım yansada artık umursamayacaktım çadıra döndüğümde ise hıçkırıklarımı tutamadım.
Kendimi toparlamaya çalışıp Eylülün yanına gitmek için hazırlandım ama çadırında yoktu nerdeydi bu kız aramaya başladım kampın hastanesinin orda kalabalığı farkedince hızla oraya ilerledim kalabalığı delip öne ilerlediğimde ise canım acımaya başlamış göz yaşlarıma engel olamamıştım.
Eylül!!

DOSTLUK KÖPRÜSÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin