0.2

723 91 81
                                    

***

"Bakma artık şöyle, gözlerinle yiyeceksin."

"Dua etsin şu anlık sadece bakıyorum. Birazdan üstüne atlayacağım." dedim Jake'e aldırmadan.

Sunghoon'un yine benimle dalga geçtiğini duyduğumdaysa sinir kat sayım 5 kat atmıştı. Bu çocuk dünyaya bunun için gelmiş olmalıydı. "Sunghoon bir daha 'topa gerek yok Sunoo var' dersen seni vuvarlar köydeki yaşlı ebenin evine yollarım."

"Sen bugün biraz agresifsin sanki."

"Anan agresif. Siktir git topunu oyna."

Sweatshirtümün ucundan tutup "Topumu almaya gelmiştim buraya." deyip göz kırptı. Yerimden kalkıp ciğerleri nefessiz kalana kadar kovalamamı engelleyen ise sonunda yanıma gelmeye teşrif edebilen Jay olmuştu.

Sanki az önce sinirden kuduran ben değilmişim gibi sakin bir ifadeye bürünmüştüm. Umursamaz görünmek benim için çok kolaydı.

"Yalnız Sunoo biraz daha çeneni bu şekilde sıkmaya devam edersen sevinirim. Belki dişlerin dökülür de ısırmazsın artık beni havyan herif."

"Ben mi dişlerimi sıkıyorum? Sana öyle gelmiştir Sunghooncuğum." deyip gülümsedim. Sunghoon cia ajanıydı ve bunların hepsi Amerikanın oyunuydu. Kore köylüsü Sunghoon benim hayal ürünümdü. Evet bu şekilde düşünürsem varlığını unutabilirdim. "Ay bu kendi kendine sırıtmaya da başladı. Kıskançlıktan delirdi yavrucağız." deyip saçlarımı okşamaya başladı.

Geldiğinden beri sessiz duran Jay "Ne kıskançlığı?" diye sordu bir anda. Çok umrundaydık sanki paşamızın.

"Sunghoon bu aralar ölülere çok özeniyormuş da ondan bahsediyordu."

"Yo, sen ve Jung-.." cümlesi karnına attığım dirsekle kesilmiş olmuştu. "Bugün iyice garipsiniz." dedi Jay. Garip olan biz değildik. Sırf özel günlerde sıktığı parfümünü sıkıp sabahtan beri yanımıza gelmeyen kendisiydi.

"Sen hayırdır peki? Sabahtan beri ortalarda gözükmüyorsun. Küçücük çocukla birlikte ne yapıyordun?" İçimi kemiren soruyu Jake'in sormasıyla bir nebze daha rahatlamıştım.

"Jungwon küçücük çocuk değil. Sunoo'yla aynı yaşta. Okula yeni geldiği için yabancılık çekmesin diye yanında duruyordum." Jungwon kimdi amına koyayım?

"Siz nereden tanışıyorsunuz ki? Pek tanıdık birine benzemiyor." diyen Sunghoon'u "Siz tanımıyorsunuz zaten, biz de tanışalı çok olmadı." diyerek yanıtlamıştı.

Jungwon o gün Jay ile aramıza ilk darbeyi vurmuştu. Jay benden hiçbir şey saklamazdı. Ne kadar kızacağımı bilse bile Mari'yle konuştuğu için uyuyamadığını, bu yüzden kahvaltıya geç kaldığımızı bile söylemişti. Ama ne zamandır aramızda olduğu bilmediğim bu yabancıdan öykesine biri olarak bile bahsetmemişti.

2 aydır ondaki farklılıkları biliyordum. Bazen gözü dalıyor ve normalden daha düşünceli oluyordu. Mari olayı dışında da uyku sorunu çekmeye başlamıştı. Yine de her seferinde ben onunlayken daha iyi uyuyabildiğini söylüyordu.

Bu da bana söylediği yalanlardan biriydi. Onu, nefes alış verişlerinden uyumadığını bilecek kadar tanıyordum. Benim yanımda bile uyuyamıyordu. Bir de gece yürüyüşleri başlamıştı. Belirli saatlerde nerede olduğunu sorduğumda, sürekli yürüyüşte olduğunu söylüyordu.

"Yürüyüş arkadaşın mı?" Dediklerimle yüz ifadesinin nasıl değiştiğini ve gözlerinin büyüyüşünü izledim. Aklımdaki tüm parçalar sanki bir anda yerine oturdu.

2 ay önceki onların evine gittiğim ve Jay'i odasında beklediğim akşamı düşündüm. Düşük omuzlarla, sanki görmeyi beklediği son insanmışım gibi beni karşılamasını. Saatlerce nerede olduğunu sorduğumda 'yürüyüşteydim' demişti kısaca. Hatta bunun hakkında onunla dalga geçmişti ama umursamamıştı bile. Benden bir şeyleri gizlediği ilk gün o olmalıydı.

2 aydır gözümün önündeydi her şey. Ve o kadar akıllı geçinen ben, bunları şimdi fark edebiliyordum.

Üstümde hissettiğim bakışlarla kafamı yerden kaldırıp bakışların sahibine doğrulttum. Bu oydu. Jay'in tüm gün yanından ayrılmadığı o çocuk. 2 ayını beraber geçirdiği kişi. Gözlerindeki parlamayı bunca mesefaden bile görebiliyordum. Hırsla parlıyorlardı. İstediği şey savaştı ve ben bunu ona vermekten geri durmayacaktım.

*

*benimki seninkinden büyük*

sunghoon
bugün gidemedik bari yarın gidelim
kahvaltıya
jay ödesin hesabı da
o piç yüzünden gidemedik

jake
aklın çalışıyor arada he
mantıklı
yarın gidelim

jay
gelemem ben
ama isterseniz siz gidin
öderim ben hesabı yine

sunoo
ne alaka
niye gelemiyorsun

jay
ufak bir işim var
siz bensiz gidin
jake istersen arabımı da alabilirsin
sunooyu da siz alırsınız

sunghoon
ne işin var yavşak
veletle mi buluşacaksın :)

jay
kaç kere dicem jungwon velet değil
hem ufak bir iş zaten
siz gidin

jake
yok olmaz öyle
sonra gideriz beraber

jay
siz bilirsiniz
ama sen yine de arabayı al
sunoo otobüse binmeyi sevmiyor

jake
Sen ne yapacaksın

jay
babamınkini alırım
ilk iki ders geç kalabilirim
haberiniz olsun

sunghoon
vay be
gelin olmuş gidiyorsun
sunoo seninki bıraktı seni napıcan

jay
yavşaklık yapma
bırakmadım kimseyi

sunghoon
bıraktın bıraktın

sunoo
uyuyacağım ben
iyi geceler size

sunghoon
tavuk dicem
onlar bile bu saatte uyumuyor amk
neyse uyu da büyü
bebek seni

sunoo
amına bi çakarım
dikine uzarsın

sunghoon
seksist küfürler etme çok ayıp

sunoo
siktir git

sunghoon
heh işte böyle
aferin kuçu kuçu

*

jay
sunoo
sen bu saatte uyumazsın
kapıdayım aç hadi
(İletildi 19:17)

hala bekliyorum
(İletildi 19:34)

iyi geceler bebeğim
(İletildi 19:56)
(Görüldü 19:59)

.
.
.







slm

bb

that way | sunjay ✓ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin