Göğsümün bulunduğu yerde hissettiğim ince bir sızı mıydı yoksa nefesimi almamı imkansız hale getirecek kadar algılarımı körelten bir acı mı? Ağır duygu karmaşası yüzümde acınası bir tebessümün gölgelenmesini engelledi. Neden gülümsediğimi bile bilmiyordum. Kendimi şu an ki duruma hazır hissediyormuydum. Bunun için erken değil miydi? Şüphe tohumlarının fidelendiği hayatımda bunu reddedemememin sebebi neydi?
Yüzümde ki dağılmış ifade ile merdivenlerden adeta uçarcasına inmeye başladım. Hâlâ aklımdan çıkmayan o an...
Zaman algımı mı yitirmistim yoksa zaman durma noktasına mı gelmisti? Kendimi savunmasız ve dağılmış hissettiriyordum. Her zaman ki gibi "güven" duygusunun verdiği mutluluğu tadamamak... Güvenmek nasıl bir şeydi ki?
Belki klişe gelebilir ama beni kuzenim ile aldatan sevgilim değerlim, İnsanı değersiz hissettirmek için yapılabilecek en kötü şey nedir? Aldatılmıştım.
Alışık değil miydim zaten sevilmemeye, varlığımdan habersiz insanlara. Sonunda binanın o dar koridorundan kurtulmuştum bahçenin dışında bulduğumda kendimi, yüzüme vuran fesah hava ne kadar hızlı nefes aldığımı hissettirdi. Ani yutkunmam ile boğazımın yarılmış gibi acımasına sebep oldu. Az öncesine kadar bana bir çok şeyi hissettiren dudaklar şimdi yabancı kulaklarıma gelebilecek bir sese evsahipliği yaptı. Seslendiği ismim bile adımlarımı yavaşlatmadı;
“Ayris bekler misin?”En sonunda dibime kadar yaklaşan adım sesleri ve beraberinde bileğimi sarmalan o soğuk parmaklar vücudumda oluşan titremeyi de beraberinde getirdi. Bir hışım ile bileğimi çektim ama bırakmayınca öfkeyle konuşmaya başladım.
“ Daha yetmedi mi bana yaşattıkların? Her zorluğunda yanındayken bana verdiğin sözler neydi. Ben seni sevdiğim için aileme sırt dönmedim mi ya senin yüzünden kimsem yok benim. Beni Ceyda ile aldattığın video bana ulaşmasaydı daha ne kadar salağa yatıracaktın beni ha ? Yüzsüz yüzsüz peşimden koşma. Ne istiyorsun ya SENİN OYUNCAĞIN VEYA EĞLENCE KAYNAĞIN DEĞİLİM"
nefes nefese kaldığımda onun yüzündeki ifade içimi yaktı. Neden bilmiyorum ama hâla neden ona kıyamıyordum. O bana kıymışken bize kıymışken. İfadesini aklıma ve kalbime sahteymiş gibi geçirmek istiyordum.Bu kadar duygu dolu bakan gözler yabancı hissettirmemeliydi bana. Bu bakışlar beni her şeye inandıracak kadar içliyken nasıl beynim olayların gerçekliğini tartmazdı ki? Sonuçta beni seven bir insan yapmazdı bana bunu. Ondan nefret etmem için sahteliğe inandım. Bakışları sahteydi her zaman bana.böyle bakıyordu sonuçta. Söze başlamak için ağızını araladığında gözlerimi devirdim.
“Ayris inan bana öyle bir şey yok o videoda gerçekten kendinde değildim. Ceyda'nın sana o videoyu seni aldattığını sanman için attığını ikimiz de biliyoruz böyle yapma güzelim. Gerçekten seni çok seviyorum Seni asla aldatmam!”
Sabırsızca sözünü kestim.“Ha bir de eve ben almadım de tam olsun.”
Soğuk elleri ile kavradığı bilekliğimi kendime çektim ondan uzaklaşmalıydım. Boğazımı düğümlenen bir his vardır kelimeler benden değil de başka birinden çıkıyormuş gibi yabancıydı daha fazla konuşacak takatim kalmamıştı.
“Ayris bir dinler misin?!” Dedi sert sesi ama yüzünde vereceğim cevabı merak eden bir ifade vardı. Ela gözleri dolu dolu bana bakıyordu. Uzun boyu ve kalıplı omuzları çökmüştü. Acıtasyondan ibaretti muhtemelen değil mi? Zar zor yutkunarak konuştum.
“Artık susmalısın Bence sana olan ufacık saygım için sus ve peşimden gelme! Yalvarırım lütfen.”
Sona doğru sesim çatallaşmıştı ve yutkunmam zorlaştı. Israr ile konuşmaya devam etti.
“Güzelim gerçekten beni tanımadığını düşüneceğim. Lütfen beni dinler misin?”
Sesindeki o ince tını ve yaşlı gözleri acımam içindi öyle değil mi? Artık sabrımın taşlığını hissederken Ellerim zaten titriyordu kendimi savunmasız ve bir o kadar öfkeli hissetmem normaldi yani. Öyle değil mi? Kendimi tasdikleme ihtiyacı duyacak kadar acınası bir durumdaydım. Bu duygu karışıklığım sesime yansırken adeta boğazımı yırtarcasına bağırarak konuştum.
“Demek ki tanıyamamışım seni!” Göğsünden ittirerek konuşmaya devam ettim. “ Her zaman ki gibi yanılmışım güvenirken belki de.”
Gözümden aktığını hissettiğim gözyaşlarımla beraber yüzüme bakan bir zamanlar bakmaya doyamadığım adamın, gözünde ki pişmanlık içimi titretse de, ses tonunu kısarak da konuşmaya devam ettim.
“Neden yaptın bana bunu? Hani güvenmeyi öğretecektin bana?” bir kız çocuğu gibi masum çıkmıştı sesim. Oyuncak isteyen ufacık bir kızın yerinde olmak istiyordum şuanda. Çenem titrerken zayıflığıma lanet ederek konuşmaya devam ettim.
“Senden nefret ediyorum!”
Son gücüm ile onu ittirdiğimde yalpalanarak yere düştü ve beraberinde arkadan yükselen korna sesi ve lastik yakan arabanın gürültüsüne benim çığlıklarım da karışmıştı kapanan Gözlerim ve yere kapaklanmam da eşlik halindeydi başıma olumsuz anlamda salladım olamazdı değil mi?
...
Merhaba Medas ailesi yeni bir aile olduğumuzu ve olcağımızı düşünerek bu alt köşeyi düzenlemeye alıyorum şu an 6. Bölümden buraya geri dönüş yaşadım çünkü neden olmasın. Bir yazarın "ki bu yolda yeni olsam da sizinle birlikte öyleyim" yani bir yazarın en büyük hayalidir okuyucunun kendini bulacak bir kurguyla karşılaşmasını sağlamak benim (bizim) de amacım o. Bu kurguya başladığımda cok heyecanlı olmamın yanı sıra deneyimsizdim ve daha hayata masum bakan bir tiptim. Şimdi büyüdükçe hem ciddiyet hem de deneyim kazandım. Bir test çözerken ki bu test edebiyat oluyor bir cümle bile beni buraya çekebiliyor neden mi betimleme kelimesi bizi var ediyor. Ben bu kadar buraya bağlanmışken sizlerin de bizimle olması ve daha da büyümemiz dileği ile. Kurgumuz biraz acemice başlamış gibi gözükebilir ama kendisi de olgunlaşan ve zaman aşımına uğradıktan sonra genişleyen bir kalem olacaktır çünkü neden olmasın...
Sizleri çok ama çok ama çok seviyorum ve bu köşeye yeni alışmışken her bölümde geri döneceğimi bildirmek istiyorum yani demem o ki benden kurtulamadınız. Size iyi okumalar güzellerim:)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEDAS
Teen Fictionİki tür insan vardı; Acıdan korkan, acıdan zevk alan. Ama biz hiç biriydik. Biz var olana benzemiyorduk adeta. Biz acı ile büyüyüp büyütenlerdik. "Neden bunu yapıyorum bilmiyorum ama bana beni hatırlatıyor." Bilmişce çattığı kaşları ile garip bir yü...