CARLA MARİSSON- DİSFRUTO
.
.
.Saniyelik olarak hayatımda acılar, mermiler, bağırışlar, korkular mevcuttu. Var olması yeni bir başlangıca sürüklerken yokluğu sona sürükleyen şeyler mevcuttu hayatlarımızda. Bunların hepsine insanlar tecrübe dese de bizim içimizi yıpratan bir bütünden ibarettir. Göğsümün sol yanında hissettiğim acı da benim için tecrübe miydi yoksa bir bitiş miydi? Genel bir söz vardır; 'aslında her şey görünenden fazlasıdır'. Bu söz çektiğimiz acıların da iç dünyasını yansıtıyor, yüzümüzde ki tebessümün de.
Soğuk betonun üzerinde yatarken beynimin içi acımı unutturmak istercesine edebiyat yapıyordu sanki. Beynimin içinde ki yoğun düşünceler etrafta ki sesleri yankılı ve bir o kadar boğuk bir şekilde yansıtıyordu. Sıkarak kapattığım gözlerim bir yavrunun doğuşu yada bir çiçeğin büyüyüşünü andırırcasına yavaşça açıldı...
Gözlerimin açılması ile eş değer olarak boynumdan tutulup havaya kaldırıldığımı hissettim. Yeşil gözleri ile göz göze geldiğim Delfin'in bas baya kucağındaydım ve gözlerim sonuna kadar açıldı. Beni nasıl kucağına almıştı?
Tam konuşacaktım ki benden önce konuşmaya başladı."Evet seni kaldıracak kadar güçlüyüm, evet yanlış görmüyorsun ya da bir rüyada değilsin ve evet Ayris şuan seninle birlikte kulübeye doğru gidiyoruz. Evet bu sadece kuru sıkı bir silahtı ama geveze arkadaşının boşunu dinlemek uğruna da olsa sırf gıcıklığına bunu ona söylemeyi planlamıyorum"
Sadece yüzümü buruşturduğumda gözünü devirdi ve sonrasında arkadan gelen Pars'ın haykırışları sanırım baygın olduğumu düşündüğü içindi. Böylelikle kafama yeni oturan kavram geveze arkadaş kişisinin Pars olduğuydu. Pars Barın'a bağırarak;
"Bu mu senin eğitimin böyle eğitimin amına koyayım. O kıza bir şey olsun önce onu vuran bu adamının ecdadını sikeceğim o silahı o adamın götüne sokup içinde ateş edeceğim adamının vücudunda nasıl delikler açıyorum göreceksin. Sonra sana gelecek olursak senin işaret verdiğin, emir verdiğin ağzını sikeyim o dilini söküp götüne sokarım be amcık herif! Senin bu eğitim alanı dediğin soktuğumun tahtalı arazisine getirip gördüğün tüm tahtaların üzerinde oturtacağım. Hele o kıza bir şey olsun saçının teline küçük bir zarar gelsin o zaman götünü kollamak için elinden gelen her şeyi yap çünkü Pars Çakır aklında kalan tek isim ve göreceğin son kişi olacak"
Delfin beni kulübeye taşıyana kadar her ne kadar gülmek istesem de canımın acısı buna engel olmuştu. Beni taşıyan kişinin bir kadın olması çevrede ki adamların şaşkın bakışlarını bizim üzerimizde tutması sonucu Delfin'in sert sesi yükseldi.
"O ön yargılı ve garip bakışlarınızı üzerimizden çekmezseniz gözünüze sokulacak sivri aletlerden ben sorumlu değilim önünüze dönün!"
Delfinin söyledikleri ufakta olsa beni gülümsetirken tuhaf bir biçimde garip rahatlama hissi ve bir sempati oluşmuştu. Güç kavramının eşleştiği cinsiyet her ne kadar erkek gibi gözükse de yeri geldiğinde biz kadınlar veya kızlar da fazlası ile güçlüydük hatta bir erkekten daha güçlü ve çevik olabiliyoruz. Hem dayanıklı ve güçlü olduğumuz da göz önünde olması gereken bir detaydı. Biz kadınların en basitinden anne olmak için çektiği acılar veya her ay yaşadığımız regl sancıları da bu durumun bir nevi kanıtıydı aslında. İnsanların gözünde ki cinsiyetçilik kavramının basitliğinden kurtulmadıkça hayatta ne kadar ön yargılı ve cahil bir kesimin olduğu su götürmez bir gerçekti ne yazık ki.
Barın'ın emir veren sesini uzaktan duyduğumda anladığım tek şey adamlara dağılmalarını söylediğiydi.
Beni indirmeden kulübeye doğru taşırken kulübenin önünde duran piknik masasına oturtturmuştu. Canım acıdığında beynimin acıyı yok saymak amacı ile sargıladığı adrenalinin acıyı maskelemesi bir nevi bilgisayarın yeni sekme açması ama diğer sekmeyi de belleğinde bulundurması gibiydi. Beni bıraktığı bankın serinliği ile birlikte beynime kendini hatırlatan acı arka planda açık bir şekilde bırakılmış sekmeye geri yönlendirmişti beni.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEDAS
Teen Fictionİki tür insan vardı; Acıdan korkan, acıdan zevk alan. Ama biz hiç biriydik. Biz var olana benzemiyorduk adeta. Biz acı ile büyüyüp büyütenlerdik. "Neden bunu yapıyorum bilmiyorum ama bana beni hatırlatıyor." Bilmişce çattığı kaşları ile garip bir yü...