Tom hızla arabanın kapısını açtı ve elimi bırakıp binmemi bekledi. Binince kapıyı çarparak kapattı ve sürücü koltuğuna binip arabayı çalıştırdı.
Kristen: niye onu görünce bu kadar sinirlendin? Ve niye onun hakkında soru sorunca daha fazla sinirleniyorsun?
Tom cevap vermedi ve zaten çok hızlı sürdüğü arabayı daha hızlı sürmeye başladı.
(Bad booooyyy🤙🏽🗿)
Otele geldiğimizde arabadan indik. Tom hızlı adımlar ile beni beklemeden asansörün önüne gitti.
Yanına gittim. gittiğim gibi asansör geldi ve aynı anda asansöre bindik. Kristen: neden benimle konuşmuyorsun.
Tom: seninle konuşuyorum Kristen. Onun hakkında konuşmak istemiyorum. Kapat artık şu konuyu.
Asansör odanın olduğu kata gelince kapı açıldı. Tom geçmeden önce hemen çıktım. Odanın kartı bende olduğu için direkt kapıyı açtım ve içeriye girdim.
Çantamı koltuğun üstüne attım. Sanırım Tom sinirli olduğumu anlamış olacak ki tam lavaboya girecekken ellerini belime koyup beni durdurdu.
Tom: nedensiz yere sinirleniyorsun. Kristen: bunu sen mi söylüyorsun?! Tom: aptal bir kadını kafana takıyorsun. Benim onunla işim yok Kristen: kadının seninle işi var gibi görünüyor ama!
Tom: onun benimle ilgilenmesi umrumda değil! Kristen: saçma sapan sinirlenip buraya gelen sensin! Onu umursamayıp yolumuza devam edebilirdik!
Dedim. ellerini üstümden çekip pijamalarımı aldım ve lavaboya girdim.
Üstümü değiştirip çıktım. Tom balkonda sigara içiyordu. Telefonumu elime alıp yatağa uzandım ve gruptan gelen mesajlara baktım. Çocuklar ve Anna neden kaç gündür yazmadığımı falan soruyorlardı. Onlara kısa bir cevap verdim " sonra anlatırım"
Telefonu kapatıp komidine koydum.
~
Sabah uyandığımda Tom yanımda değildi. Belki de yanıma değilde başka yere yatmıştır diye odaları gezdim ama yoktu.
Üstümü değiştirip aşağıya indim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Çanta hariç)
Bir hizmetliye tom'u soracaktım ki Tom otelin kapısından içeriye girdi.
Yanına yürüdüm.
Kristen: neredeydin? Tom: işim vardı. Kristen: buraya gelirken iş ile ilgilenmeyeceğini söylediğini sanıyordum. Tom: önemli bir şeydi.
Tom'un yüzüne bakmadan çıkışa doğru yürümeye başladım. Tom: nereye Kristen Kristen: önemli bir işim var. Tom: saçmalama Kristen şuraya gel.
Kapıdan çıkacakken Tom elimden beni içeriye çekti.
Elimi bırakmadan çoktan hazır olan kahvaltı masamıza doğru ilerledi.
