Mafya || Tom holland ♡

anlamıyorsun Kristen

Beyza ile yemeğimizi yerken Beyza'yı massimo aradı. Aralarının kötü olduğunu biliyordum ama şahit olmamıştım.

Beyza: sana sorduğumu hatırlamıyorum? Ve ayrıca ben her istediğin zaman yönlendirebileceğin bir oyuncak yada çocuk değilim. Kazadan sonra yüzüme bile bakmadın ve şimdi tatile gidemezsin mi diyorsun? Kusura bakma ama senin yönlendirmelerin ile hareket etmeyeceğim.

Dedikten sonra telefonu kapattı ve masaya koymadan önce bir şeyler yapıp masaya bıraktı.

Beyza: telefonumu uçak moduna aldım. Bence sende al.
Kristen: alıyorum.
Dedim ve yanımdaki telefonu uçak moduna alıp geri yerine bıraktım.

~

Yemeğimizi yedikten sonra çok sıkıldık ve yapacak bir şeyler aradık ve en sonunda tarçınlı börek ve kurabiye falan yapmaya karar verdik.

(Kömbe OWİEJELWOWJSN)

Malzemeleri koyup arkadan şarkı açtık Lana del rey & the weeknd stargirl.

Bundan.

Yaparken aynı anda şarkı söylüyorduk. Yaparken arada birbirimizin fotoğrafını çektik.

(Bende istiyom)

Hazırladıktan sonra yaptıklarımızı fırına koyduk ve beklerken Beyza bana evi gezdirdi. İlk geldiğimizde direkt yemek falan yediğimiz için gezememiştik.

~

(Saat 00.30)
Yaptıklarımızı fırından çıkardık. Tarçınlı böreğin üzerine sosunu döktük ve tabaklara yerleştirdik.

Sonra beyza'nın odasındaki televizyondan Gilmore Girls açtık.

~

05.00

Beyza ile bir saat önce uyanmıştık. Üstümüzü giyinip kahvaltımızı edene kadar 1 saat geçmişti. Tüm eşyalarımızı alıp evden çıktık. Arabaya binip hemen gitmeyi planlıyoruduk ama..

Tom ve massimo'nun kapının önünde arabalara yaslanmış şekilde bize baktıklarını gördük.

Kristen: ne işiniz var burada?
Tom: seni almaya geldim.
Massimo: Beyza arabaya.
Beyza: pardon?
Massimo: hemen.
Kristen: gelmiyoruz.

Tom: Kristen!-
Kristen: ne? Kristen ne? Yine gidemezsin mi diyeceksin? Senin kurallarına göre yaşanmayacağım. İstediğim yere sensiz giderim.

Tom bir anda hızla yanıma geldi ve kolumdan çekiştirmeye başladı.
Massimo: Beyza
Dedi sesi çok gergin ve sinirliydi.
Beyza: sende mi beni sürükleyeceksin

Tom'dan kurtulmak için kolunu ısırdım ve işe yaradı. Elini kolumdan çekti.
Tom tam beni kucaklayacakken tokat attım.

Geri dönecekken Beyza'nın massimonun arabasına bindiğini gördüm. Ben ona bakarken Tom beni kucakladı ve arabaya bindirdi.

Ön koltuğa otutturdu ve hızla kemerimi taktı. Kapıyı açmaya çalıştım ama tabiiki kilitlemişti.
Tom sürücü koltuğuna bindi ve arabayı çalıştırdı.

Tom: nereye gidecektiniz.
Cevap vermedim.
Tom: Kristen soruma cevap ver.
Kristen: niye Beyza ile yanlız kalmak istediğimize ve tatile gitmek istediğimize bu kadar sinirlendiniz? Ah, geçti sen her şeye sinirlenirsin.

Tom bir anda arabayı durdurdu. Benim kemerim takılıydı ama onunki takılı değildi. Yüzüme doğru eğildi ve tek hamle ile kemerimi çıkardı. Kemer yerine ulaşınca belimden kendine yaklaşmamı sağladı ve beni öpmeye başladı. Karşılık vermiş olsam bile kızgındım.

Nefesim kesilince ayrıldım ve önüme döndüm
Kristen: neydi şimdi bu
Dediğim gibi Tom beni tekrar kendine çevirdi ve tekrar öpmeye başladı.

(Yeto🗿)

Ona karşı koyamadığım için içimden kendime küfür ettim.

Tekrar nefesim bitince dudaklarından ayrıldım.
Tom: kızgınsın ama karşı koyamıyorsun
Dedi ve arabayı çalıştırdı.

Cevap vermedim.

Tom: kemerini tak.
Kristen: sıkıyor
Tom kemere uzandı ve kemeri taktı.

Kristen: hala neden gitmeme izin vermediğini anlamıyorum.
Tom: seni asla tek başına bir yere göndermem.
Kristen: korumalar olacaktı.
Tom: emin misin

Evet. Korumalar olmayacaktı ama zaten tek başıma değildim. Beyza ve otelde çalışan bir sürü insan vardı. Zaten otelin kapısında bir sürü güvenlik-koruma vardı.

Kristen: illa bizim korumalarımız olması mı gerekiyor? Otelin kapısında duran bir sürü koruma ve güvenlik vardı zaten.

Tom: anlamıyorsun Kristen.
Kristen: her neyse.
Dedim ve elimi çeneme koyup dışarıyı izlemeye başladım.

~

Eve gittiğimizde Beyza'yı aradım. Massimoyu çok iyi tanıdığı için onunla gitmese bile otele gittiğimizde oraya gelip onu götürebileceğinden falan bahsetti.

~

Ertesi gün Beyza beni çağırdı. Giyinip evden çıktım ve beyzalara geldim.

Kahvaltı hazırlanırken bahçede oturmaya karar verdik. Konuşurken bahçenin alt kısmında çiçekleri sulayan bir adam gördüm. Aklıma beyza'nın geçen gün bahsettiği bahçıvan geldi.

Kristen: bu o mu?
Beyza:kim?
Kristen: o dediğin bahçıvan.
Beyza: ha evet.
Kristen: bahçıvan olmak için fazla genç değil mi?
Beyza: evet bende düşündüm
Dedi gülerken.

O gülünce bende güldüm.

Hizmetli kahvaltının hazır olduğunu söyleyince bahçedeki masaya oturduk ve kahvaltı etmeye başladık.
Beyza: massimo ile aramız hala kötü.
Kristen: hala bebeği atlatamdı mı
Beyza: sanırım, bilmiyorum. Ve..

Kristen: ve?
Beyza: bahçıvan adam.. sencede yakışıklı değil mi?
Kristen: hayır. Bir dakika ne!? Ona mı aşık oldun?

Beyza: hayır. hala massimoya aşığım ama.. bilemiyorum. Massimo çok, sert yani. Nasıl anlatırım bilmiyorum

Kristen: anlıyorum.. Tom da öyle.
Beyza: neyse. Kahvaltıdan sonra alışverişe çıkalım mı?
Kristen: olur.

Kahvaltımız bittikten sonra Beyza ile alışveriş yapmak için AVM ye geldik ve kıyafetlere bakmaya başladık.

Okul olduğu için çok yazamıyorum ve aklıma fikir de gelmiyor. O yüzden kısa oldu.