-o

33 6 1
                                    

<^>

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

<^>

"İyi hissetmiyorum."

"Ben de, Yongbok. Ben de."

İkisi de tavana bakmaya devam etmişti. Bir haftadır doğru düzgün yemeden içmeden öylece evin tavanını izliyorlardı. Hyunjin dedesinden hesap sormak için ayağa kalkamıyor, Felix işe gidemiyordu.

İkisi de öylece geçmişlerinin çektirdikleri acıları düşünüp susuyorlardı.

"Yongbok...o kadar özlemişim ki..."

Kafasını yana çevirip yüzüne baktı bir haftada çökmüş olan gencin.

"Sen gerçek misin? Hala hayalimmişsin gibi hissediyorum."

Kafasını Hyunjin'e çevirdi Felix. Elini tuttu. Yüzüne koydu.

"Hissediyorsan bunları...bil ki gerçeğim."

Hyunjin yerinde dikleşip bir hafta önce yapıp utandığı şeyi tekrarladı ve dudaklarını birleştirdi.

Hissediyordu. Gerçekti.

Üst dudağını kavradı. Çocukkenki gibi tecrübesizce öpmüyordu. Usul usul öpüyordu. Gözünden akan yaşlar ikisinin de yangınını söndürürken yavaş yavaş öpüyordu.

Felix ise karşısındaki yabancı çocukluğunun hareketlerini izliyordu. Karşılık veremiyordu bile. Öylece duruyordu.

Hyunjin geri çekildi. Çillerini okşadı. Dudaklarını bastırdı. Gerçekti.

"Seni...seni çok..."

Sözünü kesti ve Hyunjin'i üstünden itti Felix.

"Seviyorum."

Hyunjin'in üstüne uzanıp gözyaşlarını akıttı üstünde uzandığı bedenin göğsüne.

"Seni seviyorum.

Seni özlüyorum.

Seni istiyorum."

Boynuna sarıldı sıkıca.

"Seni istiyorum. Sarılmanı ve her şeyin geçeceğini söylemeni istiyorum."

Saçlarını okşadı. Özlemle içi kavruluyordu adeta. Yıllardır hayalini yanından ayırmadığı kişi şu an kucağındaydı.

Chicago nights||hfHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin