Alev sessizce akıp giden yolu izlerken fazla düşünceliydi. Evet kurtulmuştu ama şimdilik. Babasının, peşine düşecek günlerce arayacak kadar durumu olmadığını biliyordu. Peki ya Harun? Ağa çocuğuydu nasıl olsa. Belki de iner inmez yakalanacaktı. Bütün bu düşünceler başını ağrıtırken kafasını cama yaslayıp gri gözlerini yumdu. Artık çok yorulmuştu. Aile sevgisi görmeden bu günlere gelmişti. İlk zamanlar daha çocukken acaba çok yaramazım da o yüzden mi sevilmiyorum diye düşünürdü. Ama o çocukça masum düşüncelerinin çok yersiz olduğunu geçte olsa fark etti. Alev hiç bir zaman ailesinden sevgi görmeyecekti. Bu artık kabullendiği bir gerçekti. Göz pınarları yaş akıtmamak için sızlarken iki elini de yumruk yapıp gözlerini ovuşturdu. Onlar için gözyaşı dökmeyecekti.
Kafasında dönüp dolaşan kötü düşünceleri kovmak ister gibi başını iki yana sallayıp bakışlarını gecenin karanlığının kapladığı yola çevirdi. Sokak lambaları belli aralıklarla konumlanmıştı. Otobüs sokak lambasının yanından geçerken Alev'in yüzüne sarı ışık değiyor sonra da karanlığa geçince kayboluyordu. Alev bakışlarını şehrin uzaktan görünen ışıklarına dikti. Uzaktan bakınca görünen büyüleyici görüntüsü yüzünde fark edemediği bir tebessüm oluşturdu. Kendisi bile fark edememişken hemen çaprazında oturan yirmili yaşlarında ki genç iç çekerek bu görüntüye bakıyordu. Hemen onun yanında ki arkadaşı gülerek koluna vurdu.
''Kızı beğendiğini bu kadar belli etmesene Sinan''
Bunu duyan diğer arkadaşları da fazla ses çıkarmadan gülerken Sinan onlara göz devirdi. Şuan onlarla uğraşacak hiç hali yoktu.
''Benimle uğraşmayın, işinize bakın hadi Burak hadi abicim.''
Arkadaşları hala gülüp uğraşmaya devam etse de umursamadan elini yanağına yaslayıp kızı izlemeye başladı. Sinan sarı saçlı koyu mavi gözlere sahip biriydi. Boyu 1.86 iken spor yaptığını belli eden kasları vardı. Çoğu kızın beğeniyle süzeceği biriydi yani.
Arkadaşlarıyla beraber gezmeye gelmişti Mardin'e . Üniversite son sınıfa gidiyordu. Sınavlarının da bitmesiyle ailelerinden izin alıp tatile çıkmışlardı. İlk başlar da hiç istememişti. Artık mesleğini eline alma vakti gelmişti. Başkent Üniversitesinde gastronomi ve mutfak sanatları okumuştu dört yıllık. İlk başlarda iyi bir restoranda aşçı olmak istese de bu fikrinden vazgeçip kendi iş yerini açmak istedi. Biraz zor olsa da bunu başaracağını düşünüyordu.
Ama iyi ki gelmişti tatile. Yoksa böyle bir güzelliği görmemiş olacaktı. Sinan kendi düşüncelerinde kaybolurken gözlerini hiç Alev'den ayıramadı.
Alev ise gözlerini kapatmış zamanın geçmesini bekliyordu. 5-6 saattir yoldaydılar ama şimdiden çok sıkılmıştı. Ayrıca koltukta hareketsiz oturmaktan vücudunun belli yerlerine ağrı girmişti. İçinde ki yakalanma korkusu uyumasına engel olurken eliyle boynunu ovaladı. Telefonu dahi olmadığı için çok sıkılmıştı. Normalde evdeyken sürekli hareket eden biri olduğu için bu hareketsizlik onun için kötü bir durumdu. Ama sabır etmesi gerekiyordu. Artık kurtulmuştu. Belki yakalanırım korkusu olsa da içinde en azından denedim derdi. Öylece onu satmalarını kabul edip oturmamış olurdu. Bir şeyler için çabalamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Düşler
Genel KurguBir kız ne kadar değişebilir? 18 yaşında esaretten kaçan kız. Hayatına giren herkes onun an be an değişmesine şahitlik edecek. Sizde bu değişimi görmek istemez misiniz?