35'

6.5K 676 217
                                    

Merhabalarr

Arkadaşlar ben bir şey fark ettim insanlar sadece kaos ve iki kişinin arasındaki kötü hakaret içeren konuşmaları okumayı seviyor QQ9HDQJJDKQNDLQ

Anlatacak bir şey bulamadım QKKQNSKQHFJDB

Neyse keyifli okumalarrrr

***

|Jungkook|

Hayatımızda kaybettiğimiz bir şeyi asla geri kazanamayacağımızı düşünürüz. Çünkü çevre ve duygular bize öyle hissettirir.

Jimin'i bir daha asla görmeyeceğimi düşünmüştüm. Ne olursa olsun bana kırgın olacak, gözleri bana bir yabancı gibi bakacak sanmıştım. Ama o içeriye girdiği gibi parlayan dolu gözleriyle gülümsemişti.

"Bu ne şimdi? Bu iki kişi nasıl bir kanıt olabilir savcı kim?"

Bella'nın tekrar konuşmasına karşın gözlerimi devirmiştim. Artık çıldıracak raddeye gelmiştim. Dayanılmaz bir yer olmuştu burası. Her şey üstüme üstüme geliyor, beni boğuyordu.

"Avukat kim, lütfen müsade edinde kanıtları sunsun."

Bella sinirle başını sallayıp babamın yanına oturmuştu.

"Park jimin, lütfen tanık kürsüsüne gelir misiniz?"

Jimin duyduğu şey ile kürsüye ilerlemiş, yoongi hyung ise taehyung'un yanına oturmuştu. Taehyung ne olduğunu anlamadığı için etrafa anlamsız bakışlar atıyordu. İçimdeki kurdum kızacağını söylüyordu. Ben de öyle düşünüyordum. Kızar mı acaba? Ama düşüncelerimi boşa çıkarıp gözlerime değen gözleriyle gülümsemiş, ve göz kırpmıştı. İşte o zaman rahatlayarak derin bir nefes almıştım.

"Jimin, lütfen bize jungkook ve babası hakkında bildiklerini anlatır mısın?"

Jisoo noona gülümseyerek jimin'e  ilk sorusunu yöneltmişti. Jimin başını sallayıp pembe saçlarının dalgalanmasına sebep olmuştu.

"Biz jungkook ile ortaokulda tanıştık. Jungkook çok saf ve kimseye bulaşmayan biriydi ama herkes ona bulaşırdı. Her zaman gözleri dolu dolu dolaşırdı bu yüzden hocalar ona gözlerinde yağmur yağıyor derlerdi."

Sonlara doğru gözlerinin dolmasına karşın hemen silmişti onları. Benimde gözlerim dolmuştu. Gözlerim çok çabuk dolardı bu yüzden hocalar hep öyle derdi bana.

"Jungkook hiç babası hakkında konuşmazdı. Sadece bazen kızgınlık geçirdiği zamanlarda bana ses kaydı atardı. Annesinin öldüğünü çok geç öğrenmiştim çünkü jungkook hâlâ okula gelmeye devam etmişti. Her gün onu evine ben bırakırdım çünkü evleri küçük ve tenha bir yerdeydi. Ailem sayesinde serbest dövüş eğitimi almıştım. Bu sebeple onu hep korurdum. İnsanların kurduğu kalıplara uyacak değildim."

O hep böyle olmuştu. Kendinden emin, güçlü ve güzel... o çok mükemmel biriydi.

Jisoo noona devam etmesi için başını sallayıp onu dinlediğini belli etmişti.

"Bir gün jungkook'a dışarıya çıkalım dedim ve o beni reddetti. Biz jungkook ile okuldan kaçtığımız zamanlar harici asla buluşamazdık. Bide babasının eve gelmediği zamanlarda."

Bunu söylerken göz ucuyla bella'ya bakış atmış, bella'nın rahatsızca yerinden kıpırdamasına sebep olmuştu.

"Jungkook'un bir kere beden dersinde koşamadığını fark ettim. Yanına gidip oturmasını ve dinlenmesini söyledim. Ama o beni reddetti. Bir süre sonra beyaz tişörtünün belli yerlerinde kan lekeleri çıkmaya başlamıştı. Çıldırmıştım. Jungkook'a yine bir şey yapmışlar ve o buna yine susmuş sandım ama öğle arası boyunca bana olanları anlattığında onunla birlikte ağladım. Küçüktüm o zamanlar ne yapmam gerektiğini anlamamıştım. Elimden hiçbir şey gelmiyordu. Babam ve annem çalışıyor, eve çok geç geliyorlardı, onlara söyleyemedim. Bende jungkook'un kızgınlıktayken attığı ses kayıtlarını ve mesajları kaydetmeye başladım. Çünkü kızgınlığı bitince özür dileyip siliyordu hepsini."

love hurts ▪︎ TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin