•bin parça

2K 70 37
                                    

nisa'dan

bir ay boyunca ne tek bir kez karşıma çıkmış, ne tek bir kez aramış ,ne tek bir kez kendini hatırlattığı olmuştu. beni tamamen unuttuğunu düşünürken neydi şimdi bu? tüm hayatımı düzene koymuşken onsuz bir yaşamı kabullenmişken neydi bu yaptığı?

duygularım birbirine karışmış yine de sakin gözükmeye çabalıyor olmuştum. kesik kesik de olsa yüzüne bakıyordum ama asla bakışlarımız kesişmiyordu. yaklaşık on dakikadır yüzüme hiç bakmamıştı. neden, niçin, nasıl burada diye düşünürken koçun bana seslenişiyle hapsolduğum düşüncelerimden arındım.

tebessüm eder vaziyette yüzümü koça dönerek:

-efendim?
-sen de önceden libero olarak oynuyordun de mi? diyordum.
-ha. evet , evet öyle.
-nereye dalmış olabilirsin ki takım hakkında konuşurken?

koçun gülümseyerek söylemiş de olsa beni utandırmaya yetecek sözlerinden sonra ogeday'ın bakışlarını üzerimde hissettim. direkt ona baktıktan sonra aniden bakışlarını benden geri kaçırdı.

ne amaçladığı anlamlandıramazken tekrar koça döndüm:

-ha, koç. hem mimarlığı hem voleybolu nasıl bir arada götürebileceğimi düşünüyordum. biliyorsunuz jürinin önüne çıkıp projeyi sunmak o kadar kolay değil. haftalarını istiyor. tabii bunun ret yeme durumu da var.
-hayır, hayır sakın bu konuda tasalanma. hepiniz için önceliğimiz dersleriniz. okul takımı olarak öyle büyük bir iddiamız da yok. kendini bu konuda sıkmanı istemem.

gözlerimi yumduktukan sonra gülümseyip teşekkür ettim.

kaba taslak bu yıl ki hedeflerini, çalışma temposunu, çalışma prensiplerini, hassasiyet göstermemizi istediği noktaları anlattıktan sonra ogeday'a döndü.

ogeday'ın omzunu sıkıp ona gülümsedikten sonra:

-evet, şimdi ise sizinle tanıştırmak istediğim biri var. özel spor antrenörünüz ogeday bey. hepinize durumunuza göre kondisyonunu geliştirmek için ayrı ayrı çalışma programları hazırlayacak. onun gözetimi altında verilen programları uygulayacaksınız.

parmağını sallayıp kaşlarını çatarak:

-antrenmanlarım sırasında nefesi kesilen, kendini yere atan oyuncu istemem ona göre.

deyip kıkırdadı.

elini ogeday'ın omzundan çekip sözlerine devam etti. "yakında psikolojik performans antrenörünüzle ve diyetisyeninizle de tanışmış olacaksınız. " dedi. odadaki herkesin reaksiyonunu aldıktan sonra "ilk günden gözünüz korkmasın. sadece profesyonel olmak istiyoruz. sizler için. " deyip ellerini birbirine sertçe çarptıktan sonra "ve bugünkü toplantımız burada biter. dikkat edin kendinize." deyip kapıyı gösterdi.

kapıya doğru yönelip çıkan ilk kişi ben oldum. hızlı ve öfke barındıran adımlarımla okulun koridorunda ilerlemeye başladım. arkamdan gelen nisa seslenişlerine aldırış etmeden yoluma devam ediyorken sesin sahibi hızlanmış olacak ki kolumdan çekip beni durdurmayı başardı.

umut:
-nisa diyorum. neden durmuyorsun?
-biliyordun de mi?
-neyi?
-of, umut benimle oynama ya! biliyordun spor bilmem ne zıkkımsa olacağını.
-ogeday hocayı mı?

sözlerinden sonra gözlerimi devirdim. ısrarla "bilmiyorum" tavrına bürünüyor olması beni daha da delirtiyordu. yetmezmiş gibi duyduğum -ogeday hoca- ibaresi ayrıca gerilmeme neden olmuştu. iki elimi belime koydum ve yüzüne boş boş bakmaya başladım.

umut:
-nisa, vallahi de bilmiyordum. yani bugün geleceğini biliyordum ama seçmelere girmen için ısrarım bu değildi, yemin ederim.

belime koyduğum ellerimi önümde bağladım.

AYRILIKTAN MEDET  || OGNİSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin