Eve gelince beni kardeşim ayla karşıladı hemen.
Onun başını biraz sevdikten sonra yorgun olduğumu söyleyerek odama gittim. Bir süre sonra odanın kapısı çalındı ve annem içeri girdi.
"Kerkes senin ile biraz konuşmak istiyorum"
"Ne oldu anne bir şey mi oldu?"
"Hayır oğlum sadece geçen sefer eve geldiğin zaman kız kardeşinin odasına bıraktığın o gölge şeysi hakkında konuşmak istemiştim"
"Onu benim yeni 5. Mühürüm sayesinde yapabildiğim bir şey hala öğrenme aşamasındayım ama onunla ben uzakta dahi olsam ayla benimle iletişim kurabilecek yada onu koruyabilecek"
"Biz de zaten o 5.mühürün hakkında biraş endişeleniyorduk. Kurucunun öğrencisi ile konuşurken bize ayrıntılı bir şekilde bahsetmişti ve sen o mühürü kullanınca kontrolünü kaybedebiliyormuşsun. Yine böyle birşey olursa kardeşine zarar vermezmisin?"
"Kontrolümü kaybedebildiğim doğru ama o kontrolümü kaybettiğim zaman bilincim kaybolmuyor. Sevdiklerime hiç zarar verirmiyim ben"
Bunu söyledikten sonra annem yanıma oturdu. Ve birbirimize sarıldık.
"Bugün turnuvada çok iyiydin"
"Bir dakika beni izliyormuydunuz? Ben niye göremedim sizi?"
"Biz kurucunun öğrencisi tarafından özel bir yere oturtulmuştuk. O yüzden bizi görememişsindir"
"Yarın da gelicekmisiniz beni izlemeye?"
"Tabiki en ön sıradan izleyeceğiz hem de. Oğlum bazen sana kızdığımız zaman yada az önceki gibi sorular sorduğumuzda bize kırılma tamam mı? Ne olursa olsun biz seni hep destekleyeceğiz"
Hiçbirşey demeden sarıldım anneme. O da birşey demedi ve bana sarıldı. Bir süre öyle kaldık. Sonra beni uyumam için yalnız bıraktı.
Bugünkü dövüş beni cidden yormuştu. Uyuyana kadar karanlık mühür hakkında düşündüm. Gözlerimi gecenin karanlığında açtım. Hava almak için biraz dışarı çıktım. Dışarıda huzursuzluk veren bir sessizlik vardı. Sanki beş dakika sonra kıyamet kopucakmışta bu da o kıyametin habercisiymiş gibi.
İçimi rahatlatmak için birkaç tane gölge savaşçı oluşturdum. Kimse fark etmesin diye insansı bir görünümde değilde yerdeki bir karaltı gibi duruyorlardı. Hava da karanlık olduğu için hiç belli olmuyordu. Gölge savaşçılarıma etrafı ve turnuva alanını kontrol etme görevi verdim. Ben de mergenin bölgesinde olan gölge savaşçıma bağlanıp ona da mergenin bölgesinde ekstra turlar atmasını ve mergeni kontrol etmesini söyledim.
Dışarı çıkmaya karar verdim. Belki de ben kafayı sıyırmaya başlamışımdır.
Yollar bomboştu sanki ölü şehirde yaşayan tek kişiymişim gibi hissediyordum. Huzursuzluk içimde daha da yayılmaya başlayınca eve dönüp tekrardan uyumaya karar verdim.Evimizin bahçesine girdiğimde kardeşim aylayı beni beklerken buldum.
"Abi niye beni bırakıp gidiyorsun?"
"Ne diyorsun sen ayla ben niye seni bırakayım?"
Kardeşime sarılmak için hamle yaptım ama elim içinden geçti. Kardeşim konuşmaya devam ediyordu
"Hani beni hiç bırakmayacaktın"
Annem de birden kapıya gelip
"Hani sen sevdiklerine zarar vermezdin? Baksana neler yaptığına!"
Hemen ellerine baktım. Ellerinden kan damlıyordu şehirdeki herkesin kanı hem de. Şehirdeki bu ölüm sessizliğini anlamıştım sonunda. Sonra mergenin sesini duydum
![](https://img.wattpad.com/cover/320454430-288-k465150.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KERKES
FantasyFantastik bir evrende yaşayan Kerkes hayatını kökünden değiştirecek olaylar zincirini başlatır. Ve bunun sonucunda masum ve arkadaş canlısı olan kerkesin yavaş yavaş yalnız ve acımasız bir karaktere bürünmeye başlar. Basmakalıp olayların dışına çıkm...