Her şey bir anda gelişmişti. Her zamanki gibi yorucu geçen bir iş gününün ardından uzun süre sonra küçük kardeşin seni aramış, konuyu uzatmadan, sakin bir sesle "Babam öldü." Demişti.
Son birkaç yıldır ne annenle, ne babanla görüşüyordun. Ailenden konuştuğun tek insan erkek kardeşindi. Babanın bir süredir hastanede olduğunu ve durumunun pek iyi olmadığını biliyordun ama yinede onu görmeye gitmemiştin. Hiçbir zaman yüzünü görmeye tahammülün olmamıştı.
Sana yaşattıkları yetmezmiş gibi kardeşinin de hayatını zehir etmeye kalkmışlardı. Aile denilen şey tüm yaşamın boyunca içini dolduramadığın boş bir kelime olmuştu. Şimdi ise babanın cenazesinde en ön sırada oturuyordun.
İsminden emin olmadığın altmışlı yaşlarında bir adam babanın tabutuna elindeki iki adet gülü bırakırken kafanı çevirip annene baktın. Gözünden akan yaşları saklamaya çalışarak kafasını yere eğmişti.
Baban için ağlıyordu. Yaptığı onca şeyden sonra baban için ağlıyordu. Hayret ediyordun. İçten içe onu yargıladın.
Kardeşin koluna dokundu. Ne olduğunu görmek için ona baktığında kafasıyla arka tarafını işaret etti.
Kafanı çevirdiğin an gözlerin onun gözleriyle buluştu. Klaus Mikaelson. Hissettiklerini anlamaya çalışıyormuş gibi bir ifadeyle seni izliyordu. Kardeşin bu genç adamın sana olan bakışlarını farketmiş olmalıydı. Yavaşça ayağa kalktın. Sen ayağa kalkınca o da bir kaç adım atıp önüne geldi.
Gözlerinin içine baktı. Yüzünde durağan bir ifade vardı. Eğilip yanağına bir öpücük kondurdu. Gülümsedin. İçine bir rahatlamışlık hissiyatı geldi. Sadece ismini bildiğin bu adam bir hareketiyle rahatlamanı sağlamıştı.
Yanından geçip tabutun yanıma gitti. Birkaç saniye öylece dikildikten sonra elindeki kasımpatıları bırakıp geri döndü.
"Teşekkür ederim." Dedin içtenlikle. Gülümsedi.
"Tören bittikten sonra çıkışta seni bekliyor olacağım." Elini koluna koyup yavaşça okşadı. "Seni bir yere götürmek istiyorum." Kafanla onu onayladın.
Geceni tanımadığın bir adamla geçirmeye can attığından değil de, bu geceyi tek başına geçirmek istemediğinden teklifini kabul etmiştin.
Belki de kalbinin derinliklerinden gelen tanıdıklık hissi ona güvenmeni sağlıyordu.
"Thank you for being here."
————
En sevdiğim bölümlerim Klaus'la olan bölümlerim. Hikayenin karanlık oluşu yazarken rahatlamamı sağlıyor. Umarım sizin de hoşunuza gidiyordur. İyi geceler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•multifandom, imagine•
FanfictionSıkıldıkça yazdığım küçük küçük hikayelerden oluşmaktadır. Ben yazarken çok eğleniyorum, umarım sizde okurken eğlenirsiniz. İyi okumalar <3