1| Delta

176 12 0
                                    

Deltamız Devrim Kaya'nın hayatına hoş geldiniz! The Gun Show, sunar.

Ufak bir not: Cinsiyet kalıplarına yer yoktur. Karakterimiz erkek ama kadın-erkek fark etmeyecek şekilde okunabilir derecede açıkçası. Ayrıca hetero kurgu olmasına rağmen omegaverse sebebiyle eşcinsel çiftlerin lafı geçebilir, plansız eşcinsel içerik bulunabilir. Bunu bilerek okumanızı ve yorumlarınızı güzel bir dille yapmanızı rica ediyorum.

Keyifli okumalar! ♡
××

"Arkadaşlar şefin özeli nerede kaldı? Hadi, hızlı biraz! Müşterileri bekletmeyin!"

Daha beş dakika önce gelmiş olan şiparişi bu kadar zorlamalarının arkasında muhtemelen zengin birileri vardı. İlk dakikadan şımarıp yemeğinin nerede kaldığını soran çok zengin müşteri görmüştüm. Neyse ki ne garson ne de mutfak çalışanıydım. Basit bir bulaşıkçıdan başka bir şey değildim bu restoranda.

Kısmen lüks sayıldığımız için öğrenciler ya da aileler dışında üst tabakadan zenginleri de ağırlıyorduk arada bir. Saat başı gelip beni kontrol eden personel şefi dışında kimseyle muhattap olmadığım için memnundum durumdan açıkçası. Tek sıkıntı bahsettiğim personel şefinin sikik bir piç olması. Bana yükleyebileceği ne kadar iş varsa yükler, delta olduğum için altından kalkabileceğimi savunarak beni tek çalıştırır. Başka bir bahanesi de feromonlarım yüzünden başka türlerin rahatsız olabileceği. Aslında cinsiyetsiz çalışanların rahatsız olmayacağını söylesem de anlaşamayacağımızı söyleyerek geçiştiriyor beni her zaman. Kardeşimin cinsiyetsiz olduğundan haberi yok tabi.

"Devrim! Hızlı yıka, bir sürü yeni müşteri geldi. Senin uyuşukluğunla hiçbirine tabak yetiştiremeyeceğiz!"

Oflayıp daha hızlı çalışmaya başladım. Biliyordu, hızlı çalıştığımda bardakları elimde parçaladığımı ve tabakları çatlattığımı biliyordu. Ama inadına, sırf kovulmamı istediği için iş yükleyip duruyordu. Ne derdi vardı benimle bilmiyorum. Belki de ilk defa cılız bir delta, hatta varlıksız bir delta gördüğünden kendince alçak görüyordu beni, yapabildiği kadar ezmeye çalışıyordu. Sadece para için katlanıyordum ben de bu eziyete. Buradan sonra temizliğe gideceğim iki büyük ev olmasına rağmen ve yorulacağımı bildiğim halde sabrediyordum. Çünkü başka çarem yoktu. Bu aptal insanların eline bakmak zorundaydım. Okulumu bile bitirememiştim ben sırf parasızlıktan, şimdi burada çalışmaktan başka şansım yoktu o yüzden. Hem diğer yerlere göre bulaşıkçılara iyi para veriyorlardı zaten, bence biraz daha dayanabilirim.

Son tabağı elime aldığımda telefonum cebimde titremeye başladı. Hızlıca bitirip belimdeki havluya sildim elimi ve arka cebimde titreşen cihazı alıp kulağıma götürdüm.

"Alo?"

"Abi! Manyağın teki geldi buraya, seni sorup duruyor. Söylemedim yerini ama kapıyı kıracak yakında, yardım et!"

"Ne oluyor Berkan, neredesin sen?"

"Okuldayım! Son ders beden eğitimiydi, en son ben çıkayım dedim. Malum, pek sevilmiyorum. Bir baktım kapıda manyağın teki! Kendimi soyunma odasına kilitledim, aksi gibi etrafta kimse de yok ki! Ama yakında kıracak kapıyı, bayağı zorluyor."

"Cam bul çabuk! Kapının önüne bir şeyler çekip camdan kaç! Berkan, duyuyor musun?"

"Abi n'olur yardım et!"

"Beni dinle! Eşyaları yığ kapının önüne, çabuk!"

"Tamam, tamam, yapıyorum!"

Gergince volta atmaya başladım. Telefondan sürüme sesleri gelirken kalp atışlarım gittikçe hızlanıyordu. Lütfen kardeşime bir şey olmasın, lütfen kardeşime bir şey olmasın, lütfen kardeşime bir şey olmasın...

The Gun Show | omegaverseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin