3| Teklif

53 7 2
                                    

Merhabalar! Küçük birkaç açıklamam olacak:

♥︎ Kurt formlarındayken telepati yoluyla konuşuyorlar. Bunu yapabilmeleri için aralarında bir bağ olması gerekiyor. Aile, eş, yakın arkadaş gibi.

♥︎ Kurt ve insan formundakiler eş değilse birbiriyle iletişim kuramıyor. Bir de anne-evlat değilse.

♥︎ 'Anne' genel bir kavram, kadınlar için kullanılsa da doğurgan olan tarafı ifade etmek için de kullanılıyor. Mesela Serra'nın babası, abisinin annesi konumunda çünkü o doğurdu.

O zaman yeni bölümümüze hoş geldiniz! The Gun Show, sunar.

Keyifli okumalar! ♡
××

[Alfa]

Tüm duyularım açık bir şekilde koşarken ilerideki abime yetişmeye çalışıyordum. İkimiz de alfaydık, ikimiz de çok güçlüydük ve ikimiz de gerçekten hızlı koşuyorduk. Aramızdaki tek ve gerçekten büyük olan o farksa kurt türlerimizdi. O siyah kurttu, bir alfaya en çok yakışan tür. Gece siyahı, gür ve uzun kürkü onu zaten heybetli değilmiş gibi daha iri gösteriyordu ve kan kırmızısı parlayan gözleriyle birleşince korkunç bir görüntü sunuyordu etrafa. Abimin baskınlığı metrelerce öteden anlaşılabiliyordu.

Ben bir beyaz kurttum. Doğanın en anaç kurt türüne sahiptim ve genelde omegalar beyaz kurt olurdu. Bir alfanın beyaz kurt olması çok sık görülen bir durum değildi, bu sebeple özeldim. Ama aynı zamanda bu benim potansiyelimi de düşüren bir durumdu. Evet, güçlüydüm fakat gerçekten hassastım da. Benim de abiminkiler gibi uzun, gür ve beni olduğumdan iri gösteren ihtişamlı bir kürküm vardı, yine de rengim beni korkunç bir tehdit gibi göstermek yerine sevecen bir görüntü çiziyordu. Bir alfa olduğum için parlayan kan kırmızısı gözlerim bile ben gerçekten sinirlenmedikçe tehdit oluşturmak yerine sıcak bir his veriyordu herkese. Neyse ki bu yönümü beni yermek için değil övmek için kullanmıştı herkes bugüne kadar.

Benim sinir olduğum konu abime yetişememekti şu an. Pik yapamıyordum. Oldukça dayanıklıydım ve sabit bir hızda uzun süre koşabilirdim, hem de abimden daha uzun süre. Ama maksimum hızım buydu işte, ona yetişemiyordum bir türlü. En mantıklı seçenek onun yavaşlamasını bekleyip kendi sabit hızımla yorulmadan onu geçmekti tabi ama o sabır yoktu ki bende! Tezcanlı biriydim ben bir kere!

"Abi! Beni bekle, yetişemiyorum!" diye seslendim ona zihnimden. Ne kadar bunu kabul etmek sinirimi bozsa da...

"Ne o, gencecik halinle 'moruk' abine yetişemedin mi yeni yetme alfa seni?"

Agresifçe hırlayıp hızlanmaya çalıştım. Patilerim orman zeminindeki yumuşak toprağı dövüyor ve yaprakları havalandırıyordu. Kürküm rüzgardan uçuşurken kuyruğum keskin dönüşlerimde dengemi sağlamama yardımcı oluyordu. Her sesi net bir şekilde duymamı sağlayan büyük kulaklarım vardı ve bu yüzden abimin de kendimin de ayak seslerinden hızlarımızı hesap edebiliyordum içgüdüsel olarak. Kendimi zorlayıp biraz daha yaklaştım siyah kurda.

"Sinirimi bozuyorsun abi." diye huysuzca söylendikten sonra bir daha hırladım. O ise sadece gülmekle yetindi. Ama yavaşlıyordu, farkında değildi. Birazdan gerimde kalacaktı muhtemelen.

"Eniştenler ileride bizi bekliyor, biraz daha dolanalım mı yoksa yanlarına mı gidelim?"

"Gidelim. Ailenle vakit geçir biraz, seni çalmayayım çok."

The Gun Show | omegaverseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin