10| Nikah

26 3 0
                                    

[Delta]

"Yuh Devrim, pat diye söyledin!"

Odasına girer girmez bana dönüp azarlar gibi konuşmuştu. Gülümsedim ve omuz silktim. O da çok takılmayıp güldü ve bana çok hafif omuz atıp giyinme odasının kapısına yürüdü.

"Berkan'la beni gerçekten de size postaladıklarına inanamıyorum ben. Tahmin ediyordum ama açık açık, hiç utanmadan 'eve gelmeyin' dediler resmen." Peşinden yürürken konuşmaya başladım ben de.

Güldü ve "Belliydi ama birbirlerine bakışlarından." dedi. Sonra da ikimiz için pijama takımları çıkardı.

Bana sorma gereği duymadan yapması kalbime sımsıcak bir his doldururken derin bir iç çektim. Bu an sanki evliymişiz gibi hissettirmişti. Biz evliliğin cinsellik boyutunu düşünerek karar almıştık ama aslında bakıldığında hayatlarımızı tamamen birleştirecektik. Acaba Serra ailesinin evinde mi kalmak isteyecekti yoksa ayrı eve çıkma fikrine sıcak bakıyor muydu?

"Aşkım?" dedim bu yüzden. Hemen bana dönüp ilgiyle dinlemeye başladı. "Evlenince nerede yaşamak istiyorsun?"

Anlık feromonları artınca güldüm. Benim de içim içime sığmıyordu, tuhaf geliyordu hâlâ.

"Bilmem ki, sen ne istersin?"

"Bilmiyorum. Ailenle mi kalmak istersin yoksa ayrı eve mi çıkarız, onu merak ediyorum aslında."

Pijamalarımı bana uzatıp kendisi de giyinmeye başladı. Düşünme sesleri çıkarıyordu tatlı tatlı. Ben de giyinmeye başladım hızlıca.

"Aslında bir yanım ailemle kalmak istiyor ama burada kalırsak birbirimize güzelce vakit ayıramayız gibime geliyor. Yani biz birlikte bir şeyler yapmayı seven bir çiftiz, buradaysa bir sürü hizmetli var, mutfağa girmemize gerek yok ve biliyorum ki mutfağı çok seviyorsun. Ayrıca rahat edemeyiz bence. Yani yeni kavuşmuş genç bir çift olarak kendimize ait bolca alan isteriz. Üstelik alfa-delta çiftiyiz yani bizi iş üstünde kavga ayırma amacıyla gelip basma ihtimalleri var." Güldüm bu dediğine çünkü muhtemelen tıpkı dediği gibi çok gürültü çıkaracaktık. "Bir de hep sen benim için bir şeylerden vazgeçiyorsun. Şimdi bakma öyle, evet, lafı olmaz falan ama yine de ben de bizim rahatımız için ailemden ayrı bir evde yaşayabilirim yani."

"Lafı uzatmayı sevmeyen birine göre oldukça uzun ve açıklayıcı bir konuşmaydı sevgilim."

Kıkırdayıp odasına yürümeye başladı ve yanımdan geçerken popoma bir şaplak attı. Gülerek göz devirdim ve peşinden onu kovalamaya başladım. Fark ettiği an küçük bir çığlık atıp odanın içinde kaçmaya başladı benden.

"Gelme üzerime katil!"

Kahkaha atıp yetiştim ona ve kollarım arasına alıp ayaklarını yerden kestim. Debelenip elimden kurtulmaya çalıştı ama aslında denemiyordu bile. Belki kolayca olmasa bile elimden kurtulabilirdi çünkü. Kurtulamaması için biraz daha güçlenmem gerekiyordu.

Onu yere indirip yine de kollarımla sıkıca tutarken boynuna öpücükler dizmeye başladığımda durdu. Ağırlığını bana vererek sırtını göğsüme yasladı ve onu tutan kollarımın üzerine ellerini yerleştirip tenimi okşamaya başladı. Feromonları huzurlu ve çok sakindi. Tatlı güzelim benim.

Tam mühür yerinin üstüne kokulu bir öpücük bıraktığımda titredi ve farkında olmadan tırnaklarını etime geçirdi. Ondan sonra öpmeyi bıraktım ve onun yerine alfamı gelin tarzı kucaklayıp yatağına adımladım. Kollarını hemen omuzlarıma sarıp keyifli keyifli feromon saldı. Şapşal, bayılıyordu onu taşımama.

The Gun Show | omegaverseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin