2| Alfa

98 9 4
                                    

Alfamız Serra Alaca'nın hayatına hoş geldiniz! The Gun Show, sunar.

Keyifli okumalar! ♡
××

Kendime gelir gelmez ayaklandım ve deltanın kokusunu takip etmeye başladım. İçgüdülerim onu bırakmamamı söylüyordu, her zaman güvenmem gerektiğini bildiğim içgüdülerim...

Kokuyu ağır ağır takip ederek bulduğum depoda bir adam vardı, kanlar içinde yerde yatan bir adam. Gözlerim kocaman açıldı ve o tarafa doğru adımladım. "Hey..." dedim ayağımla adamı dürtüp. "Ne oldu burada?"

"D-d-delta..." dedi titreye titreye. Delta mı yapmıştı bunu ona? Kaşlarım şaşkınlıkla havalandı.

Biraz düşündükten sonra kaşlarımı çattım, inanmak istemiyordum buna. Bu yüzden telefonumu çıkarıp babamı aradım. Umarım müsaittir.

"Alo?"

"Alo, baba! Nasılsın?"

"İyiyim kızım, toplantıya gireceğim birazdan. Sen nasılsın?"

"İyiyim ben de. Senden bir şey istesem?.."

Güldü. "İste bakalım, prenses."

"Hani sen beni bugün bir yere göndermiştin ya, son bir şansı hak ediyorlar mı diye..."

"Evet? Alfalar Birliği, soysuzlar..."

"Aynen öyle, ben karar verdim, onlar şans falan hak etmiyor. Zaten beceriksizler de. Bugün bir deltaya zorbalık yapmaya kalktılar, en son yerde kıvranıyordu yarısı, diğer yarısının da gözleri kayıp duruyordu. Ben bile nefes alamadım hatta bir ara. Neyse işte, bu delta aceleyle bir yerlere gidiyordu. Takip ettim, bir depoya gelmiş. Ama ben geldiğimde çoktan gitmişti. Yerde de kanlar içinde biri vardı. Delta diye sayıklıyor adam ama pek inanasım gelmedi. Buraya bir ekip yollasan da biz işin aslını astarını öğrensek?.."

"Tamam kızım, sen bana konumu at, kendin bekleme oralarda. Ya da abini ara, yanına gelsin, beraber halledin."

"Tamam, arayayım abimi, sana da konumu atayım."

"Tamam tatlım, gitmem lazım şimdi."

"Kolay gelsin o zaman sana, görüşürüz!"

"Görüşürüz babacım."

Telefonu kapattıktan sonra abimi aradım. İlk çalışta açması gülümsetti beni.

"Efendim Serra?"

"Abi! Nasılsın, ne yapıyorsun?"

"İyiyim, yeğenini eğlendiriyorum parkta. Enişten dizi izleyecekmiş, gelmedi beyefendi bizimle. Şiddet falan olduğundan izleyemezmiş ufaklığın yanında."

"Göz devirdiğini hissedebiliyorum."

"Evet, yapıyorum öyle şeyler." Güldü. "Sen nasılsın? Neler yapıyorsun, ne diye aradın?"

"İyiyim, babamın işlerine bakıyorum. Bugün biraz bir şeyler oldu, babamı aradım. Abine söyle, beraber halledin dedi. Ama müsait değilsen eve gideceğim, ekip halledecek."

"Ne oldu bakayım, düzgünce anl-- Poyraz, gitme oraya babacım! Serra, bekle iki dakika, şu serseriyi toplayayım."

Gülüp onayladım onu. Sekiz yaşında kıpır kıpır bir yeğenim vardı. Abim ruh eşini biraz geç bulmuştu ve bulduğu gibi mühürleyip, sevişip hamile bırakmıştı. Sonra da hızlı bir evlenme sürecine girmişlerdi. Bunlar ben on beş, abim otuz altı yaşındayken olmuştu ve şimdi ben yirmi üç, abim de kırk dört yaşındaydık. Şimdi abimin eşi olan omega eniştem ve küçük oğullarıyla birlikte üç kişilik çekirdek bir aile olarak yaşıyorlardı. İlk başta abim evden gideceği için bayağı sorun çıkarmış, enişteme de zorlu bir engel oluşturmuştum. Ama yanıma gelip abimi çalmadığını, zaten bebekleri sütten kesilene kadar da bizimle yaşayacaklarını söylediğinde ikna olmuştum. Çok da iyi anlaşmıştık eniştemle. Mert adında oldukça yetenekli ve cesur bir omegaydı ve abimle bir iş sırasında tanıştıklarını öğrenince silah kullanabildiğini de anlamıştım.

The Gun Show | omegaverseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin