Shoot Love - Taekook

14. Eclipse

Yarın yeni bölüm :*

Oy verirseniz ve yorum yaparsanız çok mutlu olurum 😔✨

İyi okumalar...

🌕🌕🌕

Flashback

Jungkook endişeli olduğu zamanlarda yaptığı gibi alt dudağını uzun ön dişlerinin arasında sıkıştırıyor, iri gözlerini etrafta gezdirerek düşüncelere dalıyor ve baş parmağının tırnağının ucuyla parmak uçlarını tarıyordu.

Jungkook gergindi, siyah kasiyer şapkasının altından kafenin kapısını gözleyen irislerin müşterilerin dikkatini daha fazla çektiğini bilse bunu yapmazdı. Çalıştığı kafede birilerinin dikkatini çekmek omeganın isteyeceği son şeydi.

Saat on iki buçuğa geliyordu, beklediği kişinin havanın buram buram kahve koktuğu dükkana girmesine çok az kalmıştı. Kalp atışlarının hızlandığını, ellerinin buz kestiğini hissediyordu. Heyecanlanmıştı, koku bezine sürdüğü engelleyiciler olmasa kahve kokusunu dahi bastıracak güçte feromon yayabilirdi.

O bir lunardı, diğer kurt adamlardan oldukça farklıydı. Kendisine bahşedilen güçlerin arasında liderlik etme vasfı onlardan sadece bir tanesiydi. Feromonları sayesinde bunu yapabilirdi, neyse ki kullandığı aşırı dozda engelleyici onların diğer kurt adamların duyularına girmesini engelliyordu.

Yine de ayırt ediliyordu, bir kalabalık içinde olsa da Jungkook kurt adamların bakışlarının nedensizce defalarca üzerinde gezindiğinin farkındaydı. Feromonları olmasa bile hissediyorlardı, bazıları daha fazla hissediyordu. Jungkook onların soy kütüğünün kayıp lunarların soyuyla bir yerde kesişmiş olabileceğini biliyordu. Bu kişiler genellikle elit tabakadan oluyordu, kurtların elitleri ise yöneticileriydi.

Onun bulunduğu ortama girdiklerinde bakışları Jungkook onları çağırmış gibi aniden kendisini buluyordu. Omega bundan rahatsızdı, yıllar boyu böyle bir durumla yüzleşmek durumunda kalmamış olsa da şimdi toplumun içerisinde bulunduğu için ayırt edilebileceği ihtimali onu korkutuyordu.

Kahkülleri her zaman gözlerinin üzerinde gezerdi, şu an taktığı şapkanın altında da kuzguni saçları koca siyah gözlerini yabancı bakışlardan koruyordu. Kimseyle durduk yere muhatap olmak istemiyordu.

Buraya bir amaç için gelmişti, onu gerçekleştirip gidecekti. Oyalanmak ya da vakit kaybetmek gibi bir lükse sahip değildi.

Kafenin çanı her çaldığında bakışları kapıda oyalanıyordu, beklediği alfanın giriş saatine çok az kalmıştı. Her gün onun için aynı siparişi giriyor, o siparişini alana kadar kaçamak bakışlarla genç alfayı süzüyordu.

İnkar edemezdi, o çok yakışıklıydı. Şu ana dek gördüğü alfaların en yakışıklısı sayılabilirdi, korunmaya ihtiyacı olmasa da geniş göğsü nefesini duraksatıyordu. Elleri belinin etrafını bir tur sarabilecek kadar büyüktü, güvende hissetmesi için başka hiçbir şeye ihtiyacı yok gibiydi.

Ondan etkileniyordu, feromonları çok yoğun alamasa da onun baskın alfa olduğunu anlayabiliyordu. O bir lunardı, o alfada daha fazlasının olduğuna emindi.

Saat on ikiyi yirmi geçiyordu, her zaman dakik olan bu alfanın birazdan kapıdan gireceğini biliyordu. Ondan önce gelen müşterinin siparişini kayıt alırken dokunmatik ekrandaki parmaklarının titrediğini gördü. Gece yatmadan evvel omegasına bir konuşma daha gerçekleştirmesi gerekiyordu, böyle devam edemezdi.