21. Planting Daisies

4.3K 434 296
                                    


Merhabalar 🌸 Biz geldik...

Oy verip yorum yaparsanız çok mutlu olurum ✨

İyi okumalar...

🌕🌕🌕

Güneş ışınlarının parlaklığı Taehyung'un gözlerinin üzerine düştüğünde alfa kaşlarını çatarak ceketinin cebinde taşıdığı Ray Ban gözlüğünü tek elini kullanarak burnunun üzerine yerleştirdi.

Diğer eli alışkanlığı olduğu üzere sigara tutuyordu, yansa da yanmasa da parmaklarının arasında başka bir şeye ihtiyacı vardı. Zihni bir şeyle meşgulken bunu sık sık yapıyordu, ya bir viski ya da kahve bardağı, yahut bir çakmak. Elinde mutlaka bir şeye ihtiyacı vardı.

Kim's Life'da merkez binasında, şehre kuş bakışı bir görüntü sunan cam duvarın önünde sandalyesini manzaraya çevirmiş daha önceki bir saat içinde yaptığı aynı işe devam ediyordu. Orada öylece oturmak ve zihninin dönen çarklarının kendisini içine çekmesine izin vermek.

"Eve gidip dinlenmeliydin. Gelir gelmez iş başı yapmana gerek yoktu."

"Uçakta uyudum biraz."

Uzun bir süredir Çin'deydi. Araştırdıları adamların izi Pekin'e kadar uzandığından, Taehyung bizzat kendisi bulguları ele almak adına oraya gitmişti.

Jungkook'dan uzaklaşmaya ve sakince ve etraflıca düşünebilmeye ihtiyacı vardı.

O yanındayken her defasında onun büyüsüne kapılıyordu. Hem kanıtları birinci elden toplamak onun yararınaydı.

Evet, sakince düşünmeye ihtiyacı vardı ama dün gece yaptıkları görüntülü konuşmadan dolayı işleri tam olarak bitmese de Kore'ye geri uçtuğunu asla söylemeyecekti.

Jungkook konuşma boyunca dudaklarını büzerek sanki bir önceki cevabını unutmuş gibi sürekli ne zaman döneceğini soruyordu ve buna dayanamamıştı işte. Bir anlık kararla çıkıp gelmiş ama işlerini bitirmeden ona görmek istememişti. Bu nedenle ilk olarak iş yerine gelmiş, Çin'de halletmesi gereken birkaç görüşmeyi online toplantı ile hallermişti.

"Neden Jungkook'dan şüpheleniyorsun? Dört yıl önceki omegadan bahsediyorum."

Seoul'ün değişen akışına bakarken sağ kolu Yoongi'nin sözüne kulak verdi. O kadar dalgın görünüyordu ki Yoongi düşüncelerini düzene sokması için ona süre vermişti.

"Kurdum" dedi, sonra sigarasından bir yudum daha alarak sandalyesini döndürüp arkadaşıyla yüzleşti. Bu konuyu konuşabileceği yegâne kişi oydu. "Onu tanıyor."

Yoongi kaşlarını çattı, bakışları Taehyung'un yüzüne odaklıydı.

"İyi de bu, Jungkook'un o omega olduğunu göstermez ki."

"Bunu ben de biliyorum. Belki daha önce veya daha sonra bir yerlerde karşılaştık ve kurtlarımız bu yüzden birbirlerini tanıyor."

"Aynen öyle."

Odaya sessizlik yayıldı, bıçaktan daha keskin olan bir sessizlik. Yoongi şu anda kuracağı her bir kelimenin alfayı etkileyeceğini biliyordu. Daha önce de bu bilgiyi paylaşmak için kendisini seçmişti. İnce bir köprü üzerinde yürüyormuş gibi hissediyordu. Onu yanlış yönlendirirse ikisi de o köprüden boşluğa düşeceklerdi.

"Eğer oysa ne değişir?"

Taehyung ciğerlerindeki dumanı havaya doğru üfledi, günlerdir aynı ruh hali üzerinde dolanıyordu. Belki de haftalar olmuştu, bir noktadan sonra zamanın izini sürmeyi bırakmıştı.

Shoot Love - TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin