Bölümü "i wanna be yours" dinleyerek yazıyorum...dikkat edin.
YENİ KARAKTER!
Jackson wang (ölürüm)
mirae'nin takıntılı eski sevgilisi.İçeriye o girdi. Jackson, peşimi beni bir türlü bırakmayan eski sevgilim. Onun içeriye girdiğinizde fark eden so hee ve natalia bana bakarak donuo kaldılar. Bense sadece onun suratına bakıyordum. O ise sırıtıyordu. Yavaş adımlarla yanıma geldi.
"Selam, güzelim." (BU COCUK BANA BOYLE DESE KALPTEN GİDERDİM)
Cevap vermedim. Bir kaç saniye sonra gitti. Onun burada ne işi olduğunu düşünürken, arkadaşlarının da burada olduğunu gördüm. Büyük ihtimalle bir arkadaşının da içinde olduğu bir etkinlikti ve o da beni bulup gelmişti. Normalde doğum günü gibi etkinliklere gitmekten nefret eder.Ona daha fazla takılmamaya çalıştım ama bu imkansızdı. Çünkü gözünü benden ayırmıyordu. Yemeklerle ilgilenmeye devam ettim. Bir ana kadar.
Kendisi yüzsüz olduğu gibi sapık bir tarafı da vardı. Bu yüzden kısa kıyafetlerime sık sık bakıyordu. Bir zamandan sonra rahatsız oldum ve üzerini değiştirmek için arka odaya yöneldim.
Yazar'dan..
Mirae, arka odaya gittikten sonra jackson hızlı bir şekilde ayaklandı ve tezgahtaki so he ile natalia'ya doğru yöneldi."Tuvalet nerede acaba?" Dedi jackson sanki acelesi varmışcasına.
Ardından so hee ve natalia sırasıyla konuştu.
so hee.
"götümde."
Sonra natalia.
"altına işe."
"Bürümüş salatalık."
"eti çiğ kalmış köfte."Jackson gülerek sevimsiz ifadesiyle konuştu.
"Ahahaha! çok şakacısınız kızlar."
"şaka olduğunu kim söyledi?" dedi so hee tek kaşını kaldırarak."Çok komiksiniz. Şimdi soruma cevap verin."
"Amacının ne olduğunu biliyoruz wang. Bu yüzden şimdi buradan siktirip git." dedi natalia.
"Siz söylemezseniz ben kendim bulurum."dedi ve hızlı adımlarla arka odaya yöneldi. Mirae orada üzerini değiştirmiş kıyafetlerini düzenliyordu. Jackson birden içeriye dalınca ne yapacağını bilemedi. Dondu kaldı. Ancak sonra anda herkesin şaşıracağı bir şey oldu. Jackson kapıyı kapatamadan, birisi onu ittirdi ve tek bir yumrukla yere serdi.
Evet, bu kişi Hwang Hyunjin'di.
Hyunjin'den...
Dünden sonra moralim bozulmuştu. Açıkçası şuana kadar kimse benimle arasına mesafe koymak istediğini söylememişti. Bu yaptığına hem şaşırmış, hem de kırılmıştım. Yok lan! neyine kırılıcam! Hwang Hyunjin'im ben! O pişman olacak!Bu düşünceler arasında sokaklarda öylesine yürürken, kendimi mirae'nin çalıştığı dükkanın önünde buldum. Ayaklarım beni buraya mı getirmişti?
'Dükkan kapalı' yazıyordu fakat içeride bir sürü insan vardı. Biraz bakındım fakat mirae'yi göremedim. So hee ve natalia'yı gördüm, önlerinde bir adam sanki keyiflerini bozuyormuş gibiydi. Adam bir anda koşarak arka odaya, yani kızların kişisel odasına yönelince o anki refleks ile içeri daldım ve ona doğru koşmaya başladım.
Adam, muhtemelen mirae'nin olduğu odaya girmişti. Fakat tam kapıyı kapatacağı sırada onu sertçe tutup o sevimsiz suratına bir yumruk yapıştırmıştım. Mirae, korkudan buz kesilmiş gibiydi. Adan yerde kıvranırken gözlerim mirae'ye kaydı. Gözleri dolmuştu. Korkmuş gibiydi. Kimdi bu adam? Mirae ile...daha doğrusu kızlar ile ne derdi vardı?
~
Yaklaşık yarım saat sonra, adam gitmis ben ise o odada mirae ile oturuyordum. Adam koşarak kaçınca bütün müşteriler irkilmişti ama olay kısa bir sürede çözülmüştü.
Mirae ile hiç konuşmuyorduk. Çıt çıkmıyordu. İkimizde öylece ya odayı, ya da yeri inceliyorduk. Artık bu sessizliği bozmam gerekti.
"üzgünüm." dedim mahcup ve sessiz ses tonumla.
"kovulabilirdim." dedi kas-katı ifadesi ve sesi ile. Onu ilk defa bu kadar ciddi görüyordum. Açıkçası bu beni biraz korkutmuştu.Sesimi çıkarmadım çünkü haklıydı. Hem onun işini hem de kendimi riske attım. Ama o an hiç bir şey yapmasaydım, büyük ihtimalle vicdan azabından ölüp giderdim.
Bu sefer sessizliği bozan mirae oldu.
"Gitmen gerek." dedi ayaklanarak. Kapıya yöneldi yavaşça. Yine sesimi çıkarmadım ve sadece peşinden gittim. Mutfak tarafındayken buzdolabına doğru ilerledi hızlıca, oradan bir buz aldı. Mavi renkte bir mendile sardı ve elime verdi."Giderken eline tut. Şişmesin." dedi yüzüme bakarak.
Üzgün olduğu belliydi. yaşanan olay yüzünden de korkuyordu. Buna emindim."Teşekkür ederim." dedim ve buzu aldım elinden uyuşuk hareketlerle. Ben buzu aldıktan hemen sonra neredeyse koşar adımlarla arka odaya döndü. Arkasından baka-kaldım. Kızlara saygı manasında eğilip orayı terk ettim.
~
mirae'den...
Olayın üstünden 1 hafta geçti. O günden sonra ne ben, ne de hyunjin benim yüzüme baktı. Tek bir kelime bile konuşmadı. Kendimi bunun için biraz suçlu hissediyordum ama en doğrusu buydu.Öğle yemeği vakti gelmişti. Yeonjun ile birlikte yemekhaneye indik. O sırada okulun habercisi olan kız bağırarak girdi içeriye.
"YENİ BİR ÇOCUK GELMİŞ, HEM DE TAYFASIYLA!"
Kızların çığlık sesleri...Anca erkek peşinde olun siz zaten.Çok geçmeden içeri jackson wang ve tayfası girdi. Peşimi bırakmayacağını çok iyi biliyordum. O kendini havalı sanarken içeruye hwang hyunjin ile tayfası girince bütün dikkatler onların üzerine verilmişti. Hwang hyunjin, sıraya doğru ilerlerken jackson'ın yanında geçiyordu fakat Jackson onu eliyle durdurdu, ve konuşmaya başladı.
"Bir 'Hoşgeldin' yok mu?" Ardından hyunjin hiç karizmasını bozmadı ve sakince ağzını araladı.
"Hoşgeldin, bir yumrukla yere serdiğim oksijen israfı." dedi sırıtarak. Jackson kahkaha atmaya başladı.
"Bak bro. İlk günüm diye, seni affediyorum. Ama sonrasında böyle olmaz haberin olsun." dedi ve hızlıca yemehaneyi terk etti.
ABİ KÖTÜ KARAKTER OLABİLECEK BİR İDOL BULAMADIM. Bu yüzden istemeye istemeye de olsa Jackson aşkımı seçtim. Bölüm biraz kısa oldu ama hemen gelsin diye elimi çabuk tuttum, elim koptu şuan walla.
Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın <3
Diğer bölüm en kısa zamanda^^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Querencia // Hwang Hyunjin
Fanfiction"Kim bu Hwang Hyunjin? Tanıyor musun?" "Onu tanımadığına göre, okula yeni geldin galiba. Hwang Hyunjin, bu okulun beyaz atlı prensi. Okuldaki çoğu kız ona aşık." "O zaman şu klasik zengin zübbelerden?" "Yakında öğrenirsin." 19.09.2022 22:18 Hwang H...