06

2K 203 50
                                    


Cuma günü yoğun geçen bi iş gününden sonra bir insan ne isteyebilirdi? Eve bi an önce varmak,rahat kıyafetler giymek ve sorumlulukları umursamadan zaman geçirebilmek,keyfince vaktini harcayabilmek. Eğer benim gibi şanslı insanlar varsa bunlara ek olarak yakışıklı komşularının kapısında başka bir yakışıklı bulabilirlerdi. Tanrı beni seviyor olmalıydı ki bu yakışıklı sahte sevgilim Kim Taehyung'dan başkası değildi.

Telefonunda bir şeyler yapıyor,tek ayağını sabırsızca zemine vuruyordu. Benim geldiğimi fark etmemişti. Asansör arkasında kalıyordu. Zile basarken ofladı.

"Sevgilim!"

Yakışıklı yüzünü bana döner dönmez çantamı tutmadığım elimi omzuna atıp ona yaklaştım. Çok çabuk adapte olan biri olduğu için adımı söylerken ellerini belime sardı.

"Yoksa benim için mi geldin?"

"Jungkook için geldim ama kapıyı açmıyor."

Omzundaki elimi ensesine ilerletip hissettiğim küçük saçlarla oynamaya başladım. "Jeon bugün evde yok."

Burnunu kırıştırdı. Bu benim de çok yaptığım bir hareketti. "Boşa mı geldim o zaman?" Sesindeki o oyuncu tınıyı yakalayabilmiştim,benden kaçmazdı. "Sevgilinin evine gelebilirsin. Belki Jeon'un evde olmadığına sonradan teşekkür edersin." Cevabını beklemeye gerek duymadan elinden tutup kendi kapımın önüne getirdim. Hayır diyeceğini düşünmüyordum. O da anahtarla kapıyı açmamı hafif bi gülümsemeyle izlerken rahatsız durmuyordu zaten.

Aslında garipti. Hakkında bildiğim şeyler bir elin parmağını belki geçer belki geçmezdi. Birkaç insanın gözümde sevgilimdi. Çok yakışıklıydı. Beni ilgilendiren kısım da burada devreye giriyordu. Taehyung yakışıklıydı. Kasıntı bir tip de değildi. Onunla konuşmak güzeldi. O yüzden onunla zaman geçirmek,belki biraz yakınlaşmak garip olsa da öyle hissettirmiyordu.

"Sen geç ben üstümü değiştirip geliyorum. Hatta istersen benimle de gelebilirsin." Güldü. Bana alışması uzun sürmemişti. Benzer olduğumuz için olabilirdi. Üstündeki deri ceketi çıkarıp beyaz koltuğumun kenarına bıraktı. "Sen bilirsin. Eğlenceyi kaçırdın."

Onu fazla bekletmemek adına çıkardığım kıyafetleri odamın içindeki banyonun kirli sepetine atıp bebek mavisi şort askılı crop ikilisinden oluşan pijama takımımı giydim. Tatlı ve aynı zamanda seksi bir parçaydı,bir kere dardı ve üstünde göğüs hizzası boyunca beş küçük çiçek işlemesi bulunduruyordu. Saçlarımı da topuz yapıp gelişigüzel yandan bir iki tutam çıkardıktan sonra misafirimin yanına gitmeye hazırdım.

Taehyung koltuğa oturmuş telefonuyla uğraşıyordu. Kendimi yanına atarken telefonunun bataryasının düşük olduğu bildirimi geldiğini gördüm. "Aç mısın?" Aramızda çok az bir mesafe bırakıp oturmuştum. Mesafelere gerek yoktu. Telefonunu kapatıp yanında boşluğa fırlatıp bana döndü. Baştan aşağı beni süzerek "Çok." dedi.

İki parmağımı baldırına koyup oldukları yerde hareket ettirmeye başladım. "Ne yemek istersin?" Elimi siyah dar kotunun üstünden deri kemerine ordan da pantolonun içine soktuğu beyaz tişörtüne çıkardım. Kendime bir yol çıkarmış gibi geçtiğim yerlerden tekrar gelip gidiyordum. "Ne yememi tavsiye edersin?"

Oyunları severdim. Taehyung küçük oyunlarıma ayak uyduruyordu ama işin aslı ben de epey açtım.

"Bir şeyler söyleyebiliriz."

getaway carHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin