28

1.1K 161 168
                                    


Uykumu alamadığım zaman pek sevimli bir insan olduğum söylenemezdi. Genelde de bu kategoriye girmiyordum ama gözümü dahi kırpmadığım bir gece sonrası insanların yanıma yaklaşırken iki kere düşünmeleri gerektiğini düşünüyordum. Bir anda bu uyku problemi nereden çıkmıştı anlayamamıştım. Beni strese sokan,kafama taktığım bir şey yoktu. Hayatım bildiğim şeklinde devam ediyordu,sadece artık Taehyung yoktu. Yaklaşık bir buçuk hafta geçmişti biz ayrılalı,üç günde varlığına alıştığım birinin yokluğuna henüz tam olarak alışamamış olmam garip geliyor olsa da uykusuzluğumun sebenin o olma ihtimali sinirlerimi bozmaktan başka bir işe yaramıyordu.

Tüm gün istemsizce asık bir suratla dolaşmış, yanıma yaklaşan herkese -Mark dahil- kan kusturmuştum. Nihayetinde herkes en iyi günümde olmadığımı anlayıp beni yalnız bırakmıştı. Dayanabileceğim kadar dayanmış sonra beyaz bayrağı çekerek şirketten ayrılmıştım.

Üstümü değiştirdikten sonra Jungkook'un kapısının önüne gelmiştim. Küçüklüğümden beri saçlarımla oynanması mayışmamı sağladığı için ondan bunu yapmasını isteyecektim. Garipsemeyeceğine emindim.

"Kahve teklifimi kabul etmeye mi geldin?" Nasıl oluyor anlamıyordum ama Jungkook hep fazla enerjikti. Bu yüzden Jiminle iyi bir ikili olmalarına şaşırmıyordum.

"Hayır,uyumaya geldim."

Kendi evimmiş gibi Jungkook'u arkamda bırakıp geniş koltuğuna sırtüstü uzandım. Yatmak bile iyi gelmişti.

"Kendi evin yok mu kızım? Niye burada geliyosun uyumaya?"

Elimi Jungkook'a doğru uzattım.

"Hiç uyuyamadım Jungkook, biraz saçlarımla oyna uyumak istiyorum. Yoksa en iyi ihtimalle birini boğacağım."

Söylediklerime güldükten sonra havadaki elimi tuttu. Bana kıyamayacağını zaten biliyordum.

"Hadi uyutalım seni."

Bem doğrultuktan sonra oturup iki kere baldırına vurdu. "Gel bakalım." Son kalan enerjimle de başımı onun kucağına bıraktım. Eli anında saçlarımı bulmuştu. Tüm gün ihtiyacını duyup ulaşamadığım şey buydu. Sesini bilerek kısık bi tonda tutup bir şeyler anlatıyordu ama çoktan mayışmıştım. Son hatırladığım şey alnıma minik bir öpücük kondurduğuydu.

Daha dinç uyanmama rağmen tam anlamıyla titreyerek uyanmıştım ve etraf zifiri karanlıktı. Kapalı kapının ardından sızan ışık aydınlatma konusunda yetersiz kalıyordu. Jungkook uyuduktan sonra daha rahat yatmam için beni odasına taşımış olmalıydı. O aptal kalın siyah perdesini çekmiş ama camı kapatmayı ve üstüme bir şey örtmeyi unutmuştu.

Salondan gelen sesleri duyuyordum ama ne söylediğini ayırt edemiyor ya da sesleri tanıyamıyordum. Daha fazla bu odada kalıp üşümek matah bi seçenek olmadığından gürültünün geldiği yere gitmeye karar verdim. Bir yandan da söyleniyordum.

"Aptal Jungkook insan camı kapatır,ne kadar üşüdüm haberin var mı? Hasta olursam sen bakacaksın bana. Perdelerinden de nefret ediyorum kör kaldım sandım bir an!"

Salona girdiğimde üç yeni kişiyle karşılaşmayı beklemiyordum. Jimin ve Yeonjun sorun değildi. Sorun Taehyungla karşılaşmayı,en azından bu şekilde karşılaşmayı beklememdi. Gözlerini büyük ekrandaki maça çeviren ilk kişi o olmuştu. Yeonjun elini kaldırarak selam vermiş Jimin ise "Aşkım günaydın." diyerek kalkıp bana sarılmıştı.

getaway carHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin