Nefesim kesilerek uyandım. Rüya mı görmüştüm? Çünkü sanırım uykumdan uyanmıştım. "Rosé?!" Dedi, Jimin endişeyle. Derin derin nefes alıp veriyordum. "İyi misin?!" Elimle bir dakika işareti yaptım.
"İyiyim.." Yorulmuştum. Gerçeklere ihtiyacım vardı. İç çektim. "Emin misin?" Sorusu üzerine gözlerine baktım. "Hayır.. Çünkü iyi değilim." Doğruldum. Neyin ne olduğunu anlamıyordum. Kafayı yemek üzereydim, belki de çoktan yemiştim.
"Jimin?" O da doğruldu. "Efendim?" Elimi saçlarımın arasından geçirdim. "Beni neden bilinmemezlikte bırakıyorsun? Hatırla dedin ama neyi hatırlamam gerekiyor onu bile bilmiyorum.. Son zamanlarda sürekli böyle oluyorum, halüsinasyon mu değil mi bunu da anlamıyorum. Sizlere sorsam sorularım yine yanıtsız kalacak. Gerçekten yoruldum ben.." Gözlerim dolmuştu. Hem fiziksel hem psikolojik olarak kendimi bitkin hissetmeye başlamıştım.
"Roseanne.. Lütfen ağlama.." Hüzünlü bakışına karşın gülümsemeye çalıştım. Üzülsün istemiyordum. "Bak.. Karışık geldiğini biliyorum ama Taehyung sana anlatırsam ikimizin görüşemeyeceğini söyledi. Ben.. Böyle bir şeyin olmasını istemiyorum.."
Sinirlenmiştim. Hem de çok ama bunu belli etmeyerek sakince cevap verdim. "Artık söylemezsen ben seninle görüşmeyi kendim keseceğim Park Jimin. Sen seç.. Ya bana söylersin ya da bir daha asla görüşmeyiz." Yataktan kalktım. Şimdi düşünmesi gereken oydu. Tabii atladığım bir kısım vardı. Bana söylemese bile ondan kopamazdım sanırım. Saçma bir şekilde beni kendine bağlamayı başarmıştı bu kısa zamanda. Aramızda bir şeyler olduğundan neredeyse emindim.
Hafıza kaybı geçirmiş olabilir miydim? O zaman neden hayatım dümdüz gibiydi? Tamam bazı şeyleri hatırlamakta zorlanıyordum ama bu yeterli bir kanıt mıydı?
...
"Jungkook.. Bırak peşimi." Taehyung yine söyleniyordu. Böyle dese de içten içe sevdiği adamın peşinden koşması hoşuna gidiyordu eminim. "Hayır, Taehyung'um nereye ben oraya." Diyen Jungkook hafifçe tebessüm etti. Tae ise göz devirdi.Ne mi yapıyoruz? Jisoo, Jennie, Taehyung ve ben ani bir kararla alış verişe çıkmıştık. Sokak sokak dolanıyorduk. Çok değil en fazla yarım saat sonra da Jungkook dibimizde bitmişti. Kendini affettirmeye çalışıyordu.
Ben hariç herkes ayakkabı mağazasına girmişti. Biraz yalnız yürümek istediğimi söylemiştim. Belki bir mucize yaşarım da yanıtsız sorularıma kendi kendime cevap bulurum diye. İşte şu an bu kadar çaresiz hissediyordum.
"Dalgınsın?" Duyduğum sesle sağıma döndüm. "Suho?" Şaşırsam da yerini gizli bir öfke aldı hemen çünkü o Jimine dokunmuştu.
"Seni bu kadar düşündüren şey ne Chaeyoung?" Ciddi olmasına mı şaşırmalıydım daha çok yoksa sormasına mı? "Defol Suho." Adımlarımı hızlandırdım. "Ona neden böyle değilsin?" Durdum. "Kim?"
"Jimin."
"Peki sen neden ona bu kadar taktın?" Dediğimde bu sefer bakışları yere kaydı. Bunu fırsat bilip hareket ettim. Onunla kaybedecek bir zamanım yoktu. Elbet bunun da sebebini öğrenecektim.
...
Bu yaptığım doğru muydu? Jimin'in evine gelmiştik ama o bir şeyler hazırlarken ben odasına girmiştim gizlice. Bilgi edinmeyi umut ediyordum.İkinci çekmeceği açtığımda bir kağıt buldum. Bu bir hastane raporuydu. Raporda değer verdiği şeyleri kaybettiği için geçirdiği tramvalar ve psikolojik sorunları olduğu yazıyordu. Benim yanımda böyle davranmadığına göre.. Onun için değerliydim?
En son yer olarak dolabın üstüme bakıyordum. Siyah bir kutu? Aldım ve üstüne çıktığım sandalyeyi biraz geriye ittim. Kilitsiz olması benim şansımken içinden kağıtlar, fotoğraflar, kolye, bileklik ve bir araba çıktı.
Kıkırdayıp arkası dönük olan fotoğrafa baktım. Jimin'in aniden odaya girmesiyle irkilmiştim. "Her yerde seni aradım Rosé.. Sen.. Bırak o fotoğrafı!" Eski evimizin önünde çekilmişti. Jennie, Taehyung, Jimin, ben ve annem vardı.
Bir diğerine baktığımda Jimin ile sanırsam mezuniyet balosunda dans ederken çekilmiş fotoğrafımız vardı. Yani gerçekten hafıza kaybı geçirmiştim.. Biz sevgili miydik?
"Rosé sana bırak dedim!" İfadesizce Jimine döndüğümde ağladığını gördüm. "Jimin seni geberteceğim!" Taehyung'un sesini duymamla ayağımın kayması bir oldu. Başıma aldığım darbenin sızısı tüm vücuduma yayılırken gözlerim kapanmadan önce Jiminle Jungkook'un yanıma geldiğini gördüm.
Taehyung bağırdı. "İkinci kez komaya girerse seni gerçekten yaşatmam!"
"Ona bir şey olmayacak, Chaeyoung güçlü bir kız.." Dedi, Jungkook. "Hayır, hayır.. Onu bir daha kaybedemem.. Roseannem beni bırakma tekrar.." Bilincim kapanmadan önce duyduğum son söz buydu.Lutfen yazarimiza sovmeyelim 🫡
![](https://img.wattpad.com/cover/320887844-288-k21469.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Amnesia' Jirosé
FanfictionZarfı açtım ve okumaya başladım; "Bir suçum olmadığı halde neden sana yasağım sevgilim?" Diğer shipler: Taekook, Jensoo, Namjin, Sope