Bölüm 15 - Aile (final)

101 7 0
                                    

Evet.. geldik o malum bolume.. burada konusmami (balkon konusmasi) yapmayacagim bolumu okuyun sonda konusuruz.. iyi okumalar 📿

2 hafta sonra
"Sabır ver tanrım.." Jungkook dişlerini sıkarak konuşuyordu çünkü Taehyung bir başka çocukla sohbet ediyordu. "Vermem, kudur." Dedi, Seokjin.

Evet iyice sürtüyordu Jungkook'un burnunu. İyi de yapıyordu, gerçekten benim çocuğumdu. (Duygusu gelen anne..) Ne mi yapıyorduk? Jennie, Jisoo, Taehyung, Jungkook, Namjoon, Jin, Yoongi, Hoseok ve Jimin göle gelmiştik. Son 2 haftadır yeniden doğmuş gibiydim. Nedenini az çok tahmin ederseniz, Jimim'e kavuşmuştum çünkü. Bir olduğum adama.

"Yok beni tutmayın.." Diyip masadan kalktı ve iki üç adımda onların yanına ulaştı. Taehyung'u bir anda kolundan tutup masamıza çekiştirmeye başladı. Kolunu ondan kurtaran Taehyung kaşlarını çattı.

"Ne yapıyorsun sen Jungkook?!"
"Asıl sen ne yapıyorsun o çocukla?!" Dedi, yumruklarını sıkmış bir pozisyondaydı. Umarım çocuğu dövmezdi. "Ne oldu? Kıskandın mı?"
"Kıskandım. Kudurdum. Ölüyorum. Son ver artık tamam acıdı canım yeterince.." Sesi ilk başta baskın çıksa da sonlara doğru mırıltı olarak çıkmıştı. Üzüldüğünü hepimiz görüyorduk, üç haftadır Tae ona iyi çektiriyordu.

"Acıyor mu gerçekten?" Gözleri dolan Jungkook başını olumlu anlamda salladı. "Çok acıyor.." Ve düşen iki damla yaş. Hepimiz nefesimizi tutmuş ne olacağını beklerken Taehyung'un da ağlamaya başlaması beklendik bir şeydi. "Hayır.. Yeterince ağlattım seni, lütfen.." Tae öne doğru eğilip sarıldı Jungkook'a. "Aptalsın.." İkisinin yüzünde de belirli belirsiz bir gülümseme vardı.

"Güzeller.." Diyen Jimine döndüm. "Evet.." Tebessüm etti. "Ama bizim kadar asla." Kıkırdadım. "Duymasınlar." Elini ağzına götürüp hayali bir fermuar çekti.

Aklıma gelen bir fikirle ayağa kalktım ve elimi Jimine uzattım. "Gidelim."
"Nereye güzelim?" Dese de hemen elimi tutup kalktı. "Soğuk bir yere."
...
"Soğuk bir yer derken şelaleyi mi kast etmiştin?"
"Bir havuz olmasa da idare ederiz." Dedim, geçmişi kast ederek ve gülümsedim. Bilerek role girdim. Onun da aklından geçenin bu olduğuna, aynı davranacağına emindim.

Elimden tuttuğu gibi beni en yukarı götürdü. "Korkuyorum.." Diyip birkaç adım geri gittim. "Gel, ben seni tutacağım."
"Ama.. Çok derin burası.."
"Ya.. Bana güvenmiyor musun sen? Gel işte." Sessizce ona baktığımda kaşlarını çattı. "Güvenmiyor musun yoksa?"
"Tamam ya tamam.." Sırıttı, ilk kendi atladı ve beni bekledi.

Dediği gibi beni tutmuştu. Ayarlarım haliyle yere değmiyordu, bu yüzden kollarım boynunu sarıyordu, bacaklarım ise belini. Gözleri dudaklarıma kayarken dayanamadım ve bir öpücük kondurdum. Tek fark az sonra kuracağım cümleydi. "Bunu unutmayalım tamam mı?" Gülümseyip başını olumlu anlamda salladı. "Unutmayalım, ben unutmak istemiyorum.."

Son

Kisa bir final oldu biliyorum ama nedense boyle bitirmek istedim 😔🙏🏼 umarim okurken bana cok sovmemissinizdir 🫂 istege bagli birkac ozel bolum atabilirim bu arada abilerim ablalarim 📿 isteginiz benim icin bir emirdir 🫡

Kendinize simdilik cici bakin oy verip vermemeniz onemli degil kafaniza gore hicbir bolumde bunun icin size baski yapmadim ve bunu yapan yazarlari da pek sevmem yani hos bir davranis gibi gelmiyor dayatma gibi (mesela su kadar oy gelmezse bolum yok) bu tarz cumleler guzel degil (bana gore) neyse icimi de doktugume gore behlul kacar 🫶🏼

Ha bir de yeni hikayem Querencia'ya bakmanizi tavsiye ederim degisik bir olay orgusu olacagina inaniyorum 🙏🏼

Amnesia' JiroséHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin