"Üşümez..."

1.1K 70 4
                                    

-Korkut-

Ağır dezefektan kokan hastaneye adımını atar atmaz etrafında gördüğü onca hasta yüz buradan kaçıp gitmesini istemesine sebep oldu Korkut'un. Kafası karışmış bir şekilde sağına soluna balık gibi baktı bir süre. En sonunda 'Danışma' yazan bölüme gitmeyi akıl edebilmişti. Sert ve seri adımlarını oraya yönlendirdi. Danışmada bulunan genç kız Korkut'u görünce saçını ve gömleğinin yakasını daha ilgi çekici kılmaya çalışmıştı. Fakat şuan Korkut'un umruna olan tek şey Kardeş'iydi.

"Can Sağlam? Buraya getirmişler ?!"

Danışmada bulunan kız acele ile karşısındaki ekrana döndü ve bir kaç tuşa basmaya başladı. Birkaç saniye geçmemişti ki kafasını kaldırıp Korkut'a yanıt verdi.

"4. kat 2. yoğun bakım." Korkut cevabını alır almaz asansöre doğru yöneldi. Asansör'ün 8. katta olduğunu gördüğünde sinirleri sanki mümkünmüş gibi daha da gerildi.

"Hay sikeyim! Kaç katlı ulan bu koduğumun hastanesi?!" Elini saçına daldırdıktan sonra hızla merdivenlere yöneldi. Merdivenleri 3'er-5'er hızlı hızlı çıkmaya başladı.

Sonunda yoğun bakımın önüne geldiğinde derin bir nefes aldı. İlk gözüne ilişen şey kalabalıktı. Sanki çete'nin hepsi buraya yığılmış gibiydi. Kendinden emin adımlarla yürümeye başladı Korkut. Ayak sesini duyanların kafaları birer birer Korkut'a dönmeye başladı. Hepsi olduğu yerde kendine çeki düzen vermeye çalıştı, duruşlarını düzelttiler, ellerini önlerinde kavuşturdular ve Korkut'un konuşmasını beklediler.

"Kim?" dedi Korkut kısaca. Ama herkes ne demek istediğini pekala anlamıştı. Güney öne çıkarak yanıtladı sorsunu.

"Tuğra yapmış abi." dedi sert ve sinirli sesiyle. Herkes öyleydi gerçi. O koridorda bulunan herkes sinirli ve öfkeliydi. Öyle ki Kuzey'i sinir krizi geçirdiği için sakinleştirici verip uyutmuşlardı.

Korkut sinirle ellerini ovuşturdu. Şuan son derece öfkeliydi. Önüne gelen her şeyi kırıp dökmek istiyordu.

Sadece Güney ve Kuzey'i kardeşi olarak görmezdi Korkut. Ona göre çete de bulanan herkez onun kardeş'iydi. Babası ona bunu öğretmişti.

"Güney adamları teşkilatlandır bir kaç güne şu Tuğra şerefsizine kim olduğumuzu hatırlatmaya gidelim." Güney hızla kafasını salladı. Bu sırada Korkut devam etti;

"Gülistan ana'nın haberi var mı?" sorusu herkesin birbirine sessizce ve kuşku ile bakmasına sebep olmuştu.

"Var abi. Haber verdik. Soner almaya gitti." dedi Ertan öne çıkarak. Korkut sessizce kafasını salladı. Birkaç dakika geçmemişti ki koridorun başında bir çığlık duyuldu. Koridorda bulunan herkes'in bakışları o yöne dönünce, minyon ufak tefek, kapalı olan Gülistan ana ile karşılaştılar.

"Oğlum! Nerde benim oğlum?!" Korkut hızla yerinden kalkıp ağlamaktan bir hal olmuş kadına doğru yaklaştı.

"Anacım." dedi ellerini yavaşça tutarken.

"Korkut, evladım nerede? Ne oldu ona?" dedi kadın yaşlı gözleriyle. Can çete'deki herkesi güldürebilen sayılı kişilerdendi. Kuzey ve o yanyana geldi mi herkesin gülmekten yanakları ağrırdı. Bir tek annesi ve o vardı. Başlarında ne Baba ve Abi... Kimse yoktu birbirlerinden başka. Korkut Can'ı çeteye aldığında daha ufaktı Can. Korkut ona abi'lik de etti babalık da. Annesi'ni kendi annesi bildi. Diğer herkese yaptığı gibi.

"Bir şey yok anacım. Sakin ol. İyi olacak Aslan'ın." yatıştırmak ister gibi konuşmuştu Korkut. Başarılı da olmuştu. Gülistan ana yavaşça köşeler de bulunan dinlenme koltuklarından birine çöktü. Herkes derin nefesler alarak beklemeye başladı.

Narin(Dinçer Kardeşler -1-)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin