Güney'den
Bar'da bulunan dinlenme odasına girer girmez Korkut abi ve Kuzey ceketlerini gelişi güzel yere fırlattı. Ben ise üzerimde durmasını tercih ederek kendimi tekli koltuklardan birine attım. Nefesimi sıkıntılı bir şekilde dışarı bıraktığımda Kuzey önümdeki sehpaya bir bardak bira bıraktı ve kendini gelişi güzel ikili koltuğa attı.
Kafe'den ayrılmamızın sebebi geçen sefer bizim mallarımızı çalan herifleri enselemekti. Tabii ki yakalayamamıştık. Ya koduğumun herifleri bir yerden haber almıştı ya da zaten orada değillerdi. O malların çalınması bir nevi benim suçumdu. Şimdi de herifleri yakalayamıyorduk. Bir bok düzgün gitmiyordu anlayacağınız.
"Et çekti lan canım"
"Ne diyorsun Kuzey?"
"Et diyorum Korkut abi. Şöyle güzel pişmiş mangalda et. Piknik mi yapsak acaba? Acıktım lan benim." Korkut abi kuşkuyla Kuzey'i süzdükten sonra bana döndü.
"Siz kardeş olduğunuza emin misiniz koçum?" O'na yarım ağız gülümseyerek baktığım da Kuzey geri kalmadan lafa atladı.
"O niye ki şimdi?"
"Senin gibi bir dingil ile Güney nasıl aynı kanı taşıyabiliyorsunuz şaşıyorum."
"Ha ha ha şakacı çocuk seni." Kuzey saçma sapan konuşmasını zirveye taşırken aynı zamanda işaret parmağını Korkut abi'ye doğru sallıyordu.
"O parmağını götüne itina ile yerleştiririm çocuk." Kuzey sallamakta olduğu parmağını sallamayı kesti ve korktuğunu belirten bir şekil de Korkut abi'ye baktı.
Titreyen telefonumu par pantolonumun cebinden çıkardığım da bir mesaj gelmiş olduğunu gördüm.
Gönderen;Sarışın
"Bize eve geldik Güney :)"
Yüzümde oluşan aptal gülümseme ile telefona baktım. Ondan bana haber vermesini falan istememiştim. Ama bu yaptığı kesinlikle hoşuma gitmişti.
Gönderilen; Sarışın
"Narin Nasıl??"
Beyda her ne kadar istemese de benim zorlamam ile Narin ile ilgili olan olayları anlatmıştı. Korkut abi'ye söylemek istesem de söyleyememiştim. Çünkü büyük ihtimal ile Narin'e o muameleyi yapan kişileri dövmekten çekinmezdi. Anlamadığım bir şekilde Narin'e aşırı derecede değer vermeye ve ona ihtiyaç duymaya başlamıştı ki bu hepimiz için yeniydi.
Gönderen;Sarışın
"İyi sayılır fakat hala surat asıyor. Ama haklı yani. Her neyse sonra konuşsak olur mu? Yemek hazırlamam gerek :)"
Yüzüm de oluşan aptal gülümsemenin sebebini anlamasam da böyle hissetmek hoşuma gitmişti. Beyda'ya sorun olmadığını belirten bir mesaj attıktan sonra önümdeki sehpa da bulunan birama uzandım. O sıra da Kuzey'in telefonu çalmaya başladı. Kaşlarını çatıp telefon ekranına anlamsız bakışlar atan Kuzey'i bir kaç saniye izledik.
"Sustur ulan şu sikimsonik şeyi!" ta ki Korkut abi kükreyene dek.Kuzey telefonu açıp sehpanın üzerine bıraktı. Megafonu açık bırakmıştı.
"Efendim Pusat abi?"
"Kuuuuzzzeeeyy" üçümüz birbirimize anlamsız bakışlar atarken telefon'un öbür ucundan bir hıçkırık sesi duyuldu.
"Abi? N'oldu iyi misin?"
"Meme." diyip bir kahkaha koyu verdi Pusat.Kafası iyiydi belli.
"Abi ne diyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Narin(Dinçer Kardeşler -1-)
Novela JuvenilSana hiç söylemedim ve hiç söyleyemeyeceğim ama... Bana Aşık olmayı öğrettiğin için, beni sevip sardığın için teşekkürler Narin... -Korkut DİNÇER ©Tüm Hakları Saklıdır. -Kurgunun kopyalanması ve kitabın bir takım yollar ile kopyalanıp çoğaltılması d...