Sıcak ve düzenli şekilde enseme vuran nefesler bir heykel misali donup kalamı sağlarken o bu durumdan hiç etkilenmiyordu. Gerçi ne bekliyordum ki? O'nun da benim hissettiklerimi hissetmesini mi? Hah! Saçmalık. Birkaç kez rahatsızca yerimde kıpırdandım. Zira rahat bir durumda değildim. Hayır Korkut'un bana sarılması rahatsız edici değildi. Aksine beni çok rahatlatıyordu. Beni rahatsız eden şey kıyafetlerimdi. Kot pantolon ve T-shirt ile yatamazdım ki ben.Rahatıma düşkündüm hele ki uyurken. Tekrar yerimde küçük küçük kıpırdandım. Bacaklarım kaşınmaya başlamıştı.
"Ne oluyor? Bir uyutmadın." sitem ve bir o kadar sert olan sesini duyduğumda hareketlerime son verdim.
"Şey... Korkut..."
"Ne?"
"Ben rahat edemedim de..."
"Sana sarılmam mı rahatsız etti?"
"Hayır,hayır." acele ile konuşmuştum. Neden bilmiyorum ama öyle düşünmesi hoşuma gitmemişti.
"Ne o zaman?"
"Şey kıyafetlerim kaşındırdı da..." derin bir nefes aldı sanki rahatlamışta bir 'Oh' çekmiş gibi. Yataktan kalkığını hissettim. Ona döndüğümde giysi dolabında bir şeyler karıştırıyordu. Yaklaşık bir dakika sonra bana döndü ve elindeki çamaşırları uzattı.
"Kalk giy şunları. Sonra da yanıma gel. Uykum var." bir ona bir elindeki kıyafetlere baktım. Bana bıkkınca bir kaç bakış gönderdikten sonra kafasıyla bir yeri işaret etti.
"Banyo şurada." anladığımı belirten bir kaç mırıltı çıkardım ve elindekileri alıp banyoya yöneldim. Banyo küçük sayılırdı. Önce elimi yüzümü yıkadıktan sonra bana verdiği kıyafetlere uzandım. Kokusu anında burnuma dolmuştu. Kendi kıyafetlerimden kurtulup onları üzerime geçirdim. Kendi kıyafetlerimi katlayıp elime aldım ve banyodan çıktım. Ben banyodan çıktığım sırada o da elinde sigarası camın önünde ayakta duruyordu. Ben kapıyı kapatınca bana döndü. Kısa bir an üzerimi inceledikten sonra dudağının kenarı ile güldüğünü gördüm. Tamam kıyafetler üzerimde biraz garip durmuş olabilir. Hatta fazla garip durmuş olabilir. Altıma giymem için verdiği eşofman gibi olan pijama'nın hem paçaları uzundu hemde beli boldu. Ben de onu biraz büzüştürdüm. Ama üstüme giymem için verdiği uzun kollu tam olmuştu.
"Ne var? Niye gülüyorsun?" cevabını bilmez gibi sormuştum. Ama o'nun da cevap vereceğini pek sanmıyordum.
"Yok bir şey." Bakın? Ne dedim ben? "Hadi yatağa.Uykum var benim." başımı onaylar şekilde salladıktan sonra kendi kıyafetklerimi komidin görevi gören şeyin üzerine bıraktım ve yatağa girdim. Ben den sonra zaten hemen o girmişti. Arkamı döndüğümde kolları tekrar yerini buldu. Nefesi tekrar enseme vurmaya başladı. Ben ise gözlerimi kapatım o'na ayak uydurmayı denedim.
***
Yüksek seste çalan müzik uyanmama sebep olurken huzursuzca kıpırdandım. Belimde hissettiğim kollar bir kaç saniye duraklamamı sağladı. Başımı hafifçe arkaya çevirdiğimde çalan müziğe rağmen hala uykusundan ödün vermeyen bir adet Korkut ile karşılaştım. Huzurlu görünüyordu. Ve masum. Kafamı tekrar kendi tarafıma çevirdiğimde yüksek müzik sesinin komidinin üzerinde duran telefondan geldiğni fark ettim. Telefon benim değildi. O halde Korkut'un olmalıydı. Hafifçe o'nu dirseğimle dürtmeye başladım.
"Korkut..." ses yok
"Korkut... telefon" yine çıt yok
"Korkut! Telefonun çalıyor." homurdanıp gözlerini araladı.
"Ne istiyorsun Fındık faresi?" gözlerimi devirip derin bir nefes aldım.
"Telefon diyorum kalın kafalı. Telefonun çalıyor." bir süre daha bana baktıktan sonra bu sefer bakışları hala ısrarla çalmakta olan telefona gitti. Bir kolunu çekip üzerimden telefona uzandı ve eline aldıktan sonra cevapladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Narin(Dinçer Kardeşler -1-)
Ficção AdolescenteSana hiç söylemedim ve hiç söyleyemeyeceğim ama... Bana Aşık olmayı öğrettiğin için, beni sevip sardığın için teşekkürler Narin... -Korkut DİNÇER ©Tüm Hakları Saklıdır. -Kurgunun kopyalanması ve kitabın bir takım yollar ile kopyalanıp çoğaltılması d...