Bar.

1.5K 66 4
                                    

Bindiğim otobüs de kendime boş koltuk bulmanın rahatlığını yaşarken aynı zamanda kafamın için de kurmuş olduğum mahkeme'nin sonucuna varmaya çalışıyordum.

'Korkut! Narin Yücesoy'a 'Ufaklık' demesinden ötürü suçlu bulunmuştur! Cezası... Hadım!'

Yok yok bu fazla oldu. Hadım ne be! Neyse umrunda değilim,umrumda değil.

'Umrunda değil? Emin misin Yavrum??'

İçimdeki çırkef sesi duymamazlıktan gelmeye çalışarak yolculuğuma devam ediyordum. Her ne kadar başarılı olamasam da deniyordum.Bu da bir şeydi sonuçta.

Aslında ceketi almaması bir nevi işime de gelmişti. Sonuçta bu ceketi sevmiştim ve... Gerisini biliyorsunuz zaten. Güven vermesi falan neyse.

Otobüs ineceğim durağa yanaştığı zaman otobüsten inmek için oturduğum yerden kalktım ve otobüsten indim. Beyda ve Merve'nin kaldığı evin kapısına henüz varmıştım ki içeriden gelen gürültü olduğum yerde duraksamama neden oldu.

Kesin bizimkiler içerideydi. Bizimkiler demek Emre demekti. Emre demek Vıcık sevgilisi Şule demekti. Bu da benim delirmem demekti. Ama el mecbur girecektim içeri. Oturma organım kıymetliydi sonuçta.

“Ulan Berke! Ulan katıksız!” Merve ve Berke salaonda bir o yana bir bu yana köşe kapmaca oynarken kapının eşiğinden salonu süzdüm.

Alp,Beyda ve Caner üçlü koltukta yanyana otumuştu. Emre ve Şule ikili koltukta yan yana sarmaş dolaş oturuyorlardı. Merve ve Berke de dediğim gibi 'Köşe kapmaca.'

“Ya Merve ne dedim şimdi Ben?!”

"Sana ne lan benim Popom dan?! Sana ne?!”

“Kızım ben n'apayım?! Kup kuru götün var!"

“Bak hala konuşuyor! La havle!”

Gözlerimi devirip içeri girdim. Yine aynı muhabbet;Berke tanıştığımız dan beri Merve'nin Poposu'nun neredeyse olmayışından yakınır dururdu.Merve de sürekli sinirlenirdi.Ama sonuca varamazdı Berke yine Berke.Tekli koltuğa otururken Caner bana döndü;

“Narin,Hoş geldin Abicim.”

“Hoşbuldum abi.” dedim ve gülümsedim. Caner Alp ve Berke'nin kuzeniydi ama kuzen gibi değil Abi gibiydi. Hepimiz bundan hoşnuttuk açıkçası. 24 yaşında olmasına rağmen kafa dengi biriydi. Ve ben ona Caner demekten hoşlanıyordum.

“N'oldu? Ceketi vermedin mi?” dedi Beyda konuya bodoslama dalmayı tercih ederek. Patavatsız. Merve 'Ceket' lafını duyar duymaz Berke ile olan kavgasını yarıda kesip bana döndü.

“Ya da vermek istemedin??” Ofladım salondaki herkesin dikkati bana dönmüştü ve bundan hoşlanmamıştım.

“İstemedi.” dedim kestirip atmak istercesine.Ama tabii ki bu mümkün değildi.

“Ne demek istemedi?” dedi Alp.Konuyu o da mı biliyordu? Bizim kızlar anlatmıştır diye düşündüm. Umarım hepsini anlatmamışlardır.

“Bas bayağı istemedi. 'Gerek Yok sen de kalsın' dedi. N'apsaydım acaba?”

“Hııı demek ki onu unutmanı istemiyor.” diyip pişkince güldü Merve.

“Saçma saçma konuşma Merve.” dedim kızgın bir ses ile ama bu tabii ki Merve'yi durdurmaya yetmedi.

“Ne saçması? Nesi saçma? Çocuğun ceketini üzerin den çıkartmıyorsun?” son cümleyi soru sorar gibi söylemişti ve kesinlikle altın da büyük bir ima yatıyordu.

“Çocuk deme ona. Kos koca adam'ın neresi çocuk?” dediğim şeyi daha sonra fark etmenin verdiği utanç ile yüzümü avuçlarım'ın arasına hapsettim. Hayır aptalım gerçekten aptalım. Merve'nin eline koz veriyorum. Cidden Aptalım.

Narin(Dinçer Kardeşler -1-)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin