Sevgi nedir? İnsan birini sevdiğini karşısındaki insana nasıl gösterir? Ona sarılır,ona dokunur,ona gülümsemesini hediye eder,belki de sadece onun gözlerine bakmakla yetinir. Bunların hepsi bir sevgi belirtisidir. Bunların hepsi önemlidir ama en önemlisi duyguları dile getirebilmektir. Duyguları dile getirmek demek benim için ölümsüz olacaksın demek gibi. Seviyorum ama dile getiremiyorum. Seviyorum ama konuşamıyorum. Seviyorum,onu hissediyorum ama kendimi ona hissetiremiyorum. Onun beni hissetmesini istediğim halde aramızdaki engeller onun ile beni ayıran tek neden.
Saatlerdir kum torbasını yumruklayıp onunla duygu yükümü boşaltmaya çalışıyorum. Ne yapacağını bilmediğim her dakika sinirlenip sinirlerimi dövüşerek boşaltırım. Bu duygu yüklerini eğer boşaltamazsam etrafımdaki herkese zarar veririm.
"Yeter artık Çağla" Batuhan'ın bana söylediği cümle ile kendime geldim. Ona en öldürücü bakışlarımı atarak yanındaki koltuğa oturdum. Beni tek cümlesi ile sakinleştiren,tek bir cümlesi ile de beni sinirlendirebilen Batuhan'ın elindeki kolayı alarak bir iki yudum içtim. Sakinleşmek için yaptıklarım etkisini göstermiş ve sakinleşmiştim. Bardağı masaya bıraktım ve ayağımı masaya uzattım. Gözlerimi kapatarak başımı koltuğa yasladım. Saatlerdir kum torbasına ettiğim işkence hem beni hem de onu yormuştu. Dinlenebilmek amacıyla yaptığım çabaları Batuhan'ın sesi böldü.
"Bu yaptıkların ile Kaya'yı ve kendini üzüyorsun. Sen kendini düşünme sadece Çağla. Çocuğun seni ne kadar sevdiğini biliyoruz. Neden bunu gizlemeye çalışıyorsun?" Dediklerini duymazlıktan gelerek elini boşver derecesinde salladım. Onun haklı olduğunu biliyordum ve haklı olduğunu bilmek ilk defa canımı bu kadar çok acıtıyor. Ben böyle olmasını istemezdim. Ben herkes gibi bir hayat sürmek isterdim.
"Yapamam Batuhan yapamam. Gizlemek ve gizlenmek zorundayım. Ne olacak sanıyorsun söylesene bana. Onu mutlu edebileceğimi mi? Onu üzmeyeceğimi mi? Bunları yapacağım. Benimle beraberken mutlu edeceğim. Sonra ne olacak biliyor musun?" Söylediklerime sadece sustu. Sonunda neler olacağını biliyordu ama yinede bilmezlikten geliyordu. Bu yaptığımın mantıklı yanınının olduğunu bildiği halde yinede bir erkek olarak hem cinsini savunuyordu.
"Ben biliyorum. Bir iki gün mutlu olacağız. Ertesi gün birisi gelecek ve benim mutluluğunu bana çok görecek ve bize zarar vermek için uğraşacak. Benim düşmanlarımdan beni uzak tutamazsın. Onlar bana zarar vermek için zaman kolluyor. Bunlar ondan uzak durmam için bir sebeb ve bu sebeb benim Kaya'dan uzak durmam için fazlasıyla yetiyor." Batuhan bir anda bana anlamlandıramadığım bir bakış atarak ürpermeme neden oldu.
"Bu korku ile yaşanmaz. Kaya ile sevgili olacaksın ve mutlu olacaksın. Kimsede sana zarar veremeyecek. Çünkü sen herkesin korktuğu insansın. Kendini bu bahanelerle kandırmaya çalışma. Benim dediğim gibi yap Çağla. Sevdiğin insan senin yanında daha güvende olur." Sözlerine devam edecekmiş gibi oldu ama sonra sustu. Söylemek istediklerini dile getirmekten korkar bir hali vardı. Bu korkuyu halinden anlayabilmek fazlasıyla mümkündü.
"Bunu unutma ve dediklerimi düşün." dedi ve gitti. Beni ve düşüncelerimi bırakarak gitti. Kaya ile ilk tanıştığım andan bu yana kendimi güvende hissediyorum. Doğamda sinirli bir yapım olmasına rağmen onun yanında sakin kalabiliyorum. Onu seviyor ve onu yanımda yokken bile yanımdaymış gibi hissediyorum. Aslında Batuhan haklı. Bana veya çevremdeki kimseye kimse dokunamaz. Dokunmaya cüret edemez ama ben bunu bildiğim halde yinede kendime bahanelerle üretiyorum. Belki de artık üretmemem gerek. Belki de artık Kaya'ya bir şans vereceğim.
Batuhan'ın Ağzından;
Çağla'nın yaptıkları tam anlamı ile saçmalık. Kendine kimsenin zarar veremeyeceğini bildiği halde yinede bunu bahanelerle aktarıyor ve bu bahaneler ile avunuyor ama buna izin vermeyeceğim. Telefonun rehberinden Kaya'yı bularak aradım. Telefon ikinci çalışta açtı.
"Efendim" Sesi yorgun ve kırgın çıkmıştı. Sanki konuşmakta zorlanan bir hali vardı.
"Kaya seninle konuşmamız gerekiyor." Bunu demekle birlikte canımın ne kadar acıyacağını düşündüm. Çünkü Çağla beni öldürecek. Bu yaptığım plan belki işe yarayacak,belki de yok olup uçacaktı. Bunu denemeden bilemezdim tabiki de. Deneyimlerime dayanarak bunun olmayacağını düşünüyorum.
"Olur. Nerede? Ne zaman?" Sorduğu sorulara cevap aklımda kurgulamamıştım belki de kurgulamak istemedim.
"Mavi kafede, yarım saat sonra" Bu işi hemen halledip planı devreye sokmalıydım. Bu plan işe yararsa Çağla belki bu sefer itiraz edemez.
"Tamam orada görüşürüz." dedi ve telefonu kapattı. Arabayı kafenin önünde durdurarak arabadan indim. Etrafta kalabalık bir aile kitlesi vardı ve herkes eğleniyordu. Çocuklar hafta sonunun tadını çıkarıyordu. Tüm bunlar olup biterken ben nelerle uğraşıyorum?
Fazla vakit kaybetmeden kafeye girdim. Girdiğim kafede boş denecek kadar az insan vardı. Boş masalardan birine geçerek oturdum. Elime telefonumu alarak uğraşmaya başladım. Çağla ve diğerlerine bir işim olduğunu mesaj atarak onlar ile uğraşmak istemedim. Çünkü çok önemli işlerim vardı. Daha devreye sokacak planlarım vardı.
Kendinle iç çekişmelerimi bir ses böldü. Sesin geldiği yöne baktığımda Kaya'nın bana seslendiğini duydum. Bu kadar hızlı buraya gelmesi şaşırtıcıydı. Üstünde fazla durmak istemedim ve direk lafa girdim.
"Kaya biliyorum buraya gelme nedenini merak ediyorsun. Kısa kesmek gerekirse eğer konu Çağla ile ilgili." Pür dikkat beni dinleyen Kaya'nın yüz ifadesi bir anda değişti. Tedirgin ve huzursuzluk gözlerinden okunan birkaç duygudan sadece bir iki tanesiydi. Benim Çağla ile ilgili kötü birşey söyleyeceğini düşünmüş olma ihtimali çok ama çok yüksekti.
"Ne oldu Çağla'ya?" Tam tahmin ettiğim gibi olmuştu. Çağla'ya birşey olduğunu sandı. Ya bir düşünse gerçi böyle birşey olmadığını anlardı. Mantıklıca düşünecek olursak eğer Çağla'ya birşey olsa bir kafeye çağırıp oturur konuşurmuydum? Tabiki de hayır. Eee peki bunu neden düşünemiyor insanlar? Belki de kurgulamak insanlar için güzel bir olay,güzel bir çalışma....
"Birşey olmadı. Bak şimdi benim dediklerimi yapıyoruz tamam mı? Planım var ve bu plan eğer işe yararsa Çağla senin olabilir. Çağla sensiz iken çok üzülüyor,ama sen varken de... Neyse boşverelim bunu benim dediklerimi yapacak mısın?" Kaya bir süre neye karar vereceğini düşündü. Onun içinde çok zor bir durumdu. Ne yapsa ne etse Çağla her türlü yolları kapatıyordu. O ise hala bir ümit o kapının kendine açılmasını bekleyip duruyordu.
"Bilemiyorum Batuhan bilemiyorum. Çağla benim ne geçeceğim yol bıraktı bana nede ona açılan bir kapı." Kaya kendine göre haklıydı. Ne yapacağını bilememek kadar kötü bir duygu var mı acaba?
"Bak bu plan işe yarayacak. Eğer bu iş yaramazsa daha hiçbirşey olmaz. Planı anlatmamı ister misin?" Kafası onaylar anlamda sallayarak devam etmemi istedi. Planı son kez düşünerek anlatmaya başladım.
"Çağla çok kıskançtır. Sevdiği birinin başkası tarafından sevilmesine asla ama asla dayanamaz. Onu kıskandıracağız ve bu kıskançlık sonucunda kendisi kendi ayakları ile senin ayağına gelecek. Bu planın olacağından eminim. Çağla'yı tanıyorsam eğer seni başkasına yar etmez." Kaya dediklerimi tartar gibi düşünceli düşünceli bir süre durdu. Bu planın olacağından emindim ama asıl önemli olan konu Kaya'nın bunu kabul etmesiydi. Eğer ederse kendisi kazanacaktı. Kaya bir bana birde yere baktı ve eli ile ensesini kaşıdıktıktan sonra suskunluğunu bozdu.
"Tamam" Yüzüme yayılan hain gülümseme ile Çağla'nın Kaya'yı başka bir kızla gördüğünde neler yapacağı aklıma geldikçe Gülümsemek daha değişik bir hal aldı. Bu durumdan ya zararlı çıkacaktık ya da mutlu olacaktık..........
Evetttt uzaun bir aradan sonra tekrar geri döndüm. Bu bölümü elimden geldiğince uzun tuttum. Lütfen oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tutsak Gözyaşları
ChickLitHayatı 7 yasında anne ve babasının ölümü ile başlayan Çağla ve Sahra ikizler teyzesinin yanında kalmaya başlar. Teyzesi Çağla'yı dövüş kursuna yazdırır ve Çağla 11 sene dövüşle uğraşır ama Çağla bir süre sonra yasa dışı maçlara başlar ve çok para k...