₁₄first kiss and illusion

771 61 73
                                    

Bay Kim'in söylediği şeyler üzerine sadece şaşkınca ona bakakaldım. Ne söyleyeceğimi bilemiyordum. Zihnimden geçen binlerce düşünce resmen birbirleriyle savaşıyorlardı. Bir yanım söylediklerine güvenmek isterken diğer yanım gerçekliğine inanamıyordu. Prensin, külkedisine aşık olması sadece masallarda olur diye düşünürdüm her zaman. 

Elini yanağıma koydu. Baş parmağıyla gözlerimde biriken gözyaşlarımı sildi usulca. Yutkundum. Kalbim deli gibi atıyordu. Bana olan yakınlığı bütün dengemi alt üst etmişti. Aklımı kurcalayan bütün düşünceler kaybolup gitti. "Bay Kim," Sesim çatallaştı. İstemsizce birkaç saniye duraksadım. "Amacım sizi kandırmak değildi. Kişiliğim sahteydi evet ama hislerim gerçekti. Size hislerim hakkında hiçbir zaman yalan söylemedim."

Yarım bir şekilde gülümsedi. "Yani sen-"

Lafını keserek "Evet, sizden hoşlanıyorum Bay Kim." dedim.

Bunu söylememi bekliyormuş gibi iki elini de yanaklarıma koyup aniden dudaklarımdan öptü. Sakince dudaklarını oynatırken dilini ağzımın içerisinde gezdirdi. Başta korkak yaklaşsam da öpücüklerine karşı koyamamış, onun ritmine ayak uydurarak dudaklarını öpmeye başladım. Elim istemsizce ensesine uzandı. Parmak uçlarımı saçlarının içine daldırdım. Yumuşak saçlarını sakince okşarken onu öpmeye devam ettim. Ellerini yanağımdan indirip koluyla belimi sarmaladı. Sertçe beni kendine çekip büsbütün kendine yapıştırdı. Bir saniye bile nefes almadan sadece öpüştük. Öpücüklerimizde büyük bir hasretin kırıntıları vardı. Sanki bunca zaman ikimizde bunu bekliyor gibiydik.

Dudaklarını benden ayırdığında nefes nefese alnını alnıma dayadı. "Kendime kızıyorum."

Gülümsedim. Gözlerimi dahi açamamıştım. Sarhoş gibiydim. Hiç hissetmediğim kadar iyi hissediyordum. Uzun zamandır bu kadar mutlu olduğumu hatırlamıyordum. "Neden?"

"Nasıl bunca süre dudaklarını öpmeden durabildim?" Yüzüme kocaman bir gülücük yayıldı. "Shira, üzgünüm ama artık dudaklarına bağımlıyım."

Söylediği şey nedensizce çok hoşuma gitmişti. Yüzümdeki şapşal gülücüğü asla silemiyordum. Parmaklarımı saçlarının arasında bir süre daha gezdirdim. "Dilediğiniz her zaman beni öpmenizi istiyorum o halde, Bay Kim." Benden biraz uzaklaştığında gözlerimi açtım. Kollarımı boynuna doladım. Yüzünde muzip bir gülücük olduğunu fark ettiğimde hızlıca kafamı iki yana salladım. "Çalışma saatlerim dışında tabii ki."

"Böyle bir kuralı kabul edemeyeceğim." 

O muzipçe gülümsemeye devam ederken kaşlarımı çattım. "Hayır, yapamazsı-" diyecekken tekrar dudaklarıma yapıştı kısa ama tutkulu bir öpücük kondurup geri çekildi.

"Efendim, duyamadım?" dedi.

Gülücüklerim eşliğinde "Yapamaz-" diyemeden tekrar öptü beni. Resmen konuşmama izin vermiyordu.

Belimdeki elini sakince sırtıma doğru çıkardı. "Üzgünüm Shira. Seni duyamıyorum."

"Bunu daha kaç kere yapacaksınız Bay Kim?"

Kafasını iki yana sallarken ekledi. "Yapamayacağımı söylediğin her an."

-o-

Hissedebileceğim bütün hisleri bir geceye sığdırmış, sabahın ilk ışıklarında içimde bulunan huzurla sabaha hiç olmadığım kadar mutlu uyanmıştım. Yatağın içerisinde gerinerek gözlerimi araladım. Yorganımı kenara çekip yataktan kalktım. Dün gece eve gitmektense malikanede bulunan misafirliklerden birinde kalmayı tercih etmiştim. Yatak çok ama çok rahattı. Belki de bu kadar huzurlu hissetmemin sebeplerinden biri de buydu. 

Divine Hands | Kim TaehyungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin