Dudaklarımız bir saniye bile ayrılmazken ellerini sertçe belime yerleştirip beni kendine doğru çekti. İki eliyle kavradığı gibi hafifçe kaldırdı ve kucağına oturmamı sağladı. Belimde duran ellerini içeri doğru kaydırdı. Sıcak avuç içleri belime değdiğinde bütün tüylerim diken diken oldu. Dudaklarımı delicesine öperken belimde olan elleri sırtıma kadar çıktı. Dokunuşları sert olsa da bu durum çok hoşuma gidiyordu. Sırtımda gezinen elleri bu sefer kalçama indi. Beni iyice kendine doğru çekti ve öpücüklerinin arasında, alt dudağımı can yakmayacak şekilde ısırdı. Göğsüne koyduğum ellerimi ensesine götürdüm. Ellerimi ensesinden saçlarına doğru hafifçe yukarı çıkardım. Oturduğum yerde hissettiğim sertlikle istemsizce dudaklarımı dudaklarından ayırdım. Nefes nefese bir şekilde şaşkınca birbirimize bakakaldık. Gözlerimi kapatıp gülümsedim.
"Bir sorun mu var Shira?"
Kafamı hızlıca iki yana salladım. "Hayır, hiçbir sorun yok." Nefes alışverişlerimi düzene sokmaya çalıştıktan sonra ekledim. "Sanırım biraz hızlı gidiyoruz." Ellerimi tekrar göğsüne yerleştirdim. O da isteksizce ellerini tekrar belime yerleştirdi.
Usulca belimi okşarken tatlı bir ses tonuyla "Sen nasıl istersen." dedi. Oturduğum yerdeki sertlik henüz dinmiş değildi fakat üstünden kalkmak istediğim de söylenemezdi. Ortamdaki garip sessizliği Taehyung'un telefonu bozmuştu. Cebinden daha rahat alabilmesi için üzerinden kalkmak zorunda kalmıştım. Kenara çekildiğimde telefonunu eline aldı ve göz ucuyla arayan numaraya bakıp telefonu kapattı, kenara koydu.
Meraklı yanımı göstermemeye özen göstererek umursamaz bir tavırla "Kimmiş?" dedim.
"Önemli biri değil. Daha sonra dönebilirim."
Anladım dercesine kafamı salladım. Rahatsızca kıpırdanırken bir anda yanında duran kırlenti eline alıp kucağına koydu. Bu hareketine istemsizce gülmeye başladım. Anlamamış gibi yapmama imkan yoktu. Dudaklarımı birbirine bastırıp kafamı çevirdim.
"Shira, komik bir şey mi var?" Bu duruma bozulmuş gibi gözüküyordu.
Kafamı tekrar ona çevirip yanına sokuldum. Tek koluna sıkıca sarılıp kafamı omzuna yasladım. "Özür dilerim. Gülmemeliydim, sanırım."
Kıkırdadı. "Bu hiç adil değil."
Kafamı kaldırıp "Neymiş adil olmayan?" dedim.
"Yani," Bir süre duraksadı. Nasıl anlatabileceğini düşünüyor gibi gözüküyordu. "Benim bu durumdan ne kadar etkilendiğimi sen bir şekilde anlayabiliyorsun fakat ben anlayamıyorum."
Söylediği şeye kahkaha atmadan edemedim. "Etkilenip etkilenmediğimi mi merak ediyorsun?" Kafasını mahcupça aşağı yukarı salladı. Bu tepkisinden dolayı yanaklarını ısırmak istedim ama bu isteğimi içimde tutmaya çalıştım. "Evet, Teahyung." Alt dudağımı dişledim. Fena halde ıslandım diyemeyeceğim için "Çok etkilendim." demekle yetindim.
-o-
Tatlı tatlı sohbet ettikten sonra Taehyung evine gitmişti ve onun sayesinde huzurlu bir uyku uyuyabilmiştim. Sabahın erken saatlerinde kalkıp işimin başına geçmiş, koşuşturmanın içerisinde kendimi bulmuştum. Evde yoğun bir hazırlık süreci vardı. Leila denen kızın ailesi akşam yemeğe çağrılmıştı. Bayan Sandra onların çok önemli konuklar olduğundan bahsedip durmuştu. Hiçbir şeyin eksik edilmemesi gerektiği konusunda da uyarmıştı. Bu durum biraz can sıkıcıydı fakat bu benim işimdi. O kızın Taehyung'a olan yakınlığına hatta ailelerinin bu kadar yakın olmasına fena halde bozulmuştum. Akşam geldiklerinde Leila denen kız yine Taehyung'un üstüne atlayacaktı ve yine iğrenç bir akşam olacaktı. Üstüne üstlük işten daha geç çıkacaktım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Divine Hands | Kim Taehyung
FanficVücudumda gezinen kutsal ellerin, bütün yaralarımı iyileştirir.