Kaybolan Güzellik

1.4K 52 138
                                    

Başlıyoruz hadi bakalım iyi okumalar~

Güneşin, turunculuğuyla gökyüzüne olağanüstü bir güzellik verdiği o akşam serinliğinde; içindeki güzelliği kaybetmiş, bu güzelliği gökyüzünde arayan ağlamaklı genç kız, tramvayda oturmuş; bir yandan müzik dinlerken, diğer yandan tramvay camından gökyüzünü seyrediyordu.

Kucağına aldığı simsiyah tüylere ve yeşil gözlere sahip yavru kedi; oracıkta uyuyakalmış, kız ise onu uyandırmaya kıyamıyordu.

Genç kız, bir eliyle kediyi sevmekte, dışarıyı izlemeye devam ediyordu. Tramvay durduğunda kız, camdaki gözlerini içeriye çevirecekken kaybettiği güzelliği tekrar bulmuş gibi kalbi çarpmaya başladı.

Dışarıda duvara yaslanmış, açık kahve gözleriyle telefona bakan, hafif dalgalı saçları akşamın serinliğinde süzülen genç oğlan, nedendir bilinmez kızın içini ısıtmıştı. (Kesin bilinmiyo varya AOSJSKBSKSBDJDBD)

Kucağındaki kediyi nazikçe okşayarak tramvaydan inen kız, gizlice çocuğu gözetlemeye başladı. Bu sima tanıdıktı. Bir yerlerde görmüş gibiydi.

Kız oğlanı baştan aşağı süzerken, kızın koyu kahve gözleri, oğlanın kolunun altında bekleyen voleybol topunda durdu. İşte o an anladı nerden tanıdığını.

Televizyonda rastgelmişti ona. MSBY takımında yedek pasör olarak oynuyordu.(çünkü ağabeyimiz Atsumu kralı esas pasör) O sırada abilerinden başkasını göremeyen Mia adındaki kız, şimdi gözünü kapatsa dahi onu görüyordu.

Kısa süre sonra çocuğun etrafı tamamen doldu. Etrafıni dolduran kişilerin hepsi kızdı. Anlaşılan o ki bir idoldü. Çocuk hâlinden memnun gibiydi.

Bu, Mia'nin moralini bozsa da çok geçmeden koyu saçlı bir çocuk geldi. Onu yakasından tutup sürükleyerek anı bozdu.

Mia gülmemek için kendini tutarken sürüklenen çocuk ile göz göze geldi. Mia, o açık kahve gözler içine gömülse de tekrar dünyaya döndüğünde gülmesini tutamadı.

Çocuk duruşunu düzeltip egolu bir bakış atarak önüne döndü ve yanındaki çocuğa birşeyler söyledi.

Koyu kahve renginde, dikenli saçlara sahip, görünüşte sinirli çocuk; arkasını dönüp birkaç saniye Mia'ya baktı ve tekrar önüne döndü.

-mia

Konuştukları şey benim hakkımda mıydı? Onu geçtim, acaba söyledikleri olumsuz muydu? Başkalarının düşüncelerini fazla önemsiyorsun Mia. Evine git.

Tekrar tramvaya binerek, kulaklıklarımı taktım ve müzik dinlemeye başladım. Yine gökyüzünü seyrediyordum ama bu sefer onu düşünerek...

"Telefon çalar"
Osamu

Mia: Efendim Osamu?

Osamu: Nerdesin sen? Saat kaç haberin var mı?

Hep böyleydi. Felaket tellalı resmen.

Mia: Sakin ol Osamu. Saat daha sekiz yeni oldu... (Harbi Osamu sakin olm)

Osamu: Nerdesin?

Mia: Tramvaydayım.

Osamu: Tamam, çabuk gel.

Mia: Tabii Osamu şimdi daha hızlı oturuyorum.

Atsumu bunu duymuş olacak ki bir kahkaha kopardı. O hâlâ gülerken Osamu araya girdi.

Osamu: Çok konuşma, çok konuşmak iyi değildir.

Mia: Tamam tamam, görüşürüz.

Osamu: Görüşürüz.

Eve geldiğimde, Osamu'nun hazırlamış olduğu mükemmel sofraya baktım.

Mia: Vaay, döktürmüşsün lan.

Osamu: Tabii.

Atsumu: Benimde tuzum var o sofrada.

Mia: Oha, harbi mi?

Osamu: Evet, sofraya tuzu koydu.

Mia: WOSJOSJDKDĞWİSJSKSNKOSJDJD

Atsumu: Hadi, elini yıkada yiyelim. Hayvan gibi açım.

Osamu: Harbi hayvansın oğlum sen.

Atsumu: İkiziz biz. Haberin olsun.

ŞÜKÜR ELHAMDÜLİLLAH. Kısa kısa yazmayı düşünüyorum. Aklıma ne gelirse yazacağım. İnşaallah güzel olur. Bugün gördüğüm kediyi koyayım şuraya da içiniz ısınsın. Hadi görüşürüz.

 Hadi görüşürüz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oikawa X ReaderHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin