-Oikawa
Begüm'den öğrendiğim vakte 1 saatten az kalınca hazırlanmaya başladım.
Siyah pantolon üzerine beyaz tişört ve siyah gömleğimi giydim. Gömleğimi pantolonunun içine sıkıştırıp üstten iki üç düğmesini açık bıraktım.
'Yakışıklı adamım ha.'
Masanın kenarında öylece bekleyen saatimi alıp koluma taktım.
Saat yaklaştığında apartmandan çıkıp arabaya bindim.
-Mia
Hoca bir şeyler anlatıyordu ama ben sonlara doğru dersi kesinlikle dinleyemiyordum.
Saate baktığımda dersin bitmesine saniyeler kaldığını gördüm ve toparlanmaya başladım.
Hoca bizi saldığında son dakikalarda ki daralmamdan mütevellit tabiri caizse kendimi dışarı attım.
Fakat karşımda, arabaya yaslanmış halde telefona bakan Oikawa'yı görmeyi beklemiyordum.
Beni fark edince telefonu cebine atıp doğruldu. O bana gülümseyerek bakarken bende adımlarımı hızlandırarak yanına gittim.
Açtığı kollarına sarıldıktan sonra sordu.
"Prensesim bugün nereye gitmek ister?"
Her şeyden habersiz..
"Pazara."
Oikawa tam onaylayacakken dediğim şeyi algıladı.
"Ne?"
"Begümle gidecektik, ayağı kırılınca planımız suya düştü. Benle gelmek istersin diye düşündüm, yanılmış mıyım?"
Önce bi' afallasa da sonra gülümseyerek cevap verdi.
"Seninle her yerde mutlu olurum ben," dedikten sonra arabaya geçtik beraber.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oikawa X Reader
Teen Fiction"Hayırdır Oikawa, sevgilim falan? Bozmamak için devam ettirdim sadece." "Ödeşmiş olduk diyelim, sen de aynısını yapmamış mıydın?" "İyi de benimki seni o durumdan kurtarmak için küçük bir oyundu. Senin bu kıskançlığın biraz fazla olmadı mı? Sevgili b...