23

8.9K 279 37
                                    

UZUNNCA BİR BÖLÜMLE GELDİM CANLARIM HATTA O KADAR UZUN Kİ İÇİMDEKİ BEBE BİLE YETER ARTIK ANNECİM DİYİP KARNIMI TEKMELİYOR SİZ DÜŞÜNÜN GERİSİNi VEE SON BİR SEY DİYEYİM BU BÖLÜM TAMAMEN "ALİ"NİN DİLİNDEN OLACAK İYİ OKUMALAR YILDIZIMI VERMEYİ UNUTMAYIN 🦋

Gözlerimi açtığımda kısık bakışlarla etrafa bakıp nerede olduğumu anlamaya çalıştım.

Hemen yanı başımda kalp ritimlerimi bildiren monitörün sesi odada yankı yapıyordu.
Bakışlarımı sağ tarafa çevirip baktığımda annem ve Sultan teyze gözü yaşlı bir şekilde beni izliyorlardı.

Aklıma Asya düştüğü gibi göğsümdeki kabloları koparıp yataktan kalktım hızlıca.

Göğsüme saplanan ağrıyla dişlerimi birbirine bastırıp dışarıya doğru adımladım.

Elimi kapıya doğru uzatmıştım ki gürültüyle açıldı.

Aslan karşımda durmuş kırmızı gözlerle yüzüme bakıyordu.

"Ne bok yiyorsun lan sen" diyip omuzlarımı kavradığı gibi yatağa doğru sürüklemeye başladı.

"Bırak beni Aslan" diyip tısladığımda üzerimdeki gücünü biraz daha arttırdı.

"Geç şu yatağa yaralısın,merak etme konuşacağız" dediğinde sinirle kahkaha attım.

"Sevdiğim kız ortada yok lan,manyak bir piçin ellerinde şuan,ve sen gelmiş bana yatağa yat mı diyorsun lan"

"Ali bak haklısın koçum ama kızın sana ihtiyacı var, sağlam haline" dediğinde sertçe geriye ittim.

"Ne diyorsun lan sen, benim canım orada can çekişirken ben burada yatayım mı ulan Asya değil de Nefes orada olsa sen durur muydun ha" diye kükrediğimde kaskatı kesildi.

"Haklısın sikseler durmazdım" diyip dolaba hızlıca ilerledi.

Elindeki tişörtü başımdan geçirip eşofmanı yüzüme attıktan sonra "hadi gidip canını bulalım" dediğinde derin bir nefes bıraktım.

Eşofmanı hızlı bir şekilde giyinip elimle yarama baskı yaparak odadan çıktım.

Arkamdan annemin ve Sultan teyzenin feryatları koridora dolarken umursamayıp kendimi dışarıya attım.

O gün hastaneden çıktıktan sonra tüm Türkiye'yi karış karış aramış Asya'yı bulamamıştım.

1.5 aydır deli gibi her yeri aramış günlerce gecelerce ufacıkta olsa bir ipucu peşinde koşmuştum.

Nefesin yurt dışında olduğu kesinleşmişti ama bu samanlıkta iğne aramaktan başka bir şey değildi.

Çöktüğüm koltukta elimde duran fotoğrafa baktım uzun uzun.

Neredeyse her güzel anımızı resmetmişti Asya'm.

Elimdeki fotoğrafa bir damla gözyaşım düştüğünde dizlerimin üzerine çöküp fotoğrafları göğsüme bastırdım.

Acı çığlıklarım tüm evi inletiyor yüreğimdeki acı giderek artıyordu.

Onsuz bir gün geçirmek bile azap gibi gelirken tam 1.5 aydır onsuzdum.

Omuzlarıma konan eller beni göğsüne çektiğinde başımı annemin göğsüne dayayıp gözlerimi kapadım sımsıkı.

"Ağlama oğlum, bulacaksın onu günlerdir ne yiyor ne içiyorsun, uyumuyorsun bile yapma böyle. Asya seni böyle görürse ne der yavrum bize,senin güçlü durman gerekiyor onun sana ihtiyacı var annem" dediğinde hıçkırdım yeniden.

Yıllardır bir damla gözyaşı dökmeyen ben şuan yüzümdeki yaşların ardına sığınmıştım.

"Onsuz yapamıyorum anne,iyi olabilmek için ona ihtiyacım var. Başımı dizlerine yaslayıp geçti Ali'm demesine ihtiyacım var. Asya benim nefesim anne bir insan nefes alamadan yaşayamaz ya bende onsuz yaşayamıyorum. O kız benim tüm hayatım her şeyim. Öksüz yetim gibiyim anne koskoca bir yerde yanlız başıma kalmış gibiyim"

Karanlık Saplantı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin