Bölüm 10

27 3 3
                                    

Ölüm bana her şeyden daha yakındı. Şuan sadece sıcaklığı hissediyordum. Kulaklarım hala çınlıyordu. Lavinia, ölüm çiçeğiydi. Ölüme inat bu hayata devam etmem gerektiğini düşünüyordum. Sıcaklık, tatlı bir his içimi sarmaya başladı. Aklıma şu mısralar gelmeye başladı;

Üşüyorsun ceketimi al,

Günün en güzel saatleri bunlar,

Yanımda kal...

Lavinia'dan birkaç dize. Ben bu mısraları hep farklı şekilde yorumlardım. Üşüyorsun ceketimi al derken ölmek üzeresin; günün en güzel saatleri bunar derken donmadan önce gelen o tatlı his canlanırdı aklımda...

Şuan sadece öleceğimi düşünürdüm. Bir anda gözlerim karardı. Açtığımda ise bambaşka bir yerdeydim. Karşımda Beren vardı. Bir anda boğazımı sıkmaya başladı. N'olduğunu anlayamamıştım fakat Beren boğazımı o kadar sıkı sıkıyordu ki boğup öldürecekti.

Derken bir anda 3 el silah sesi geldi. Sonra ise bıçak saplandı Beren'in sırtına. 

Beren bir anda bedeni ile beraber yükselmeye başladı. Gözlerinden kanlar akmaya başladı. Havada dakikalarca asılı kaldı ve sonradan üstüme üstüme gelmeye başladı. Dudakları morarmıştı. Yüzü ruh gibi bembeyazdı. Gözlerinin sadece beyazı görünüyordu. Kanlar akmaya başlamıştı her yerinden. Yanıma geldi ve sadece kulağıma;"Senin yüzünden, bunu sakın unutma!" diye fısıldadı. Bir türlü anlam veremiyordum. Sonradan beni yine boğmaya çalıştı. Yukarıdan çok güçlü bir çığlık sesi duyulmaya başladığı sırada kollarını açtı ve yukarı doğru yükselmeye başladı. Saniyeler sonra da gözden kayboldu.

Suçluyu Bulacağım Anne!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin