yorum yapıp vote verirseniz sevinirim💓
"Tine gerçekten çok salak, nasıl anlamıyor Sarawat'ın ondan hoşlandığını?"
Sevgilisinin diziyi izlerken en az 1500 kere tekrarladığı cümleyi duyunca kıkırdamıştı Bright.
"Biliyorsun, Sarawat onun için mükemmel biriydi. O yüzden kabullenemiyor. Hem çocuk hukuk kazanmış, hukuk kazandıysa anlar herhalde."
"Sen anlamadın ama."
Metawin de bu sefer konuyu yine kendilerine getirmişti.
"Sende benim için mükemmel birisiydin. Beni seveceğini düşünmedim hiç. İçimde savaş verdim hep."
Metawin cevaptan memnun olup gülümseye gülümseye diziye dönerken telefonunun çalmasıyla eline telefonunu almıştı. Babası arıyordu. Açıkcası kendisinin bu kadar erken arayacağını tahmin etmemişti.
"Efendim baba?"
"Metawin, oğlum nasılsın?"
"İyiyim baba sen nasılsın?"
Bright sevgilisinin babasıyla konuştuğunu öğrendiğinde televizyonun sesini kısmıştı.
"Bende iyiyim. Acil bir işim çıkmıştı, maalesef not bırakmak zorunda kaldım. Ama içim rahat etmedi. Müsait olduğunuz ilk fırsatta Kanada'ya gelin diyorum."
Metawin göz ucuyla sevgilisine baktığında Bright'ın pür dikkat kendisini izlediğini görmüştü.
"Ben Bright'la da konuşur haber ederim sana. Çok selam söylüyor."
Metawin konuşmayı sonlandırırken aklından babasının nasıl bu şeyi kabul ettiği geçiyordu.
"Ne diyor baban?"
Metawin derin düşüncelere dalmışken Bright onu dürttüğünde bi anda aklındaki düşünceleri kafasından itiştirmişti.
"Kanada'ya çağırıyor bizi bu, bi anda işinin çıkmasını telafi etmek için."
Bright bir şey demeyip öylece sevgilisine bakarken Metawin devam etmişti.
"Gitmek ister misin? Büyüdüğüm evi görürsün, hem de 4.yıl dönümüzü orda kutlayabiliriz."
Metawin ayrılmak istemiyordu. Birlikte yıllar aylar geçirmek istiyordu sevgilisiyle.
"Büyüdüğün evi görmek isterim Metawin. Gidebildiğimiz ilk fırsatta gidelim hatta."
Bright'ın bu söylediklerinin üstüne geçici bir süreliğine rafa kaldırmışlardı bu konuyu. Daha sonra uzunca konuşacaklardı.
Akşama doğru dizi izlemekten çok sıkıldıklarında yürüyüşe çıkmak istemişlerdi. Ame'nin su ve mama gibi ihtiyaçlarını tamamlamışlar sonra da hava serin diye düşünerek ince bir hırka alıp çıkmışlardı evlerinden.
İkisi de ilişkilerini insanlardan saklama gereği duymamışlardı. Genelde sokaklarda el ele dolaşıyorlardı.
Bir kaç saat içerisinde acıktıkları için genelde sık sık yemek yedikleri restoranda gitmişlerdi. Orada tanıdıkları bir teyze ikisini de çok seviyordu.
"Her zaman ki menüyü mü istiyorsunuz?"
"Evet, ama acılı olmasın Metawin'in karnı ağrıyor sonra."
Sanırım, ona aşık olmamın asıl sebebi beni hep düşünmesi. Diye geçirdi içinden Metawin, Bright her fırsatta onu düşünürdü. İyi bir gözlemciydi de. Bu yüzden kendisinde bilmediği bir çok şeyi onun bilmesi güzel hissettiriyordu.
Derken kulak misafiri olmuştu birilerine. Arkasında biri Bright için bir şeyler diyordu.
"Anne ve babası ayrılmış zamanında, babasını bir kere bile görmemiş."
Gözleri Bright'ın üzerindeydi. Görmemiş miydi? Öyleyse babası neden Bright'ı annesine teslim edip intihar ettiğini söylemişti kendisine.
En iyisi daha sonra sormalıyım. Diye geçirdi içinden. Sonra da uzanıp Bright'ın elini tutmuştu.
"Bright bana anlatamadığın veya anlatmaktan çekindiğin bir şey var mı? Biliyorsun, ben sana sormuyorum ama sen istediğin zaman her şeyi bana söyleyebilirsin."
"Biliyorum, ama şu sıralar iyiyim gerçekten."
"Bu aralar iyi olduğunu biliyorum, ama sanki-"
Metawin cümlesini tamamlayamadan siparişleri geldiğinde Bright ellerini ayırmış yemeğe odaklanmıştı. Eğer konuşmak isteseydi konuşurdu diye düşünüp yine zorlamadı Win.
———
bu bölüm maalesef çok kısa oldu. ne yaparsam yapayım uzatamadım ama diğer bölümü uzun yazmaya calısıcam❤️🩹 aklımda 20 bölüm var su an ileride uzayabilir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
what's wrong, brightwin.
Kurzgeschichten"Hepsi senin baban yüzünden, benden annemi çaldı!" ─devam ediyor. 211022|