Gözlerimi araladığımda duyduğum tıkırtılarla ayaklanmış, odadan çıkarak hemen karşıdaki kapıya koşmuştum. Evde bizden ve Amy'den başka biri olmadığına göre tuvalette ağlayan Amy olmalıydı.
"Amy, açsana kapıyı! Ne oldu? Aç kapıyı."
Seslenmelerimin ardından Bright yanıma geldiğinde oda benim gibi beklemeye başlamıştı. Bir kaç dakika sonra da Amy çıkmıştı lavabodan.
"Neden ağlıyordun? Amy bir şey oluyor ve bana söylemiyorsan, bir şeyden korkuyorsan söyle. Hallederiz hemen."
Ağlamaya devam edip kollarını bana sardığında Bright'la göz göze gelmiştik. Oda ne olduğunu anlamamış ve şaşırmıştı.
"Artık neden ağladığını söyleyecek misin?"
Sorduğum soruyla ağlamaya devam etmişti. Bir kaç adımla Bright ve benim odama geri döndüğümüzde Bright'ta su almak için mutfağa inmişti.
"Şimdi anlat bana, canını sıkan şey ne? Biri bir şey mi dedi? Bir şey mi yaptı?"
Başını iki yana salladı hemen. Hıçkırmaya ve ağlamaya devam ediyordu. Aldatılma ve o duruma ağlama ihtimalini düşünüyordum ama Amy aldatılsa bi tarafına takmazdı.
Bana her zaman aşkımdan köpek olsam da bir erkeğe boyun eğmem, onun için gözyaşı dökmem derdi. Başta abartıyor sanmıştım ama gerçekten aşkından köpek dahi olsa en ufak meselede gurur yaptığı için kapısına gelen hiç bir erkek arkadaşını geri hayatına almamıştı. Birde bana bakın, Bright kaç kere giderse gitsin en son beni nerede terk ettiyse orada beklerdim.
Bright'ın getirdiği bardaktan bir yudum su alıp kendini sakinleştirmeye çalıştığında Bright Amy'nin yanına oturmuştu. Bende Amy'nin karşısında dizlerimin üzerindeydim.
"Hamileyim ben."
Bir anda gelen itirafla neye uğradığımı şaşırmıştım ve Amy frenlemeyip devam etmişti.
"1,5 aylık."
"Erkek arkadaşından mı? Takıldığım biri falan deme sakın!"
Bright'ın tepkisiyle Amy onun kafasına vurduğunda engel olmaya çalıştım.
"Ordan bakınca Kanada'yı elimden geçirmiş gibi mi duruyorum? Tabii ki erkek arkadaşımdan."
Önüne döndüğünde biraz bekledi ve derin bir mefes bıraktı. Ağlaması kesilmemişti.
"Yani eski erkek arkadaşımdan."
Biraz gözyaşlarını silip kendine gelmeye çalışınca ikimize bakmaya başladı.
"Bir şey söylemeyecek misiniz? Anlatmam için ısrar etmiştiniz."
"1,5 ay boyunca bir bebeği nasıl fark edemezsin?"
"Biyoloji dersinde sana anlatmadılarsa ben mi oturup anlatacağım? Ne yapacağız?"
Amy'e çıkıştığımda oda bana çıkışmıştı. Konuşulması gereken konular vardı. Amy bebeği istiyor muydu, babası ne diyecekti? Ne yapcaktık?
"Ne yapacağız değil, ne yapacağım. Sonuçta biz bebek düşünmüyoruz."
Gözlerimi devirdim. Moral vermede Bright'ın üstüne yoktu cidden.
"Bebeğin babasının haberi var mı?"
Dedim. Haberi olsaydı bu kadar çekineceğini sanmıyordum.
"Yok."
"Neden?"
"Söylemek istemedim."
"Amy, bu durum isteğe göre çalışmıyor fark ettiysen."
"Ayrılır ayrılmaz evlendi. Söylemem, metres damgası yemek gerçekten istemiyorum."
Amy'nin ellerini tuttum. Onun kararı her zaman daha önemliydi.
"Peki sen ne düşünüyorsun?"
Omuz silkti öylesine.
"Bilmiyorum. Büyük ihtimalle aldıracağım. Babasız büyüyeceğine hiç dünyaya gelmesin daha iyi."
Amy hep böyle düşünmüştü. Hep eksik büyüdüğünden dolayı. Gerçekten aşık olduğunu hissedene kadar bir bebek yapmak istemiyordu bile.
"Senin bedenin, senin kararın ama bil ki eğer dünyaya getirmek istersen hiç sorun değil. İkinizi de ne olursa olsun korurum."
Bu sözleri bende benden beklememiştim. Amy'de beklememişti ama o sözlerimin doğruluğunu biliyordu. Artık tek ailem oydu zaten. En başından beri yanımda beni hatalarımla kabul eden oydu.
Bright'a aşık olduğumu söylediğimde her anımda destekleyeceğini söylemişti. Küçük yarışmalarımın hepsine beni desteklemek için oraya gelmişti. Doğum günlerimi kaçırmazdı. Ben gece rüya gördüğümde koşarak yanıma gelirdi ve yine beni bırakmazdı.
"Metawin birlikte uyuyabilir miyiz?"
Uzun bir sessizlikten sonra Amy konuştuğunda Bright'la göz göze geldim. Benden ayrı yatmak istemediğini bilsem de sessizce kabul etmişti.
"Tamam birlikte uyuyalım."
Amy önden ilerlerken bende Bright'ı öpmeyi ihmal etmedim.
"Bende Ame ile uyumak istiyordum zaten."
Hemen savunmasını yapmıştı.
"O zaman sana kızımızla iyi uykular."
Birde yanağını öpmüştüm. Sonra da kendi odamdan çıkıp Amy'nin odasına girmiştim.
Ben üniversite için Tayland'a gelene kadar haftanın bir kaç günü birlikte uyurduk. Benim her şeyi sorun edecek bir erkek arkadaşım ya da kız arkadaşım olmamıştı. Amy ise sorun eden herkesi hayatından çıkarmıştı.
Amy'e göre kıskanmak normaldi ama kısıtlamaya çalışmak kesinlikle normal değildi. Bazen bu konu hakkında konuştuğumuzda şey diyordu. "Tamam ilişkideyiz diye bazı şeylere ilk başlarda boyun eğdim diyelim. Ama hayatımın sonuna kadar, birinin kurallarıyla yaşayamam ki. Sıkılırım." Bir açıdan haklıydı. Bu yüzden Amy eğer uymuyorlarsa hemen ayrılırdı. Bağlanmak istemiyordu asla anlaşamayacağı insanlara.
Bu son ilişkiside pek mükemmel sayılmazdı ama idare eder boyuttaydı. Ayrılmışlardı ama sonunda büyük bir süprizle ayrılmışlardı.
"Bright tüm gece beddua okuyacak bana."
Dedi Amy kafamı göğsüne yasladığımda.
"O kadar da yapmaz da, sabah erken kalkar. Erkenden temizliğe bile başlar."
Dedim. İstemediği bir şey olduğunda ya da kafası karışıksa sabah erkenden kalkar yıllarca temizlemediği evi temizlemeye başlardı.
"Metawin, iyi ki benim kardeşimsin."
————
yeni bir fic yayınladım bw için
ona da bakarsınız💓elimde bölüm kalmadı ne
zamana yeni bölüm gelir bilmiyorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
what's wrong, brightwin.
Short Story"Hepsi senin baban yüzünden, benden annemi çaldı!" ─devam ediyor. 211022|