yalanlarla dolu hayat.

43 3 5
                                    

"Baba, vazgeçelim. O şerefsizi tanımıyor bile Bright."

Babamı ikna etme çabalarım işe yaramıyordu. Zaten yarama ihtimali hiç gibi bir şeydi. Ama yine de belki insafa gelir beni dinler diye önüne geçmiştim. Bright babamın korumalarının elindeydi kaçmaması için. Sadece izliyordu. Tamam benim onu sevdiğim doğruydu ama bir şekilde barışsak bile beni affeder miydi? Baştan sona yalandı her şey. Sonradan aşık olmuştum ve iki gün önce de her şeyi bitirmiştim kafamda.

"Metawin, sen sandığımdan da aşık olmuşsun."

"Baba bırak gitsin. Şimdi istesem de affetmez beni zaten. Bırak gitsin. Henüz genç."

Babam uzun süre suratıma baktı. Sonra korumalarına başıyla emir verdi beni uzaklaştırmaları için.

"Neden öldürüleceğini biliyor musun? Ya da, neden bu zamanı beklediğimi?"

Babam Bright'ın karşısına geçtiğinde sakindi. Belki bir umut işler tarlıya bağlanırdı ama pek sanmıyorurdum.

"Babamı tanımıyorum bile. Eğer tanıma fırsatım olsaydı belki size hak verirdim."

"Aslında olayın aslını Metawin hiç bilmeyecekti. Ama bu yolun sonunda kendi oğlumu bile öldüreceğim için. Bu sırrı ölene kadar saklarsın değil mi Metawin?"

Kaşlarımı istemsizce çatmıştım. Zaten birinin canına kıymanın planını yapmıştı senelerdir. Bir de bu olay uğruna benide mi öldürecekti?

"Biz annenle birbirimize aşık olduğumuzda üniversitenin başındaydık. Sizin gibi. Sizin aksinize planlanmış bir tanışma yoktu. Her şey güzeldi. Ama annen yüzünden her şey mahvoldu Metawin. Bir gün annene sinirlendim ve o gece arkadaşlarımla takıldım. Sabahta biriyle uyandım işte, Amy'nin annesi."

Anlattığı şeylerin sonunun düşündüğüm gibi olmamasını istiyordum. İnsan yok artık diyordu. Yok artık.

"Annene söylemedim. Üniversite bittiği gibi evlendik. Sonra seninle tanıştık. Annen o sıralarda yeni hamileydi. Çiçeklerle ilgileniyordu, sırf ilgilenemeyeceğine üzüldüğü için. Senin babanı işe aldım."

Dedi Bright'a doğru. Buraya kadar bilmediğim tek şey Amy'nin belki de kardeşim olması.

"Aslında başta sorun yoktu. Baban bile çocuğu olduğunu, onu iyi şartlarda büyütmek için burada yaşadığını. Daha sonra sizi yanına alacağını söylüyordu hep."

"Ama öyle olmadı. Bir kadın için, bizden vazgeçti. Sizin söylediğinize göre de kendini öldürmüş!"

Bright babamın sözlerine devam ettiğinde yüzünü inceledim. Gözleri dolmuştu.

"Aslında o öyle olmadı biliyor musun? Ben, beni aldattığı için karımı ve sevgilisini öldürttüm. Planımda oğlum da o adamın çocuğunu öldürsün istemiştim ama oğlum her şeyi mahvetti."

"Şaka mı yapıyorsun sen? Ne demek karımı öldürdüm?"

Korumaların elinden kurtulmaya çalışsam da, hamlemi tahmin ettikleri için daha da sıkı tuttular kollarımı.

"Annen, beni aldattı. Bahanesi de Amy. Amy'nin benim kızım olduğunu öğrendiği için. Boşanmak istemiş benden. Yapamazmış benimle. Bana olan aşkı bitmiş. Bunların hepsi bahane. Hemde hepsi."

"Annemi aldatan senmişsin aslında! Bana yıllarca adamın anneme takıntılı olduğunu, onu kaçırdığını ve kurtaramadığını söylemiştin."

"Evet, o adam anneni kandırdı ve aldı benden!"

Neler olduğunu az buçuk tahmin edebiliyordum ama sonuçta babam olsa bile onun bu denli psikopat olabileceğini düşünmüyordum.

"Sende annen gibisin. Bu salak için evine kedi aldın. Bambaşka birine dönüştün bunun için!"

Silahını Bright'a doğru doğrultuğunda ne yapacağımı bilememiş olabildiğince korumaları ittirip önüne geçmeye çalışmıştım.

Önüne geçememiş, onun vurulmasını engelleyememiştim. O göğsünü tutup yere çöktüğünde daha fazla gücümü kullanıp kurtulmaya çalışmıştım.

"Eğer onun için ağlamıyor olsaydın, belki seni affedebilirdim."

Sonra silahını bana doğrulmuştu babam. Acımadan silahını doğrulttuğu gibi sıkmıştı bana doğru.

Yere düşüşüm ve adamlarının uzaklaşmasıyla ölüme terk edilmiştik çoktan.

"Atın arabayı uçurumdan aşağı. Biri bile yaşarsa sizden bilirim."

Yaklaşık bir 10 dakika sonra ölüm sessizliğine bürünmüştü her yer. Babam ve korumaları gitmişti.
Yerine başka biri mi tutardı suçunu üstlenmemek için yoksa bizden sonrakilere önce sevdiğini sonra kendisini mi öldürdü derdi benim için? Yine senaryosu aynı olurdu belki. Takıntılıydı Metawin. Bright onu hayatında istemeyince önce onu, sonra kendisini öldürdü.

Yattığım yerde biraz sürünerek gittim Bright'ın yanına. Hiç bir zaman ölümü yakıştırmamıştım ona. Ben kıyamadığım için onsuz yaşayabileceğimi bile düşünmüştüm ama son zamanlarda nedense kin doluydum ona karşı. Şimdi anlıyordum ki geçiciydi. Belli ki hep hissetmiştim olan biteni.

"Bright, ben ambulans çağıracağım tamam mı?"

Ellerim güçlükle bedenimde dolaştı. Arabayla beraber düşmüş olmalıydı telefonum. Sonra yine ellerimi güçlükle kaldırıp Bright'ın bedeninde dolaştırdım. Telefonunu bulsam da sarjı yoktu onunda.

"Bright özür dilerim."

"Özür dileme. Zaten eninde sonunda ölmeyecek miyiz?"

Sesi çıkmıyordu ama ağzını okumuştum.

"Şans bizden yana olursa ve yaşarsak, bana bir söz borçlusun. Sonsuza kadar benimle kalman gerek. Borçlusun bana."

———
şimdi asla hissettirdiğini düşünmüyorum ama win'in babası hikayede aslında kendi yaptıklarını görmeyen birisi. yani başta suç onun ama onunla evliyken başka bir adamı sevmesi ve boşanmak istemesi yüzünden öldürüyor eşini ve bright'ın ileride daha iyi anlayacaksınız zaten.

kısaca toparlamak gerekirse Amy Metawin'in ablası. Kendi ablasının isimlerini koymadım hikaye anlaşılmasın diye. metawin'in babası öldürüyor eşini ve bright'ın babasını. fice duygu aktarma konusunda çok iyi olmadığım için aralarda notlarla anlatacağım maalesef :"(

what's wrong, brightwin.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin