"Cey?"
"Sevgi?"
"Cey?"
"Sevgi ne oluyor? Ölüyor muyum?"
Ceyda'yla kahve içiyorduk ve birden fark ettiğim şeyle durdurmuştum onu.
"Elini ver bakayım sen bir."
"Ne var elimde?"
"Bu ne?"
Asla tek taş pırlantanın ne olduğunu bilmiyorum ama.
"Ha o mu? Şey..."
"Evlenme teklifi mi etti Rıdvan?!"
"Yok kanks liseden platoniğim etti. Ben de zaten seni hiç unutamamıştım diyerek kabul ettim."
"Dalga geçme benimle. Ne zaman oldu bu?"
"Şey, geçen hafta desem..."
"Bir hafta oldu ve fark etmesem söylemeyecektin yani."
"Aman canım magazinden öğrenmedin ya sonuçta."
"Bana bak, ben hamileyim, bana laf sokma. Ağlarım susturamazsın."
"Of Sevgi!"
"Of deme de anlat. Nerede teklif etti?"
"Tahmin etmesi çok zor olmasa gerek ki."
"Vodafone Park'ta değil mi?"
"Harikasın!"
"E Rıdvan Beşiktaş'ta değil ki. Nasıl orada etti? Yani maç falan olmadı orda bildiğim ve olsaydı da yüz kere duyardık bu teklifi."
"Sakin ol, anlatıyorum. Biz stada öyle dolaşmaya gittik. Buraya gelip de oraya gitmesem olmazdı tabii ki. Tribünlerde oturduk ilk günkü pozumuzu verelim dedi. Ben de tamam dedim. Birini bulduk çalışanlardan arkadan fotoğrafımızı çeksin diye. Kolunu omzuma attı ve bir baktım ki elinde yüzük kutusu vardı. Ona döndüm ne oluyor dercesine. Sonra beni öptü ve ardından flaş patladı. Sonra önümde diz çöktü ve yine bir flaş patladı. Ve tabii o güzel soruyu sordu. Of rüya gibiydi Sevgi."
"Ne dedi teklif ederken?"
"Ömrümün sonuna kadar siyah dediğimde beyaz diyenim olur musun, dedi."
"Ya yiyeceğim şimdi sizi. Çok duygulandım ben."
"Ağlama Sevgi."
"Nasıl ağlamayayım ama? Sen de gelin oldun gidiyorsun."
"Daha gitmedim ama!"
"Olsun, bağırma bana. Hem acıktık biz."
"Yarım saat olmadı daha yemek yiyeli."
"Of Ceyda."
"Tamam, tamam kızma. Yaparız bir şeyler."
Tam biz mutfağa giderken kapı çalmıştı.
Benimki geldi tabii.
Oo benimki yanında sarı eniştemle beraber gelmiş.
Bugün buradan cenazesi çıkmasaydı bari.
Yazık kendisi iyi insandı. Beşiktaşlıydı falan ama bizim kızı mutlu ediyordu.
"Lan kıvırcık!"
"Ne bağırıyorsun be cadı?!"
"Gel buraya. Seninle görülecek hesabımız var."
Altay bana dönmüştü ne olduğunu anlamaya çalışırken.
"Sevgilim, ben yine bir şey mi yaptım farkında olmadan?"
"Ben kenara çekilip izlemeyi tercih edeceğim aşkım, kusura bakma. Entrikaya hasret kaldım."
Yanağıma bir öpücük bırakıp şaşkınlıkla onayladı ve geri döndü kuzenine.
"Neyin hesabıymış bu bakalım?"
Ceyda kollarını birbirine bağlayıp Altay'a döndü.
Geçmiş olsun Altay'cığım. Seni çok seviyorum bir tanem ama şu an çekirdek alıp oturmamak için büyük çaba sarf ediyorum.
"Ben neden yeğenim olacağını instagramdan öğreniyorum Altay?!"
"Öğrenmeseydin kızım, benim suçum ne?"
Müstakbel eşimdeki rahatlığa bakar mısınız lütfen? Harika biri!
Ama tabii ki kadın dayanışması tarafındayız.
"Altay!"
"Aşkım o da bana hesap soruyor ama. Sanki ben öğreneli aylar oldu da ben söylemedim."
"Bebek alışverişi yapıp magazine düşecek kadar vaktin olmuş kıvırcık. Arayıp yeğenin oluyor demek çok mu zordu?"
"Sevgi de aramadı. Neden tek suçlu benim ya?"
Hemen de bana döndü konu. Yazıklar olsun.
"Sayayım hemen. Sevgi hamile, sana gıcık oluyorum ve sen benim kuzenimsin."
Ceyda işaret parmağıyla bir bir sayma yapmıştı ama unuttuğu bir şey vardı.
Altay'ın gözlerinin takıldığı noktayı fark edince Rıdvan'ın kulağına fısıldadım.
"Can sağlığın için cam eşyalardan ve Altay'dan uzak dur."
"Lan!"
"Değil miyim?"
"Ne?"
"Kuzenin mi değilim Altay, niye öyle tepki verdin? Evlatlık mıyım ben?"
"Keşke!"
"Ay ne oluyor be?"
"Bu ne?"
"Yüzük."
"Hadi canım! Ciddi misin?"
"He vallahi. Hem de pırlanta."
"Lan Rıdvan, şimdi sıçtım ağzına."
"Aşkım saçmalama."
"Ne, ben mi saçmalamayayım hayatım? Daha biz evlenemedik. Aceleniz ne?"
"Ay kıvırcık yarın evlenmiyoruz ya. "
Ceyda kulağıma yaklaşıp fısıldadı tekrar.
"Belgeler falan yetişse yarındı bu arada."
"Ne?!"
Kaş göz hareketleriyle susturmuştu beni hemen tabii.
Bizden de beterleri varmış arkadaşlar.